6 Ağustos 2012

Küçük Şeyler :)

  • Efem trafik malumunuz bizim hayatımızın vazgeçilmezi oldu köprülerde tadilat çilesinin başlamasıyla. Bu durum beni öncelikle deli gibi sinirlendirmekle beraber, bir araba almaya itti. Dur bir düşün dedim kendime ve düşününce o kadar param olmadığını farkettim. Acı ama gerçek. Olsun umut fakirin ekmeği bari ehliyet alayım dedim bende.
  • Sonra düşününce motor almak daha cazip geldi. Ama işte bu trafikte Beylerbeyi'ni mesken edinmiş zekasız polislerin beni yakalayacağı falan tutar sonra. Yol ne tarafa bacım deyip, emniyetin yolları taştan türküsünü söyletirler bana. Yok yok bu da olmadı.
  • Hayır bir de şey durumu var. Mesela başkaları birşeyler yapar yakayı hiç ele vermez. Herşey güllük gülistanlıktır. Ama sen yaparsın başına bin türlü iş gelir. Ah adaletinin senin dünyaa...
  • Tabii her gün bu sıcakta dört kilometre yol yürüyünce insanın beyni asfaltta pişmiş yumurta gibi oluyor. Yolda gördüğüm çimenlere su saçarak dönen sulama aletlerinin altına atmamak için zor tutuyorum kendimi.
  • Birde çanta problemi var. Şimdi kadınların olmazsa olmazı çanta. Hatta çantasız çıkmam abi yapanlar bile var biliyorum. Gel gelelim sevemedim karagözlüm ben durumu. Yok, nefret ediyorum çanta taşımaktan. Yanımda biri varsa hayatta takmam zaten çanta falan veririm onlara eşyalarımı. Bir de çantaların kadınları çileden çıkarmak için icat edilmiş olması durumu var ki aman aman. Küçüğünü alıyorsun sığmıyor içine hiçbirşey; büyüğünü alıyorsun fıtık oluyorsun, kol ağrılarına kalıyorsun. Ne anladım ben bu işten??
  • Sıcaklar sonunda beni de vurdu dostlarım. Sıcaktan iftarda az yiyorum, gece zaten nerden enerji bulup da yiyeyim derken yarı aç oruç tutuyorum. Her sabah ve akşam dört kilometrelik doğal iş sporum da eklenince Victoria's Secret mankenleri gibi incecik oldum valla. Gerçi ben boy açısından ancak Kate Moss olabilirim ya neyse canım. :D Heh işte bu sabah süzüldüğümü farkettim çünkü bir ay önce aldığım etek belimden aşağı gitti gidecekti ki kemiklerim tuttu. Onlar da olmasa halim harap. Şu kemiklerin böyle çıkık olmasının da bir faydasını görecekmişim demek.
  • Düşünüyorum da olmuyor diyorum böyle olmuyor, olmuyor. İnsan bir süre aynı işi yapınca kötü yanlarını zaman içinde seçerek, işine karşı bir nefret büyütüyor içinde. Yokmu bi cafe işleten hayırsever blogger? Al beni yanına kekini yapayım kurabiyeni yapayım? Blog Cafe'miz olsun.. Hayat böyle zor çok zor... Omuzlarımda bir ağırlık var. Ah..
  • Eteklerle başım dertte. Ben ne zaman etek giysem sevdiceğimin annesine yakalanıyorum. Sonra da çok utanıyorum canım kısacık etekle beni gördü diye. En son artık babasına da yakalanınca bir karar verdim. Şimdi hani bu eteklerin 3 boyu vardır: 1.Miniler 2.Yarımlar 3.Uzunlar. Bende niyeyse bu üç numaradan hiç bulunmaz. Benimkiler genelde mini veya dizin iki santimetre altı olur. Ama dedim olmaz böyle şey bütün o minileri kaldırdım, yok ettim. Artık uzunlardan bir kaç tane alayım çeşitlilik olsun diyorum. Bir de iş eteği dediğim dizin iki-üç santimetre altında olanları kullanıyorum. Elveda miniler sizi kaybettiğime hiç üzülmedim. :D

0 yorum:

Yorum Gönder

Search

About

Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.