30 Mayıs 2014

#şiirsokakta


Cumalar Candır!


  • İyi akşamüstleri dilerim canlarım. Şu anda klimanın esintisi tepeme tepeme vururken, başımda bir ağrı, midemde bir başkası dolanırken, akşama evde yapılacak bir dolu iş beklerken olmak istemediğim tek yer olan ofisten sizlere canlı bildiriyorum.
  • Hayır iyi değilim. Bu mübarek ve kutsal cuma gününde olmak istediğim son yerde bile değilim, ofisteyim... Havanın bu karamsar halleri ise beni benden aldı...
  • Sabah şarıl şarıl yağan yağmurdan sonra işe gitmek için çıktığımda bir de güneş açmadı mı "Allahım hikmetinden sual olunmaz ama sen de mi bizimle eğleşiyorsun." diye düşünmeden edemedim. (Maddenin notu: Bu replik "Hükümet Kadın'da Demet Akbağ tarafından söylenmektedir.) 
  • İşlerimi bir türlü toplayamadığım, hatta elimin işe varmadığı bir gündeyim. Yeniden yağmurun başlamasına müteakip kendimden komple geçtim.
  • Selamlar eder, bu birbirinin tekrarı maddelerden oluşan yazı için affınıza sığınır, gözlerinizden öperim.
  • Applesodaa.


29 Mayıs 2014

Bugünlerde...

   Çalışmak istemiyorum! Şöyle bir, iki ay git tatil yap deseler bana dünyanın en mutlu insanı ben olurum herhalde...

   Sabahları hava aşırı sıcak olmuyor mu sizce de?? Şahsen ben bu sabah evden işe gelene kadar kan ter içinde kaldım ve terlemekten nefret ediyorum... :(

   Bu haftanın her gününü cuma saydım da yaşadım. Nasıl bir cumaya gelme isteği ise içimdeki varın siz düşünün artık...

   Küçük Süprizler Dükkanı olarak bir baby shower etkinliği işini aldık canlarım. İlk kez bir baby shower etkinliği düzenleyeceğiz. Bebek bezlerinden pasta yapmak için çok heyecanlıyım şu anda. :) Ayrıca lisedeki öğretmenlerimiz etkinliği düzenlememiz için bizi tuttular. Yani herhalde, galiba, sanırsam biz bu işten ekmek yiyeceğiz eninde sonunda. :)

   Arkadaşlık adının altına sığınıp da, arkadaşınım kisvesiyle atılan her kazığın içimizde yeri ayrıdır. Elbet yaptıkları da onlara dönecektir. Çünkü bu böyledir. Böyle olduğu bilinir. "Ne ekersen, onu biçersin." diye boşuna dememişler.

   Son olarak resimdeki söze canı gönülden katılıyorum.

   Hepinizi sevgiyle kucaklarım... Applesodaa.

"Eksikliğim çoktur ben de bilirim, eksiklikle kabul eyle gel beni."

demiş Pir Sultan Abdal. Son 125 gün...
27 Mayıs 2014

Bugün karamsar yanımdan kalktım, karamsar yanıma yatacağım yine.


Aslında kendi içimde değil, şu dünyada, dünya sıkıntılarında, insanların bitmez tükenmez isteklerinde, egolarında, bencilliklerinde kaybolmuş hissediyorum. Hatta aslında o kadar bıktım ki hissetmiyorum da, öyle bir boşvermişlik hali işte anlatamıyorum...

Belki de...

Bugün günlerden çok cuma sanki...
Çok da anlamsız bir cümle olsa da cuma gibi hissediyorum işte.
Yenge oldum canlarım. Minnacık, tatlış bir bebişimiz var artık.
İçimde de devasa bir sıkıntı var. Çok ağır geliyor.
Üşüyormuş gibi hissediyorum sürekli ve her yanım acıyor. Hasta oluyorum galiba.
Yollarda, evde, her yerde boş kalan zamanımda kitap okuyorum, böylece kendi sıkıntılarım aklıma gelmiyor.
Ciddi ciddi psikologa gitmeyi düşünüyorum ama maddi külfetinin altından kalkabilir miyim henüz emin değilim...
Ayın son haftası olması sebebiyle bu haftayı sevmiş gibiyim biraz.
Gri eşyalarımın ikinci taksitinin günü geliyor. Ala ala bitiremedim şu çeyizleri dertliyim, kederliyim.
Ve ne ara mayıs da bitti? Biz daha yılbaşını yeni geçmemiş miydik yoksa ben orada mı kaldım??
Çok yorgun, bıkkın, usanmış hissediyorum. 
Ben bebişi görmeye gidiyorum.
Sevgiler.
Applesodaa. 

"Gözyaşı bilmez neden aktığını. Ama göz bilir neye ağladığını."

demiş Kahraman Tazeoğlu. Son 127 gün. Bazen ağlarken de bekliyor insan.
23 Mayıs 2014

#şiirsokakta


Cumalar Candır!!

    O işten çıkarılma bir gün benimde başıma gelecek. Bu şirkette iken hevesle bekliyorum. Yani bir insan bu kadar mı işten çıkarılmak ister? İstiyorum!! Beklersen gelmiyor ama güzel günler gelecek, gelecek biliyorum...

   Patronum olacak cadalozun yeni başlattığı bir uygulama yüzünden her sabah bir saat telefonda kendisine rapor veriyorum. İçime ifritler oturdu, darlanıyorum...


   Güneşli bir cumada ofiste çalışmak en son istediğim şey bile değil. Sizinde öyle biliyorum...

   Sevdiceğimin askeriyede geçirdiği yoğun günler nedeniyle sesine hasret kaldım. Özlüyorum, hüzünleniyorum. Hüzünlendikçe daha da çok özlüyorum...

   Yarın Küboşcum için nişan tepsisi vs. alışverişine çıkacağız. Ardından da hafta sonu yapacağımız pasta için malzeme alışverişi yapacağız. Bir insanın her günü mü yoğun olur canım bilmiyorum ki??

   Göbeğimden kurtulmak istiyorum ama istiyorum ki kendisi kaybolsun.

   Bugün sabahtan patron tarafından devre dışı bırakıldığımdan daha fazla devam edemeyeceğim. Sevgilerimle güzel hafta sonları diliyorum...

 
22 Mayıs 2014

"Ne çok hüzün var sahi… Sabahtan başlıyoruz hüzünlenmeye, koca gün yetmiyor. Ertesi güne devrediyoruz bazı hüzünleri."

demiş Ali Lidar... Seni beklerken hüzünlenmek de sevdaya dahil... Bekliyorum son 132 gün...

#şiirsokakta


Sormuyorlar...


  • Bugünlerde pek iyi değilim. Yani aslında iyiyim de ne bileyim bir şey eksik işte yalnızım çokça belki de? Konuşmaya ihtiyacım olabilir. Olmayadabilir. Bir şeyim varda neyim var bilmiyorum işte...
  • Sevdiceğimi çok özledim... Görememek bile tamam da kokusunu duyamamak var ya ona tahammül edemiyorum. Bende kalan tüm tshirtleri ben gibi kokuyor artık. Çok özlüyorum...
  •  Tarçınlı cevizli kek eşliğinde size şu güzel haberi de vermek isterim ki annemin hastalığı ile ilgili testleri çıktı. Çok şükür sonuçlar iyi, annemin ameliyat olmasına da gerek kalmadı. :)
  • Size bahsettiğim o iş de olmadı. Ben umudu kesmişken aradılar dediler ki haftaya kesinlikle bir görüşmemiz olacak sizinle sonra o hafta geldi geçti, bir sonraki geldi geçti, ses yok. E ben zaten umudu kesmiştim beni yine arayıp niye böyle yaptınız anlamadım ki...
  • Kafam çok allak bullak, patronum her gün sağ olsun canıma itina ile okuyor. Ayrıca bugün dolgum düştü. Bu dişten artık bana hayır gelmez akşama dişçiye gideceğim ama ne yapar dişime hiç bilmiyorum bu da beni huzursuz ediyor.
  • Sürekli bebek mevludunun tarihini değiştiren kuzenimi mi önce bir kaşık suda boğsam yoksa patronumu mu paradoksunu hala çözemedim.
  • Bir de hamama gidelim diyoruz. Ramazan gelmeden aklanıp, paklanalım..
  • Kucak dolusu sevgiler gönderdim hepinize. Applesodaa.
16 Mayıs 2014

Cumalar Candır! Kara Cuma...


  • Bu hafta bir avuç kömür için 284 kişi bir ömür verdi.
  • 284 ailenin ocağını belki de hiçbir zaman üzerinden gelemeyecekleri bir matem sardı. Şimdi tüm yurtta 3 gün yas ilan edilse ne olur? 
  • 3 gün üzüldükten sonra herkes yaşamına devam eder. Yine fotoğraflar paylaşırlar mutlu mesut hayatlarından, ama o madende ölenlerin ailelerinin mutlu mesut günleri olmayacak ki...
  • O madende 284 kişi değil tüm Türkiye'nin insanlığı öldü. Bu sabah şehit sayısı 284'tü. 500'den fazla işçinin madene indiği söyleniyor. Ölü sayısıyla, kurtulanların sayısı ise 500'ün yanından bile geçmiyor. Kaç işçinin daha cenazesi çıkarılacak bilinmiyor? Kaç can daha yitirilecek? Kaç ailenin daha umudu kırılacak, sevdikleri ellerinden alınacak bilinmiyor?!! Sonra holding sahibi çıkıp orada yaşam odası vardı diyor. Öyleyse neden yaşamadılar?!!
  • Çizmelerimi çıkarayım mı diye soran işçiyi görünce yüreğim dağlandı. Beni değil Mahmut'u çıkarın, onun karısı hamile diyen işçi insanlığımız için bir parça umut vadetti. İçeride mühendisler var önce onları kurtarın diyen işçiyi görünce ise bizim insanlığı çoktan unuttuğumuz gerçeği tokat gibi çarptı yüzüme. Bir mühendisin canının bir işçiden daha değerli olduğunu düşündürdüysek hepimiz insanlıktan çoktan çıkmışızdır. En nihayetinde yaratılışta hepimiz eşit değil miydik? Öyleyse bu kuralları sonradan kim koydu? Kimin canının daha değerli olduğuna kim karar verdi? Kimse çıkıp da ben yaptım demeyecek elbet. Öyleyse başımız sağolsun bizim insanlığımız öldü...
  • Madende hayatını kaybeden ailelerimize Allah'tan sabır diliyorum. Hiçbir şeyi değiştirmez biliyorum ama bize de sabır ver Allah'ım bazen tüm bu olanlara gerçekten dayanamıyorum. 

Bir avuç kömür için bir ömür verenlere...


ÇİZMELER

“Korkmuyor musunuz” diye sormuştum Zonguldak’ta bir madenci ağbime.
“Korkup da napacan” demişti, “korkuyla yaşanmaz ki.”
Kocaman harflerle ‘önce güvenlik’ yazıyordu önünde konuştuğumuz duvarın üstünde.
Önce düşük maliyet.
Önce yüksek kâr.
Önce maksimum kapasite.
Önce karanlık.
Önce sessizlik.
Önce duman.
Önce ölüm.
Şimdi kriz masalarında kifayetsiz bir telaş.
Hiçbir yaraya derman olmayan başsağlığı mesajlarımız, gözyaşlarımız.

“Çizmelerimi çıkarayım mı” diyor mahşerin ortasında çok yüksek kapasiteli bir kalp sahibi,
“Ambulans kirlenmesin.” Bir de temizlik maliyeti eklenmesin masraflarınıza benden ötürü. 

***
Hadi şimdi gider pusulasına yazın kardeşlerimizin vasiyetlerini.
Vergiden düşün babasız kalan çocukların acısını.
Soğuk rakamlar üzerinden bir hayat kurun karanlık ve ıslak maden dehlizlerinde.
Bu işin sorumlularını affetmeye hiçbir kulun gücü yetmez. Bunu ancak Yaradan yapabilir.
Allah sizi affetsin.
Çıkarın o pahalı çizmelerinizi.
Dünya daha fazla kirlenmesin.

Yılmaz ERDOĞAN
14 Mayıs 2014

Karanlık bazı şeylerin, gizlice, gölgeyle ruh arasında, sevildiği gibi severim seni.

demiş Pablo Neruda. Son 140 günde de her gün büyüyen bir aşkla severim seni. Diren yüreğim...
12 Mayıs 2014

#şiirsokakta


Huzur aniden gelecek ve geldiğini fark etmeyeceğiz.

demiş Jack Kerouac. Huzurun gelmesine son 142 gün.

Birazcık dinlenebilir miyim?

Bu hafta anlatamayacağım kadar yoruldum. Genellikle 4 saatlik uykuyla dolaştım. Biri iki katlı nişan pastası olmak üzere beş adet pasta yaptık. Uykuya hasret kaldım desem hiç abartmamış olurum.

Şirketin Sodex fuarına katılması ise durumu hiç ama hiç kolaylaştırmadı. :( Topuklu ayakkabılar üzerinde gezmekten ayaklarım perişan oldu.

Ayrıca Elif de sanki başka hiç gün yokmuş gibi gitti cuma günü nişanlandı. Bu kızın her işi ters, kız istemesi de salı günü olmuştu. Düğünü de bir pazartesi olacak demişti dersiniz.

Dün de annemin evde günü vardı. Misafirler çok kalabalık olmasa da yine de gürültü rahatsız ediciydi. 

Yani demem o ki şu odayı bana versinler şöyle boylu boyunca uzanıp, dünyayı unutup dinlenmek istiyorum.
6 Mayıs 2014

Dayan yüreğim... Son 148 gün...


  • Günler geçip gidiyor demeyeceğim. Gitmiyor. Her bir günü tek tek sayıyorum. Bekliyorum ki gece 12 olsun da bir gün daha eksilteyim vuslatımızla aramıza giren hasretimizden...
  • Beklerken kendimi oyalıyorum. Dikiş dikmeye merak salmam belki de bundan. Ya pastalar? Evet, bildiniz o merak da bu sebepten...
  • Bir bitse diye beklerken ne çok şey öğreniyor insan bilir misiniz? Beklediğiniz için bitmiyor doğrusunu söylemek gerekirse, katlandığınız için bitiyor. Çünkü beklemek tamam da, ayrılığa katlanmak zor.
  • Çok özlüyorum bazı günler. Hani minik bir çocuğu ağlatsanız annesine koşar ya, öyle canınız yansa önce ona koşmak geliyor içinizden ama koşamıyorsunuz. Ertesi gün görürüm, geçer bu özlem diyemiyorsunuz.
  • Bazen merak ediyorum bu kadar özlemle nasıl patlamıyor içim diye? Akşamları yastığa başımı koyunca içimdeki hasretten kalbim patlayacak sanıyorum. O kitaplarda anlatıldığı gibi oluyormuş gerçekten, özlemden kalbim şişiyor, göğsüm sancıyor. İnanmıyorsunuz biliyorum ama gerçek böyle bende yaşayana kadar inanmamıştım zaten o kitaplara.
  • Bir insanın sırf sesini duydum diye ağlayabileceğimi de bilmezdim oysa bundan önce...
  • Onu ilk gönderdiğim gün eve dönerken tezek kokusu vardı yollarda, kurban bayramından hemen önceydi... "Off ne kötü tezek kokuyor." dediler. Ben tezek kokusunu severdi sevdiğim, köyünü hatırlatırdı ona diye yeniden ağladım. Bütün bunları yaşamadan bilmezdim bir başkasını kendinden çok sevmeyi....
  • Diren yüreğim, dayan yüreğim... Bu son hasretlik, bundan sonra ayrılmak yok.
  • İçimi bir dökeyim demiştim, beklediğimden de çok açılmışım. Sevgiyle...
5 Mayıs 2014

Pazartesileri hiç sevmem...


  • Bütün bir hafta sonunu dinlenemeyerek geçirdikten sonra bir pazartesiye nasıl tahammül edilir, bilemedim ki ben...
  • Cumartesi sabah Küboş'la kahvaltıdan sonra eve geldiğimde insafsız Türk kadını, Hitler'in tahminimce eski yardımcısı, annem tutturdu temizlik diye. Bel ağrım temizlik sonrası dayanılmaz bir seviyeye ulaştı ama önemli değildi, önemli olan temizlikti, incir reçeliydi... Uykusuzluktan saçmalıyorum neyse devam edelim.
  • Temizlik sonrası asker eğlencesine katıldık. Eğlence gece yarısı bitince, 3 gibi yatıp 8 gibi kalktık. Sabah aynı askerin mevlüdü için hazırlıklar tüm hızıyla devam etti. Mevlüt sonrası koştura koştura eve gelip, 2 adet siparişimiz için çalıştık. Gece ikide yatarken kafama balyozla vuruyorlardı. Uyandığımda da kaldıkları yerden devam ettiler. Şimdi iş yerindeyim sürünüyorum...
  • Sipariş yapmak neyse de teslim etmek asıl büyük sıkıntı, o pastanın başına ne gelirse yolda geliyor zaten... Daha dün gibi hatıramda 2 katlı pastanın nasıl da yolda devrildiği... :(
  • Ayrıca yarına 1 adet, cumaya 1 adet, cumartesiye 1 adet daha siparişimizin olduğu gerçeğini bir yana koyarsak, cuma da Elif'in nişanı var. Daralıyorum.
  • Bu arada size bahsettiğim iş görüşmesi için aradılar tekrar, bir haftaya kadar nihai kararı vereceğiz sizinle görüşmelerimiz de olumlu devam etmekte haber vermek istedik dediler. Şimdiden bayram havasına geçmek istemiyorum ama herhalde, galiba, sanırsam bu iş olacak canlarım. :) Açalım halayı! Aman ya ben halay çekmeyi de bilmiyorum ki.. Neyse önümüzdeki mayısa kadar bunları öğrenmem şart zaten.
  • Kurabiye ve naneli yeşil çay eşliğinde ofisten bildirdi Applesodaa... İyi günler dilerim canlarım. :)
Not: Resmi yoğunluktan, kırılan dişine dolgu yaptırmaya gidemeyen şahsıma armağan ediyorum.
1 Mayıs 2014

demiş Birhan Keskin.

"Dünya ne ki sevgilim benim sana yaptığım kubbe yanında? Düşsün, olsun, bırak içinde yıldızlar patlıyor, kolaydır inanmak kadar inanmamak da. İster sal kendini dünyaya, ister kal yanımda her şeyden öte öyle sevdim ki ben seni yoluna baş koymak diyoruz biz barbarlar buna."

Yoluna baş koydum sevgimle her gece yeniden sevdiğim... Bekliyorum son 153 gün...

Search

About

Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.