31 Ekim 2012

Bazen insanlar adidir.

Hani derler ya ben ufak şeylerle mutlu olan insanım diye. Öyleyim bende. 
Ama bilmediğiniz bir şeyler var bir yerde.
Ufak şeylerle mutlu olan insanlar, ufak şeylerle kırılırlar.
Ağızdan çıkan bir söz bazen, bir kılıçtanda derin yaralar açabilir.
Ben ufak şeylerden korkarım..
Bir söz bazen, bazen bir bakış.. Gelişleriniz bazen, bazen gidişleriniz.
Ben ufak şeylerin insanıyım.
Nasıl ki bir çakıl taşı verdiğinde sen bana onu elmas kadar sevebilirsem.
Bir kötü söz söylersen bana.. Ya da bana söylemezsin ama yine de duyarsam incinirim..

İnsanların saflıkla yaptığı şeylerle dalga geçilmez.
Bilmemek ayıp değildi hani hem öğrenmemek ayıptı öyle demiştiniz. 
Siz benim çok saflığıma geldiniz belki, iyi de eğlendiniz.
Ama niyeyse ben sizin hiç insanlığınıza denk gelemedim.

Not: Resimde "Umarım her zaman gülümseyecek bir sebep bulursun." yazıyor.

Ağrı sızı...



"Yine o ağrıyla uyandım...
İnsanın içi ağrır mı hiç?
Ağrıyor işte..."

Kahraman Tazeoğlu



Not: Benim ağrıyı fiziksel olarak alın aynı bu işte.. Tamamen fiziksel dediğim gibi.

Good morning everybody :)

  • Yine yeni bir güne yatağımdan ayrılmak istemeyerek uyansamda güne hızlı başladım canlarım.
  • On dakika erken kalkmak çok şey değiştirirmiş insan hayatında öğrendim. O nemrut mendebur kızları durakta görmüyorum, trafiğe takılmıyorum ve de en önemlisi durakta otobüs beklemiyorum ben gittiğimde otobüs orada oluyor. :D Daha ne ister bir insan?
  • Günün motivasyonu olsun kızçelerime benden diye de bu resmi seçtim. Hepimiz güzeliz evelallah. :D
  • "Bir kız topuklu ayakkabı giyebildiği için bile bir erkekten daha üstündür." diye feminist bir söz vardı. Feminist değilim ama söz doğru şimdi Allah için. Bunu iki gündür topuklu botlarla etrafta fink atan Applesodaa söylüyor. :)
  • Sevgili eltimcim Serap ve de sevdiceği Uğur'la dün canlı müziğe gittik. Uğur'u henüz aile içinde nasıl sıfatlandıracağımı bilmediğimden o sadece Uğur şimdilik. Neyse efendim "Yörük Çadırı" adındaki bu mekan Çamlıca'da burnumun dibinde olduğu halde ben ilk kez gittim. Niyeyse bende burnumun dibindeki yerleri gezmemek gibi bir algı var ama gel tee bilmem nereye gidelim desen bir dakika düşünmem bile. Nasıl bir acayipsem artık?? Konunun anafikrini toplarsam; mekan güzeldi, sıcak çikolata güzeldi, müzik güzeldi. :D E daha ne olsun??
  • Sevdiceğim, aşkım, bitanem, herşeyime de çok şükür kavuştum. Allah'ım sen ayırma yarebbim..
  • Herkes iş başına hadi naş. :D
30 Ekim 2012

Sabırsızım, sabırsızsın, yine sabırsızım..

  • Ofiste vakit geçmek bilmiyor. İçime fenalıklar geldi. Böğrüme öküz oturdu..
  • Telefonlar son teknoloji ürünü nasıl olsa saatleri kendileri alıyorlar ileri geri. Ama ben kol saatimi almayı unutmuşum. "Oh be saat de üç olmuş." diyerekten sek sek sekerekten gezerken attan düşmüşe döndüm gerçeği kavramamla beraber..
  • Benim başım ağrıyo ama akşama da canlı müziğe gidelim diyorlar..
  • Ayrıca saçım topluyken ya da saçımda herhangi bir toka varken başım ağrıyor. Çıkarıyorum geçiyor. Nasıl bir anormalsem?
  • Bugünlerde tırnaklarımda bir gariplik var hangi ojeyi sürsem 2 dakikada ya soyuluyor, ya da çizik çizik oluyor. Ay Tahsin bana birşeyler oluyor...
  • Popeyes'da geçen gün yediğim yemekten hiç memnun kalmadım. Anladım ki Popeyes bana göre değil.
  • Atalay Demirci'nin Yetenek Sizsiniz'deki gösterisini Pelin bana izlettiğinden beri tüm misyonum eve gelen herkese adamın gösterisini izletmek. Cem Yılmaz, Şahan vs. hikaye gülebildiğim tek Türk komedyen bu adam oldu. :D
  • Daha da ne desem bilmiyorum bir kahve içeyim artık bari.. :D

Ah bu ben..

Ajandaları günü gününe kullanamadım. Hep 1 yıl geride kaldım.

İş başa düşünce...

  • Bayramın sona ermesine oldukça memnunum. Yorulmuştum trafikten.. Sevdiceğimin de uzaklarda olması demekti bayram. Bitti gitti çok şükür.
  • Ben birilerini hiç aramazsam onlar da beni aramıyor, bir işleri düşene kadar bana. Niye böyle yapıyorsunuz bir işiniz olmadan da arasanız beni. Hep ben mi arayacağım?
  • Sissy'nin doğum günü şerefine yaptığımız Kadıköy çıkartmasında Cafe Nayino ve Çaykur Çay Evi de duraklarımız arasındaydı. Cafe Nayino'yu pek bir sevdim. Birazcık sıkışık bir mekan merdivenlerden ötürü ama çalan memleketimin müziği ne de olsa.. Çaykur Çay Evi'ni ise geniş ve ferah bir mekana sahip olmasına rağmen pek sevmedim. Sadece çay var. İnsan orada çayın yanında iyi gider diye pasta, kurabiye satışı falan da yapar değil mi? Hayır, kâr edin diye söylüyorum da siz bilirsiniz canım.
  • Halen daha ahşap boyama işlerine başlayamamışken ben kız kardeşim çoktan ney kursuna başladı bile. Benim neyim eksik he??!
  • Yazacak birşey bulamıyorum. Çalışacağım.
29 Ekim 2012

  • Bayramı fırsat bilip blogu da tatil etmiştim. Ben yokken her gün gelip de blogumu ziyaret eden o müstesna onbeş kişiye teşekkürü bir borç bilir, selam ederim.
  • Sevdiceğimin memleketine gitmesi dolayısı ile bayram pek bayram gibi olmasa da yine de idare ederdi işte. Zaten şunu da söylemezsem olmayacak "Nerede o eski bayramlar?".. :)
  • Gezdim, dolaştım sonunda yine evime döndüm. İnsanın evi gibisi yok işte canım. Bir başka rahat böyle..
  • Bayram temizliğinden sonra her tarafımda baş gösteren ağrılar sebebiyle bayramın birinci günü yan gelip yattım. :)
  • Küboş'cum İstanbulluyuz güya bir yer bildiğimiz yok diyerek; gezilip görülecek yer listesi hazırladı. Bayramdan sonra başlayacağız gezmeye. Gerçi ben bu gezmelerden önce bile eve nadiren gelebiliyordum artık evi hep otel gibi kullanacağım demektir. :D 
  • Bugün vapurun yan yatmasını galiba devrileceğiz diye yorumlayan bendim. Eğer devrilirse biz üst kattayız kızım denize düşmeyiz karaya denk gelir diyense kardeşim. :D
  • Vapuru yan yatmasını kaptanın acemiliğine bağlayan yine bendim. :D
  • Beylikdüzü çok uzak oraya giden jetotobüs yapılsın diyenler el kaldırsın.. Herkes el kaldırmalı propaganda başlatacağım da kalabalığa ihtiyacım var.
  • Metrobüs çok bozmuş ben size söyleyeyim bugün binmek için sinir krizi geçiriyordu Avcılar'da insanlar.. :(
  • Ayrıca da hani bayramdı herkes gitmişti? Bayram bayram kimsenin güya olmadığı İstanbul'da yaşanan trafiğin bir açıklaması olmalı diye düşünüyorum.
  • O değil de bir ihtimal İstanbul trafiğine bile çözüm bulunabilir de Üsküdar'ın halini hiç iyi görmüyorum..
  • Bu resimdekiler benim kızlara aldığım ufak tefek bayram şeyleri. Onları bile özene bezene paketledim Neden çünkü benim arkadaşım olmak ayrıcalıktır. :D 
  • Herkese iyi bir bayramlar dilerim.. :D 
  • Applesodaa İstanbul'dan canlı bildirdi sayın okurlar.

Türk Kızının Temizlikle İmtihanı!

   Kızlar olarak biz aslında pek de bayramları sevmeyiz. Neden derseniz eğer, bayramdan önce bir arife günü vardır ki, evlerden ırak dostlar. Geçmiş zaman bilemiyorum tam olarak ne olmuş ama o günü birileri bir yerde temizlikle bağdaştırmış.. İşte Türk kızının temizlikle imtihanı da orada başlıyor.
   Beyler bilmez ama 7'den 70'e her Türk kızı bilir ki bayramın takvimde boy göstermesiyle beraber en naif, en hanım hanımcık anneler bile kaplan kesilir. Vaktiyle Hitler yanına on tane anne Türk alsaydı emeline ulaşırdı dostlar..
   O perdeler yıkanacak, o camlar silinecek durumları ile başlayan temizlik hadisesi; evin tüm muhtelif yerlerinin üç ila beş kez temizlenmesi, her kir zerreciğinin ellerde deriler soyulana kadar ovalanması, yıkanmadık yer bırakılmayarak evin "bal dök yala" kıvamına gelmesine kadar temizlenir. Bu süreçte çamaşır suyu, yağ çözücü, kir çözücü, lavabo açıcı, bulaşık deterjanı ve dahi gerekirse kezzapla Türk kızı kanka olacaktır. Yoruldum demek kâtiyen yasak olup, ağızdan çıkan bir "of" nidası temizliğin 2 saat kadar daha uzamasına sebep olacaktır. Her temizlik "Bugün yaptığın banaysa, öğrendiğin sana." anne atasözü ile desteklenip, becerilemeyen durumlarda "Ay sizden de yarın öbür gün ev kadını mı olacak sanki?" cümlesi ile başlayan sinir bozma taktiği ile daha çok çalıştırma durumuna geçilecektir.
   Temizlik bitti diyerekten göbekler atıp, sevinecek kıvama gelen Türk kızını sonrasında baklava börek açma, sarma yapmak gibi nispeten daha az eziyetli ancak aynı orada sinir bozucu mutfak yeteneklerini sınama üzerine kurulmuş görevlerle anneler kendilerine getireceklerdir.
   Türk kızı için ne denilse azdır. Zira Türk kızı olmak bambaşka bir ayrıcalık ve dayanıklılık gerektirir. Türk kızı hiçbir deterjandan etkilenmez ve zehirlenmez. Her arife gününde on günlük işi yapabilir. On kaplan gücüne bedel olup, paslanmaz çelik kadar sağlamdır. Türk kızı tüm bunları yaptıktan sonra eve gelen misafire çay servisi yapacak kadar sağlam sinirlere sahip olandır. Türk kızı sonradan kesinlikle olunmaz. Anadolu kadını tarafından doğurulmak suretiyle Türk kızı olmanın ilk adımı tamamlanır. Mevlana felsefesine dayanan temizlik, yemek pişirme, ütü, çamaşır-bulaşık gibi işlerde çalıştırılarak "Hamdım, piştim, yandım." evresinden geçirildikten sonra dünya evine girmek suretiyle ikinci adım tamama erdirilir. Bir kız evlat doğurulup aynı işkence evrelerinden geçirilmek sureti ile Türk kızı olmak alanında diploma alınır.

Not: Türk kızlarına selam eder, gözlerinden öperim.
Notun Notu: Resim kaynağı şurasıdır.
Notun Notunun Notu: Yazı %100 tarafımca yazılmış olduğundan kaynak gösterilmeden alıntılanmamalıdır.
20 Ekim 2012

Tatlı cumartesi :)


  • Dün çok geç yatsam da bu sabah çok erken kalksam da bugün çok güzel bir gündü. :) Zaten sevdiceğimin olduğu yer her daim güzeldir. :)
  • O kadar çok sarıldık ki, üzerimde kokusu var şimdi ve ben o kokuyu aldıkça daha da bir mutlu oluyorum.. Evet, çok aşığım her yanımdan akıyor değil mi? Maşaallah deyin çabuk!
  • Birtakım oldukça gereksiz insanların ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum.. Bu genç yaşımda katil olmak da istemiyorum. Varın, gidin öte durun benden.. Sinirleniyorum..
  • Kardeşceğizim ney kursuna başladı bugün. En ucuz neyin ikiyüzelli TL olması dolayısıyla da kurstan sonra iş aramaya başlamış. Üzülüyorum bu kızın haline. Nerede olmadık iş orada o. :)
  • Dün dayım tutturdu hadi seni köye götüreyim, bana çorba yaparsın diye. Yok diyorum gelmem ben. E bana kim çorba yapacak diyor. Vicdan azabı gibisin dayı!
  • Çok başım ağrıdı hadi ben yemek yemeye gidiyorum.. :)
19 Ekim 2012

Zaman çok yok, ya geç kalırsan?

Sevmek bir erdem miydi? Öyle derlerdi değil mi?
Demesinler. Kimse de kimseyi sevmesin. Ya da seven gelip bana söylemesin.
Şimdi asıl soru şu sen birini seviyorsun bu tamam. 
Onu deli gibi kıskanıyorsun, bunu belli de ediyorsun.
İstiyorsun da, ortam da durumlar da müsait. 
E be kardeşim o zaman sorarım sana: "Gelip bunu bana anlatacağına neden ona anlatmıyorsun??"

Sevdiğini söylemekten neden korkar insan? Hem zaten korkunun ecele faydası yok olgusu hepimizce biliniyorken sevdiğini söyleyememek.. Sevdiğinizi söylemekten korkmayın. 
Onu kaybetmekten korkun.
Şu üç günlük dünya "Seviyorum ama gururum var." demek için çok kısa.. 
Ben herşeye geç kalmaktan korkarken siz nasıl hala sevdiğinizi söylemekten korkabiliyorsunuz ki??

Bu yazının şarkısı merhume Amy'den geliyor. You Know I'm No Good.

Not: Resimde "Ben iyi değilim. Sen iyi değilsin ve bu iyi." yazıyor.

Notun Notu: Sayende stres sahibi oldum Merve...

Yine yeni bir gün :)

  • Şu tren benim olsun olsun... :) Burası neredeyse ben oraya gitmek istiyorum! İstiyorum!
  • Bugün artık süprizimizi gerçekleştirme vakti geldi.. Hediyelerimiz hazır, ben hazırım, Gamze hazır.. Gelsin akşam. :) Belki sizle doğum gününden bir kare paylaşırım sonra. :)
  • Çikolataya "çukulata" diyen insanlar çok itici... Azalarak yok olun lütfen..
  • Adele'nin Set Fire To The Rain şarkısıyla bozdum kafayı. Şimdi b*kunu çıkarana kadar bunu dinlemezsem olmaz olamaz.. :)
  • Bu sabah otobüste bir çocuk beni kesiyordu. Hayır dönüyorum arkamı, bakmıyorum ama bakışlarını sırtımda hissettim yani.. "Bana bakma benim yarim var." diyemedim o kalabalıkta ama tshirte bastırıp giycem artıkın..
  • Bu akşam kek yapcam çayını alan gelsin bir de çay yapamam. :) Silikon kek kalıbı aldım. Bakalım nasıl pişirecek, meraktayım..
  • Siz bilmezsiniz ama bilenler bilir yemek yapmak benim ikinci aşkım.. İlki sevdiceğim tabi ki. :) Yemek yapmayı çok seviyorum.. İlerde bir gün bir cafem olacak hissediyorum. :)
  • Bir arkadaşım evlendirme programına katıldı. Bende mecbur oturup izlemek zorunda kaldım. Arkadaşımın çıktığı yer dışında program çok sıkıcı geldi bana. Nasıl izliyorlar bunu her gün oturup anlamıyorum..
  • Size Ezgi'nin Günlüğü'nden şu parçayı armağan edip ufaktan ufaktan kaçıyorum. :)
18 Ekim 2012

Sesine kurban olduğumm..

Yarabbim, bu nasıl bir ses??

Ayrıca kimin aklına gelmiş bu şarkıyı yazmak bilmiyorum ama "yağmuru ateşe vermek" kısmına ben vuruldum...

"Ateşe verdim yağmuru
Ve bizi de attım alevlere
Bir şeylerin öldüğünü hissettim.
Çünkü biliyordum ki bu sondu, sondu."

Sevmekse...

 
Hissedersin bazen bilirsin kaderini. Bazen de kaderini seçmek istersin. 
Seversin birini, sonsuzluğa onunla uzanmak istersin.. 
Ne zaman ki bir cümlede "sonsuz" ile "sevmek" yan yana gelse inanamam onun gerçek olduğuna. Çünkü her zaman önce "Sonsuza dek seni seveceğim." diyenler gider.. 
Sonra da "Hep senin yanındayım." diyenler.. Sen sonsuza dek sevme beni. Bende sonsuza dek sevmeyeceğim ki zaten seni. Ömrümce seveceğim. 
Nefes aldıkça seveceğim.. Ben yaşadıkça bu yeryüzü üstünde seni seveceğim.. 
Sözler verme bana. Tutamazsın incinirim. Bende sözler vermeyeceğim. 
Ne zaman ki aklıma bir söz vermek gelse, dilimin ucuna geleni yutup susacağım. O içimden geçeni, ben yapacağım. Senin için sözler vermeyeceğim ama senin için herşeyi yapacağım..
 Sonsuzluk varsın olmasın, hep yanımda olamazsın da zaten.. 
Ama yanımda olduğun her anı güzel ve değerli kılarsın.. Yanımda geçireceğin her saniyeyi bir mucizeye bedel kılarsın.. Nefes aldıkça kalbin benim için çarparsa, ben zaten başka dilek dilemem.. Ömrünce sev beni.. Ömrüm oldukça ben hep seveceğim seni...

Sevdiğime...

Bu yazıya bu şarkı anlam bakımından iyi gider.

Geçmiyor günler :)

  • Bu resimdeki leopar desenli kadın benim. Her ne kadar leopar desenin l'sini bile sevmesemde alışveriş deyince aynen böyle eller kollar havaya.. Hobaa.. :)
  • Dün Beşiktaş'ta yeni bir çantacı keşfettim hem çok uygun, hem de çok güzel çantaları var.. Ama yerini söylemem sonra hepiniz oraya gidersiniz. O kadar da kıskanç bir insanım..
  • Canım, ciğerim müstakbel eltim Serapcım haftasonu için kahvaltı planı yapmış. Ama şimdi nasıl da sevilmez ki bu kız? Al böyle sev sev sev... :)
  • Kızların hediyelerini aldım. Sonra da oturdum paketledim. Bu duruma Eliçe'nin yorumu; "Benim için bu kadar uğraşan bir arkadaşım olsa, paketin içi boş da olsa olur." oldu. Bundan sonra sadece paket hediye etmeyi düşünüyorum. :)
  • Bir süpriz hazırlayınca da hemen vermek istiyorum, sabırsızlanıyorum.. Şimdi geçmiyor günler.. Güneş doğmuyor gecelerime.. Nasıl olacak bu yarın??
  • Ayrıca o kadar süprizlerin insanıyım ki sevdiceğimin yılbaşı hediyelerinin bile planı şimdiden hazır.. :) Ayrıca kızlarınkiler bile hazır.. :) Nasıl da güzel bir insanım ben.. :D
  • Tabii bütün bunlardan sonra bende doğum günüm için bir süpriz bekliyorum artık Gamze Hanım'a duyurulur.. :)
  • Doğum günüm için önceden hediyelerimi seçiyorum. Sonra "Off, sana ne alcam ben yaa??" diye soran talihsize burdan buyur diye gösteriyorum.. :) Fenayım.. 
  • Sabahları severdim eskiden.. Eskidendi çok eskiden.. Ne zaman ki ilkokuldan en sevmediğim ikoncan çakması kızlarda benim durağa gelmeye başladı, sabahların da tadı kaçtı..
  • Bugünün şarkısı olarak size bunu armağan ediyorum.. Ben kahve içmeye gidiyorum.. :)
17 Ekim 2012

Günaydın Türkiye :)

Sabahın ilk ışıklarını arkada bırakmış olsak da biliyorum ki hala çoğunuz uyumakta.. 
Hatta popişinizde pireler uçuşuyor itiraf edin. :)
Evet neşeli mi neşeliyim bugün.. 
Ruh halimde öyle değişken ki ben bile kendime sahip olamıyorum bu konuda.. :)
Tabii bütün bu gülümsemelerde sevdiceğimin ve bayram haftasında tatilimin 10 gün olmasının da etkisi büyük inkar etmeyelim.. :)
Bu sabah hepinizde sevgili Avril'den My Happy Ending şarkısını armağan ediyorum. 
Akşama Beşiktaş çıkarması var. Kızlara doğum günü hediyesi almak için çantacıları talan edeceğimden ben ve emir erlerim (sissy ve  miss Eliçe) Beşiktaş çarşıları dar diyeceğiz. :)

Not: Bana bakma benim yarim var. ;)
16 Ekim 2012

Hayat Güzeldir..

  • Böyle bir filmde vardı değil mi? Ben izlemedim gerçi ama güzel diyorlardı. 
  • Hayat hep zor, hep zor da ama güzel yanları da var değil mi? Var var biliyorum. Mesela sevdiğimin geldiği akşamlar var ki anlatılamayacak kadar güzel..
  • Ha, bir de mesela Beren Saat'in ağlaması var.. Allahım ağlarken bir kadın bu kadar mı çirkin olur?? Lohusa falan görse ağlamasını sütten kesilir mazallah..
  • Yeni bir huy edindim. İş yerinde çalışırken artık eski dizileri açıp dinliyorum. Müzik dinlesem bir süre sonra başım ağrıyor. Dinlemesem de canım sıkılıyor. Yabancı dizi dinleyemiyorum çünkü konuşulanları anlamıyorum. Bende açıp açıp eski dizileri dinliyorum. :)
  • Bir de kızıyorum bazılarına.. Mesela böyle birbirini seven insanların arasına girenler varya onlara falan nasıl kızıyorum belli değil. Sinir oluyorum..
  • Annem sevdiceğimle tanışmıştı. Şimdi annemi sevdiceğimin annesi ve teyzesi ile tanıştıracağım. Bayram sonrası bizim evde ilginç olaylar olacak..
  • Evde fazladan iki tane çekyatımız var. Benim gerizekalı teyzem yeni koltuk takımı alınca onları bize yollamış hangi akla hizmetse?? Bizde bir ihtiyaç sahibine verelim diyoruz ama lakin benim salak babam koltuklara derinden bağlandı.. Bir de tutmuş bana bu çekyatlar giderse sende bu evden gidersin diyor. Beni bir çekyatla beraber tutan gerizekalılara benim zaten tahammülüm yok giderim.
  • Ay yani demem o ki; babamı galiba reddedicem..
  • Of içim sıkıldı. Nerde kaldı bu akşam??
15 Ekim 2012

Bu sabah bir umut var içimde...

  • Aslında çoktan umutları tükettik de her yeni gün yeni bir macera işte.. Bugün biraz gerginim yine deseydim daha doğru olurdu.. Demeyeyim yine umutsuzluk yansımasın her yere..
  • Haftasonu için herkes ayrı ayrı plan yaptığından bir sonraki haftasonu için şimdiden kabuslar yaşamaya başladım. Ne yapacağım nereye yetişeceğim hiç bilmiyorum.. :(
  • Bu haftasonum da ayrıca kötüydü. Haftasonlarını da sevmiyorum artık. Hep bir yalnızlık, birbaşınalık..
  • Kız kardeşimin haftanın yedi günü eve saat onbirden önce gelmemesi sebebiyle sonuçta annem isyan bayraklarını çekti ve evde sıkıyönetim ilan edildi... 
  • Bu sabah yine Eliçe'nin altıya kurduğu saatin on dakikada bir çalmasıyla uyandım.. Gel gör beni beni, sabah sabah sinirim zıpladı yine..
  • Bu sabah içimde evde bir bardak sıcak çayla kahvaltı etme hevesi vardı. Ancak evde annem kış saati uygulamasına geçtiğinden olmadı... Erkenden yemiş içmişler..
  • O kadar berbat hissediyorum ki.. Her yanımdan akıyor hissettiklerim..
  • Her ne kadar benim için pek güzel bir güne başlangıç olmasa da resmi mutlulukla dolu koydum ki sizin gününüz güzel geçsin...
12 Ekim 2012

Bir başka cuma :)

Bu hafta hiçbir günü gününde yaşayamadım. 
Salıyı hep çarşamba sandım. 
Çarşambayı perşembe.. 
Bugün de sanki cuma kılığına girmiş bir çarşamba gibi geliyor bana..
Ama ne olursa olsun; bu cuma başka cuma..
Her cuma güzeldir zaten. Ayrıca hemde mübarek gün olması var ki, e daha ne olsun değil mi?
Jet hızıyla geçen bir cuma olması dileğiyle..
10 Ekim 2012

Töbe bismillah!

Adamlar kahve telvesi ve fincan poposuyla sanat şaheseri yaratsın. Siz hala her bulduğunuz fincanı "Neyse halim, çıksın falim." diye ters çevirip kapatın.. Yazık... Çok yazık...

Oysa ki bizde ki bu kahve tüketme potansiyeliyle bizim daha güzellerini yapmamız lazım..

Hele annemin olayın anasını ağlatması lazım.. :D

Olur mu çocuklar ben hep evdeyim.. :)

Her ne kadar filmin tamamını izlememiş olsam da bu filmin bu sahnesine bayılıyorum..
Bu şarkıyı da bir tek burakiler söylerken seviyorum.
Ama favorim Demet Akbağ'ın "Olur mu çocuklar ben hep evdeyim." dediği andır.

Not: Hepiniz benim bebeklerimsiniz.. :D Haluk Bilginer hariç bu adamları bireysel olarak sevemsem de şuradaki topluluğa bayılıyorum. :)

Bağımlınım!!

Shakira benim bebeğim yaa....
Bir insanın şarkılarının %90'ı bu kadar mı güzel olur?? 
Bu şarkıda ben sana bağımlıyım diyor.
Aşkıma gelsin bu şarkı. :)

Heralde Tual'in Tiryakinim şarkısının eşdeğeri diyebiliriz. Anlam bakımından yani.. :)

Savaşacak mıyız?


Savaşlar üzer beni, sizi de biliyorum.. 
Bundan seneler önce yanıbaşımızda kopmadı mı kızılca kıyamet.. 
Gökyüzünün kırmızıya boyandığı resimler, görüntüler dönmedi mi günlerce televizyonlarımızda??
Yanıbaşımızdaki insanlar için üzülmedik mi içimizde?? 
Savaşta ölenlerin, yaralananların, o masum günahsızların resimleri ciğerimize ciğerimize oturmadı mı?
Şimdi bizde kalkmış savaş ilan edeceğiz. 
Evet, canımızı yaktılar ama savaşla değil çözümü bence. 
Herşeyi bilen inanılmaz projeler geliştiren hükümet bulsun buna da bir çare ama savaşarak değil.
Onlar bizim masumlarımızı öldürdüler de bizim canımız yanmadı mı?
Bizde masumları öldürürsek onların canı yanmaz mı?
Ve yine masumlar öldü diye bizim içimiz acımaz mı?
Savaşmayalım, bir hal çaresi bulunur elbet.. 
Ama öldürmeyelim...

Fatih Altaylı'nın bu konuda düşündüren yazısını okumak için buraya lütfen...

Not: Resim alıntıdır. Şuradan.

Küçük Şeyler :)

  • Resim; "Bugün güzel görünüyorsun." diyor. :) Bu resimler sabahları beni mutlu ediyor. Hasta olabilirim ama ben her gün güzelim şekerim.. :) Bu bendeki kendini beğenmişlik de bizim kızları hasta ediyor. :)
  • Kendini beğenmişlik demişken, aslında öyle çok güzel birisi falan değilim. Ama kendimi severim şimdi eğri oturup, doğru konuşalım. :) Tabii ben sürekli kızlara "Ben dünya güzeliyim kızım!!" dediğim için illahlah ettiler onlar orası da ayrı mevzu.. :)
  • Dün akşam çook kalabalık bir aile yemeği yedik. Tabii tek püf noktası şuydu ki aslında ben kan bağı olarak o aileden değilim. Ancak sevdiceğimin ailesi öyle sıcakkanlı ki kendimi hiç yabancı gibi hissetmedim. Herkesle beraber güldüm, konuştum, çok eğlendim. :)
  • Asıl merak ettiğim sevdiceğim de eninde sonunda benim ailemin kalan kısmıyla tanışmak için bize yemeğe gelcek. Bakalım o zaman neler olacak.. :)
  • Ben şimdi bu ipod nanolardan almak istiyorum. Ama o ilk çıkan uzun ince zarif olan modelinden istiyorum. Lakin hiçbir sitede bulamadım. Ama ben ondan istiyorum!!!
  • Akşam yatağa yatınca aklımda hep aynı söz dönüp duruyor.. "Aman sabahlar olmasın.." Geceler ne kadar uzasa da doymadım doyamadım uyumaya ben..
  • Dün yine internetten alışveriş yaptım. Hani şu Yedi Kocalı Hürmüz filminde geçen söze geliyor olay, "Tavuk götü tövbe tutar mı ayol?" sözü.. Duramadım aldım, tamam hadi onu ordan almasam yine çıkıp dışarıdan alacaktım da bugünde Koton indirimini görünce kendimden geçtim, zor tuttum kendimi.. Neyse indirim kuponlarım da bitti artık. Dünkü hırka da yine bedavaya geldi bu arada.. :) 
  • Havayı iki gündür bir ayrı seviyorum.. Böyle soğuk olsun, buz gibi ama hava kapalı olmasın.. İçime bir karamsarlık çöküyor o zaman... 
  • Leoparlı şalımı kaybettim galiba.. İki gündür yastayım... 
  • Şimdi çayla simit iyi gider. Ben gidiyorum.. :)
9 Ekim 2012

Bunlar benim olmalı, olmalı!!

Bu yüzüklere aşık oldum. Vuruldum.. 
Şimdi bunların biri kız, biri erkek için tasarlanmış ama yani benim sevdiceğim ne yapacak o yüzüğü. Hem böyle janjanlı şeyler takmaz o. Tak dersem de bana şöyle bir bakar. :) (Buraya boş boş bakan gözler gelecek.) O yüzden de diyorum ki; ben bunların ikisini de alayım. İkisini de kendim takayım. :D Çok zekiyim ben. Muah! :) Yalnızca iş bunları bulmaya kaldı. Gören, bilen, duyan varsa yorum bıraksın ya da bana ulaşsın lütfen.. Onlar benim bebeklerim olmalı.... Olacak.
:)

Gidelim buralardan...


Akşamüstü vakti geldi çattı. Ben sevemiyorum bu vakitleri pek. Gece olmalı.. Bu bulutlar içimi açtı. Tam da yerine koymuşlar kelimeyi "Kaçalım!".. Bu akşam şirkette işler sarpa sarıyor, tam projeyi bitirdik derken başımıza yeni yeni işler çıktı... Şimdi vakitlerden daralma, bunalma vakti.. Bak hafif hafif de terlemeye başladım.. O zaman şunu dinleyelim... Gidelim buralardan.. Dayanamayacağım.. Hayatım sende gel al beni..

Küçük Şeyler :)

  • Gtalk'dan Kübra'ya "Kahve yapacağım içiyor musun?" diye sorup, "İçicem." cevabını aldığımda "Zift iç. Sen yaparken hiç bana soruyor musun!!" diye trip atabilecek kapasitede bir insanım ben.. :)
  • Akşam karşı yatağımda uyuyan kuzenimin nefes almadığını düşündüğümde "Uyuyor musun?" dedim. "Yok, ne oldu?" dedi. "Hiç nefes almıyormuşsun gibi geldi." dedim. O da bana; "O zaman ne uyuyor musun diyorsun. İnsan bir ölüyor musun der!!" dedi. Hadi ben uyku sersemiyim, jetonlarım köşeli de bu kızın neyi var hiç bilmiyorum. Sanki ölmüş olsan cevap verebileceksin bana.. :D Ahaha! Ailecek manyağız biz..
  • Dün gece yine ileride doğuracağım çocuklara geldi konu. Ben biliyorum benim oğlum olursa o Bruno reklamındaki gibi olacak. "İlgi çek bakıym!" Ay tosunum benim yaa... :)
  • Şimdi benim boğazım iyice bir şişti. Ayrıca halsizim ve karnımda filler tepişiyormuş gibi bir his veren karın ağrısına da sahibim. Ay ben nasıl ayakta duruyorum hala bilemedim..
  • Hep bir doğumgünü var. Hayır bıktım ama artık aaa.. Benim de doğum günüm gelsin artık.. Ben de bir yaş daha büyüyeceğim. Şimdi biraz düşündüm de gelmese de olur. 22 nasıl bir sayıdır yahu?? "Kaç yaşındasın?", "22"... Hayattan soğudum..
  • Kızkardeşim zaman zaman çok çirkef olabiliyor. O zaman annemlerin küçükken söylediği "Onu çingenelerden aldık." yalanına bir başka inanıyorum..
  • Akşama sevdiceğim, annesi, yengesi ve bendeniz sevdiceğimin teyzesine yemeğe gideceğiz. Biz kocaman bir aileyiz. :)
  • Annemin sabah kahvaltı hazırlarken herkesi uyandırmak gibi bir huyu var. Tamam anladık sen uyandın da bırak da biz uyuyalım değil mi?
  • Ayrıca annemin sofra kaldırıldıktan sonra "Mutfağı hemen toplayın." şeklinde yaptığı baskının yanında Hitler'in yaptıkları devede kulak kalır.
  • Ne kadar da sevecen bir ailem var benim.. :)
  • Resimde "Tüm ihtiyacınız aşk." diyor. Acaba benim hastalığa da iyi gelir mi ki? Akşam sevdiceğim gelsin de test edelim. :)
8 Ekim 2012

Yaşasın 1 Yıl :)

Dün bizim sevdiceğime tam bir yılımız doldu.
Bu resmi sana armağan ediyorum hayatımın aşkı.. :)
İyi ki varsın sen!!

Not: Ben her zaman sana bakacağım, biz hala birlikte olmadığımızda ve hatta birbirimizden çok çok uzakta olduğumuzda bile..

Çeviri kesinlikle %100 yanlıştır, yani takılmayın da işte ona benzer birşey anlatıyor. :)

O, işte...


Kendi olarak, sana gelen...
Sana gerekesinimi olmadan,
seni isteyen..
Sensiz de olabilecekken,
seninle olmayı seçen..
Kendi olmasını,
seninle olmaya bağlayan..
O, işte...

Oruç Aruoba - De Ki İşte

Good morning everybody! :)

  • Bu resmi sabahın çok erken saaatlerinde gelip de blogumu ziyaret edenlere armağan ediyorum. :)
  • Çok hızlı bir iş toplantısıyla başladık güne bu beklenen birşeydi. Ancak boğazımın ağrıyor olması bugün için beklediğim birşey değildi.. :( Ben hasta oldum galiba...
  • Haftasonu oldukça canlı ve güzel geçti benim için.. Hep eskiye yönelik görüşmeler oldu. Üniversitedeki ev arkadaşlarımla Eminönü senin Beşiktaş benim gezdik. Sonraki gün ise eski iş arkadaşlarımla görüşme şansı buldum. Güzeldi canım. :)
  • Buraya böyle çokça kocaman kalpler gelecek. Onlar da haftasonumu daha da güzelleştiren sevgilim için... 
  • Benim sevgilim ben her inek gördüğümde "Yaşasın Milka İnekleri!" diye çığlıklar attığımdan bana kocaman kocaman Milka çikolataları alıp gelecek kadar centilmen bir yakışıklı.. :)
  • "..... erkekle olmaz." klişesine bir tane de ben eklemek istiyorum. "Soğan yemeyen erkekle olmaz." :) Yani ben olamazmışım. Biz o kadar romantik bir çiftiz ki ne zaman dışarda akşam yemeği yesek içinde hep soğan oluyor. :) Hayır sonra misafirliğe falan gidiyoruz, ayıp oluyor. :) Ama olsun böyle seviyoruz birbirimizi.. :)
  • Ahşap boyama yapmaya karar verdim. Eskiden merakım vardı ama ahşapla özellikle ilgilenmemiştim. Takı tasarımı ve ebru yapımından da hevesimi aldığıma göre bütün ilgi ve alakamı ahşaplara vermeye karar verdim. Ancak bir kurs bulamadım henüz. Bulan bana da haber etsin. Ben ahşap boyamak istiyorum!
  • Ahşapdan da bir süre sonra sıkılacağım çok bariz olduğundan daha sonra dikiş-nakış denemeye karar verdim. Yaşasın yaratıcılık aşkı! :)
  • Merlin'in sarkık donu adına bugün ne kadar da kasvetli bir gün... 
  • Aplesodaa. Ofis. 2012.
Not: "Melin'in sarkık donu." deyimi Harry Potter serisinde geçiyordu. Ne kadar da güzel bir nidâ. :)
5 Ekim 2012

Görev Tamamlandı. :)

Görev tamamlandı. Gün bitmiştir, eve gidip bir ölü gibi yatabilirim...
Yaşasın haftasonu güzelliği..
Şimdi gelsin pazar, sarılayım sevdiceğime..

Bu teyze doğru diyor.


"Tüm ihtiyacınız aşk.."

Annem ne diyor?

Sevgili anneciğim ne zaman beni arasa hep aynı şeyleri söylüyor..

Haftaiçi sabah on civarı..
Annem: Nerdesin?
Ben: Nerde olabilirim anne allasen işteyim.
Annem: Hımm tamam. Ne yapıyorsun?
Ben: Çayda çıra oynayacak halim yok ya anne ya çalışıyorum işte. Ne istiyorsun?


Haftaiçi akşam altı civarı..
Annem: Çıktın mı?
Ben: Yok ben altı buçukta çıkıyorum ya.
Annem: Hımm. Ben belki erken çıkmışsındır dedim.
Ben: Hı hı. Şirket de benim zaten..

Ben herhangi biryerdeyken arkaşlarımla.. (Kendisine gidilecek yer önceden söylenmiştir.)
Annem: Nerdesin?
Ben: Anne evden çıkmadan söyledim ya işte ....'ya gideceğiz diye.
Annem: Tamam. Ben belki geziyorsundur dedim.
Ben: Tamam anne.

Hayır bir insan hep mi aynı şeyleri sorar yahu.. İşteyken arar nerdesin. İşteyim arar ne yapıyorsun... Söyletme beni diyorum söyletme anne... Ah anne ah!

Affedememek üzerine...

"Affetmek için iki kişilik erdem lazım.
Hem onu affetmek, hem onu affettiğin için kendini affetmek."

Orson Welles

Küçük Şeyler :)

  • Resime hayat için "Yes, right" demek isterdim ama yalan söylemek de içimden gelmiyor şimdi. :)
  • İş hayatı genel olarak zor geçer ben size diyeyim. Mesela birisine sinirlenirsiniz, ama ona patlayamayacağınızdan gider bir altınızda çalışana verip veriştirirsiniz. Şahsen ne hak etmediği halde birine bağırıp çağıran, ne de bağırılıp çağırılan olmak istemem ama işte insanlar sinirlerini çıkaracak bir kum torbası arıyor ne yapalım ki. Allahtan benim alt pozisyonumda çalışan kimse yok. Kimsenin kalbini sebepsiz yere kırmak istemem. 
  • Otobüse binerken geçen gün kavga etmek zorunda kaldım. Olay aynen şöyle cereyan etti. Durakta on kişi bekliyoruz bekliyoruz. Otobüs de gelince herkes otobüse doğru yavaş yavaş yürümeye başladı, bende öyle ilerliyorum. Otobüsün ilk durağı olduğundan orada da on kişi olduğumuzdan herkes oturacak sonuçta. Ama adamın biri döndü bana "Sıra var." dedi sertçe. Neyse dedim akşam on olmuş saat kavga etmeyelim. Sonra yanımdan "Ne diyor?" diye sorunca sissy söyledim. Adam bir döndü başladı bağırmaya. Ama hayatının hatasını orada yaptı. Çünkü ne altta kalırım, ne de kendimi ezdiririm. Verdim ağzının payını rezil ettim onu bindim sakince oturdum sonra.. Bana böyle saçma sapan şeylerle gelmeyin aklınızı alırım diyorum. Anlatamıyorum.
  • Duruma çok sinirlenen sevdiceğim bundan sonra bana alışveriş gezilerinde özel şöfor tahsis etme kararı aldı ki; kısa günün kârı diye buna derim ben. :)
  • Her sabah eskiden ilkokulda kankam diye tabir ettiğimiz yakınlıktaki bir arkaşım olan kızla aynı duraktan aynı otobüse biniyoruz bu aralar. Kızı görmeniz lazım tabi Kaf Dağı'nı ben yarattım havalarıyla burnu bir metre yukarılarda ne selam verir, ne alır. Artık öyle soğumuşum ki kızdan her sabah durağa inince "Yine mi? diyorum ya "Yine mi sen?". Ben artık başka duraklar arayışı içindeyim. Sabah otobüse binmenin bile bir keyfi kalmadı ki..
  • İnsanları çoğu zaman çözemiyorum. Yani davranışlarını, ne yapmaya çalıştıklarını anlamıyorum.. Bana bağırıp, çağıran; benimle doğru dürüst konuşmayan kuzenimin gelip de son iki gündür can ciğer kuzu sarmasıymışız, sanki hiçbirşey olmamış gibi davranmasını anlamıyorum.. Derdin ne senin dostum diye böğürmek istiyorum suratına doğru...!
  • Benim kuzenlerim hep bir alem zaten bir de evli olan bir abla-kuzenim var ki... Allah düşmanımın başına vermesin.. Dersin ki gelmiş otuz yaşına 8 yaşında bir çocuk anası.. Ama yok efendim o çocuğundan beter çocuk.. Sen sabır ihsan eyle Allah'ım..
  • Sonra işte hep bir koşturmaca.. Hep bir telaş...
Not: Resimde; "Basit. Değil mi?" diyor.

Cumalar candır.. :)


Evet haftanın son iş günü olmasıyla beraber genel olarak dünya nüfusunun %90'ının sevdiği o mübarek güne geldik.. :) Bir gün böyle mi güzel olur Allah'ım.. :) Dün geceki yorgunluğumun üzerine bugün bitse de yatsam, yayılsam diye planlar yapıyorum.. Herkese mükemmel bir cuma diliyorum.. Sevgi ve saygılarımla.. :)

Not: Resimdeki cümleyi tam olarak açıklayabileceğimi sanmıyorum ama güzel birşeyler diyor işte anladınız. :)
4 Ekim 2012

Hep yalan dolan...

Saçlarımızı Blendax ile yıkadığımızda asla reklamlarındaki gibi olmadığı bunca senedir ayan beyan ortadayken hala neden ısrarla aynı reklamları yapıyorlar hiç anlamış değilim...?

Güzel günler zorlu duraklardan geçer..

Hadi güne güzel bir başlangıç yapalım. :) Zaten oldukça yoğun bir gün olacak. Bugün kuzenceğizimin hem nikahı, hem düğünü vesaire zımbırtıları var işte.. Hepinize kucak dolusu sevgi gönderiyorum.. Bana da sabır ver Allah'ım.. :)

Not: "Bugün güzel görünüyorsun." diyor resimcik. :)
3 Ekim 2012

İçimde bir heyecan var.. :)

  • Bugün hatta dün geceden itibaren nedense içimde bir heyecan var ne anlatabiliyorum. Ne de ne olduğunu anlayabiliyorum..
  • Bu saat oldu hala uyanmayan bir sevgilim var nerelere gideyim bilmiyorum.
  • Sabahtan beri feysbukta paylaşılan meyvelerin anlamlarını düşünüyordum ki sonunda aydınladım. Meme kanserine karşı yeni kampanya imiş. Yakında erkekler bize misilmeme yapacaklar yine bu konuda.
  • İş yerinde sıkıntıdan bayılacağım ve de midemde dolanan ağrının da buna büyük bir katkısı var eminim.
  • Sinirim tepeme çıkıyor zaman zaman.. İşte ne yaparsın kimse düşünmüyor sınırı nerede çekmeliyim diye ya bir cıvıklık ya bir soğukluk.. Bazı insanlar çok dengesiz..
  • Bu ay tutumlu kız olacağım. Çalışmalarım devam etmekte konuyla ilgili..
  • Kuzenim düğünü için elbise aldım ben sonunda hemde 30 TL'ye.. Kadıköy sokakları candır, canandır.. 
  • Saati 6:30'a kurup kalkmayan ve her on dakikada bir o saatin çalmasına göz yuman kuzenimini yarın sabah soğuk suyla uyandırcağım.. :D Zalimim..
  • Applesodaa ofisten canlı bildirdi sayın seyirciler.. :)

Çıldırdım!

Bu resim şu anda duygularıma çokça tercüman olmakta.

Not: Resimde "Kapa çeneni yoksa seni öldüreceğim." yazıyor. Tahminlerim o yönde yani..
2 Ekim 2012

Kimi zaman?

   Her zaman zor zamanları olabilir insanın.. Mesela klimayı açtırmayan insanlar dolayısıyla sıcak ofiste havasızlıktan boğulmak tehdidiyle yaşamak gibi..
   Bazen gözleri dolar insanın.. Daha dün doğmuş bir bebeğin kucağında altını ıslatmasına "Beni çok seviyor." diyerek tepki verdiğinden bu yana seneler geçtiğini farkettiğin o andaki gibi..
   Değişimler yorar insanı.. Aslında günler geçerken hiç farketmiyormuş gibi yapsan da ya da farketmesende bir gün gelir o eski mahalle bakkalının kapandığını gördüğünde yüreğinde sancıyan o sızının verdiği his gibi..
   İnsanlar boğarlar bazen.. Hep değişken doğalarıyla. Bitmek tükenmek bilmeyen istekleriyle kimi zaman. Hep ben hep ben diyen bencil bakışlarıyla belki..
   İnsanlar ağır gelirler kimi zaman.. Birşey olmasına gerek yok varlıkları yeter zaman zaman..

Not: "Seçimlerin dünyayı değiştirecek." hasılından birşeyler diyor fincanın içindeki minik etiket.. Çeviri de kusurlar da bizzat benden sorulabilir.

:) Ama sizi ısırırım ben!!

Bunlardan bir tane doğurmalıyım!! Ya da o bruno reklamındakilerden de olur.. Allah'ım ne kadar da tatlılar.. Bence en az on tane doğurmalıyım!! :D
1 Ekim 2012

Bir Deri Cekete Aşık Oldum!



  Lcw'nin yeni sezonunda gördüğüm hem kırmızısı hemde siyahı velhasıl bilumum her rengi olan önü çapraz fermuarlı deri ceketlere aşık oldum.. Kendimden geçtim... Tabii o sıra yanımda yeterli para yoktu alamadım ancak maaşım yattığı anda  ceketim ve ben elbet kavuşacağız...

   Barlow&Skidmore'un "Bir Deri Cekete Aşık Oldum" isimli Epsilon yayınlarından çıkan bir gençlik kitabı var bu arada bilginiz olsun..

   Not: Resimdeki temsili deri ceket ama bulursam onu da alabilirim. :D

Başladık..

  • Tatilin çayda eriyen şeker gibi bir çırpıda bitmesiyle birlikte kendimi bu sabah ofiste buldum..  :( Tatil güzeldi.. Tatil canmış anladım..
  • Sevdiceğimin doğum gününde süpriz üstüne süpriz yapıp en çok hediye yapma rekorunu kırdım.. :)
  • "Hediye alınmaz, yapılır." diyen arkadaşların mantığına uyarak kendime seferberlik ilan etmiştim ki. Ettiğime değdi öyle böyle değil sevdiceğim çok sevindi. :)
  • Sevdiceğimle "Evreşe Yolları Dar" diyerekten üçüncü il dışı seyahatimizi de yapmış bulunduk. :)
  • Tabii gezmekten, yemekten, yatmaktan buralara yazmaya fırsat bulamadım. Ama sizde okumamışsınız zaten.. Bir ara yolgeçen hanına dönen blogum eski ıssız günlerine geri döndü. :)
  • Evdeki kız nüfusunun üçe çıkmasıyla beraber sabah uykusu denen şey haram oldu, yalan oldu.. :( Sabahtan okula gitmek için kalkan bizim sürtük kızlar gürültülü patırtılı hazırlandığı için evde huzur bulamaz oldum.. :(
  • Yine evde yapılan bazı birtakım dekorasyon değişiklikleri ile odamız o eski loş havasından kurtulup apaydınlık bir yer oldu. :) Aynalar mekana ferahlık verir derlerdi de inanmazdım.. :) Tebdil-i mekânda ferahlık varmış..
  • Bir türlü gelmeyen kışa hazırlık olsun diye annem evde ne bulduysa dondurucuya attı. Kaybolan eşyalarımı da orada aramayı düşünüyorum..
  • Bu sene allı pullu giysiler moda olmuş, alışverişte farkettim. Allı, pullu derken daha çok simli örgü kıyafetlerden bahsediyorum.. Lcw'yi bu konuda çok başarılı bulmuşken, Defacto denen markaya yine 0'ın altında -3 verdim. Kotonun yeni sezonunda bir tane mi siyah elbise olmaz diyerek isyan ettim. Ama o lacivert sırtı pencereli önünde özgürlük heykeli olan elbise benimdir, benim olacaktır. O kadar nokta.. :)
  • Ordu simiti getirdiler, incecikti böyle buradaki simitlerin yarımı gibi ama nasıl da güzel bir tadı vardı mübareğin annemden kaçamadı tabii yedik gitti. :D 
  • Bir dürümcüye müdavim oldum, bağımlı oldum.. Yedim yedim doyamadım.. :) Küçücük, salaş yerler olur hani belki biraz da pis görünür insanın gözüne ya öyle bir yer.. Ama mükemmel. Adresini hatırlamıyorum ama alıp vereceğim. Hayır amca satışlar kötü diye dükkanı kapatırsa, gözüm açık giderim öteki tarafa o yüzden.. :)
  • Ben şimdi öğle yemeği molası veriyorum.. Hepinize sevgiler.. :) Çaylar da benden olsun hadi..

Search

About

Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.