15 Kasım 2016

Bu bir gezi yazısıdır: Kapadokya!

Göreme Açık Hava Müzesi
  • Bu cumartesi sabahın köründe Kayseri uçağına binmemize müteakip seyahatimiz başladı sevgili Casperlar. Arkadaşımızın ailesini de ziyaret edeceğimizden yolculuğumuzun başlangıç ve bitiş güzergahı Kayseri oldu.
  • Develi'ye geçip kahvaltı ziyaretimizi yaptıktan sonra, yolculuk için bir araba alarak Ürgüp'e doğru yola çıktık. Kapadokya'yı gezmek için olmazsa olmazlarınız bir araba, bir müze kart ve bir harita olacaktır aklınızda bulunsun derim.
  • Ürgüp Tepe'yi ziyaret ederek manzaraya hayran olduktan sonra rotamızı Zelve'ye çevirdik. Zelve'den sonra Çavuşin Kilisesi, Göreme Açık Hava Müzesi, Nazar Ağacı ve Uçhisar'a rotamızı çevirdik.
  • Çavuşin'de kiliseden ziyade seramik mağazası beni benden aldı. Bir 90 TL bırakıp, öylece çıktık oradan...
  • Göreme Açık Hava Müzesi'nde biz üç saat kadar kaldık. Ancak bir bütün gün kalınsa sindire sindire ancak gezilir sanıyorum. Müze'ye giriş ücreti 40 TL, içeride istediğiniz kadar kalabilirsiniz. 
  • Nazar Ağacı; müzeden çıkışta yol üstünde sağda kalıyor. Nazar Ağacı ve Testili Ağaç'da fotoğraf çekilmek ücretsiz, nazar boncuğu asmak isterseniz 1 TL. Biz Nazar Ağacı'nda hatıra fotoğrafımızı çekildikten ve nazar boncuklarımızı da astıktan sonra yolumuza devam ettik. 
  • Uçhisar Kalesi'nin muazzam güzelliğine ancak yerden bakabildik. Ziyaret saati kapandığı için yukarı çıkamadık. Ekibimizdeki arkadaşlardan birinin yükseklik korkusu olması nedeniyle belki de çıkamazdık, ama siz giderseniz mutlaka çıkın, bana da resim atın... Uçhisar Kalesi'ne çıkış ücreti 7 TL.
  • İlk günü böylece tamamladık. Bir öğleden sonrası için iyi gezmişiz diye düşünüyorum. :)
Çavuşin Kilisesi
  • İkinci gün rotamızda Aynalı Kilise, Ortahisar Kalesi, Üçgüzeller, Avanos Sallanan Köprü, Kaymaklı Yeraltı Şehri, Derinkuyu Yeraltı Şehri ve Ihlara Vadisi vardı.
  • Kapadokya'da hiç gezmediğimiz kadar kilise gezdik. Eski yerleşimlerin çoğunu Rumlar oluşturduğundan her yer kiliseydi diyebilirim. Bir süre sonra bütün kiliselerin birbirine benzemeye başladığını düşünmeye başladım. Aynalı Kilise'de de farklı bir durum yoktu. Yukarı çıkmak için 5 TL ödemek gerekiyordu. Biz sadece ücretsiz kısımlarını gezdik.
  • Ortahisar Kalesi, Uçhisar kadar yüksek olmasa da görülmesi gereken yerlerden, giriş ücreti 2 TL. Henüz kalenin tamamı açılmamış, biz yarı kısma kadar çıkabildik. Üst kısımlar önümüzdeki sezon gezmek üzere açılacakmış. 
  • Üçgüzeller meşhur Kapadokya'nın yan yana duran üç peri bacası.. Ben manzaraya bakmakla yetindim. Bileğim burkulduğu için aşağıya kadar inmedim. 
  • Üçgüzeller ile vedalaştıktan sonra Avanos istikametine döndük. Avanos'da nehrin üzerinde ahşap bir köprü var ve köprü gerçekten de sallanıyor. Üzerindeki insan yoğunluğu arttıkça köprünün salınımı da o oranda artıyor. Sallanan Köprü'ye çıkıp ördekleri izleyebilir veya besleyebilirsiniz.
  • Yer üstünde gezmek bu kadar yeter dedik ve yeraltı şehirlerine gitmeye karar verdik. Kaymaklı ve Derinkuyu Yeraltı şehirlerini gezik. Derinkuyu Yeraltı Şehri Kaymaklı'ya göre daha derli topluydu. Ancak inmek için 204 geriye çıkmak içinde bir 204 basamak daha çıkacağınızı söylemem gerek. Yeraltı şehirlerine giriş ücretleri 25'er TL.
  • Yer altını da fethettikten sonra yönümüzü Ihlara'ya çevirdik. Ihlara Vadisi, Derinkuyu'ya 40 dk. mesafedeydi. Vadiye giriş ücreti 20 TL, güzeller güzeli manzaraya ulaşmak için ineceğiniz merdiven sayısı 350. Ihlara Vadisi 14 km boyunca uzanıyor. Vadi içerisinde bolca kilise mevcut, eskiden konumu nedeniyle rahipler gelip yerleştiğinden, en sonunda Ihlara bir din merkezine dönüşmüş. Kiliselerin çeşitliliği de bundan mütevellit. Biz sadece Ağaçaltı Kilisesi'ni gezdik. Vardığımız saat nedeniyle kiliseler çoktan kapatılmıştı. Vadi boyunca yürüyüş yaptık, ve vadi içerisinde yer alan suyun üzerine kurulmuş küçük çay bahçesinde mola verip bir yorgunluk çayı içtik. Sonrasında otele dönüp yorgunluktan bayıldık diyebilirim. :)
Göreme Açık Hava Müzesi
  • Üçüncü gün geri aynı zamanda geri dönüş yapacağımız gündü. Rotamızda Asmalı Konak, Kapadokya Sanat Tarihi Müzesi ve Marika'nın Hikayesi vardı.
  • Asmalı Konak'ın etrafından iki kez geçmemize rağmen ancak üçüncü gün sabahı içine girip gezebildik. Giriş ücreti 2 TL, içerisinde Bahar ile Seymen'in odası, mutfak ve avluyu gezebilir; takı mağazasından alışveriş yapabilirsiniz. (Takıların dehşet ötesi pahalı olduğunu belirtmem gerek, biz sadece bakarak çıktık.)
  • Kapadokya Sanat Tarihi Müzesi; eski adıyla Sinassos yeni adıyla Mustafapaşa Köyü'nde yer almaktadır. Kiliseyi bulmak için epey bir çaba sarf ettik ancak tavsiye üzerine gittiğimizden bulmak için kararlıydık. :) Müzeye giriş ücreti 12 TL, içerisinde Sibel Radiye Gül'ün yapmış olduğu kitre bebek kompozisyonları yer alıyor. Keloğlan ile Cankız'dan Osmanlı Padişahlarına, Nasreddin Hoca'dan, Hanım Sultanlara kadar geniş bir çeşitlilik yer almakta, müzede ayrıca konaklama yapabileceğiniz odalar da mevcut. Biz müzeyi gezerken gerçekten çok keyif aldık, iyi ki görmeden gitmemişiz dedik.
  • Mustafapaşa Köyü'nde Aşk ve Mavi dizisinin çekimlerine de denk geldik. Çekimleri pas geçip asıl dinlemeye geldiğimiz hikaye için Cavit Amca'yı bulmak üzere köyün girişine doğru yürüdük. Cavit Amca'dan Marika'nın Hikayesini dinledik ve yola revan olup dönüşe geçtik.
Kapı üzerinde yer alan söz Marika'nın el yazması. "Sabır büyük bir ilaçtır, kullanmasını bilene" yazıyor. Marika bu yazıyı 1914 yılında yazmış.
  • Üç günde dolu dolu bir tatil yaptık. Kapadokya'ya aşık olduk, oralardan ev alma hayalleri kurduk. Yine gitmek üzere içimize niyet tohumları ektik. Belki bir on sefer daha da gitsek gezmekle bitiremeyiz görülecek yerleri.. "Taşı toprağı altın memleket bizimkisi..." sözünün doğruluğuna bir kere daha kanaat getirdik.
  • Göreme Açık Hava Müzesi, Kaymaklı Yeraltı Şehri, Derinkuyu Yeraltı Şehri'nde müze kart geçiyor. Kapadokya Sanat Tarihi Müzesi özel bir müze olduğundan müze kart geçmiyor. Zelve ve Sallanan Köprü ücret ödemeden gezebileceğiniz noktalar.
  • Sevgiyle gezgin Applesodaa..
Not: Bütün resimler telefonumda olmadığından resimlerde çeşitlilik mevcut olamadı maalesef. :(
7 Kasım 2016

Pazartesileri de sevebilirim...

   Yine bir hafta sonu faciasının ardından pazartesinin kutsallığı ile aşk yaşıyorum sevgili Casperlarım...

   Nasıl bir faciaydı diye sorarsanız eğer canlarım (ki sormasanız da anlatacağım) anlatılmaz yaşanır tarzında feci ötesi kötü bir olaydı vuku bulan... (Allah yaşatmasın sizlere.)

   Bu hafta sonu bize çok yakın bir lokasyonda eşimin akrabalarından birinin düğünü olacaktı. Buna müteakip bize yatılı gelecek bir çift misafirimiz vardı. (Misafirimizin aile içindeki statüsünü bildirmek istemiyorum, aile büyüklerinden diyelim sadece.) Ben de evde oturmuş hazırlıklar ile meşguldüm ki, aklıma geldi arayayım bakayım kaç gibi gelirlermiş dedim.

   Feci haberin bir kısmını da böylece aldım. Biz şimdi bilmemkim-deyiz, burada şuşular da var onları da alıp akşama geleceğiz dedi. (Bilmemkim ve şuşular hikayenin devamında yer alacağından kod ad olarak kullanılmıştır.)

   Ben tabi telefonu kapattım sakince lakin sonrasında bir dumur üstüne de binbir sinir hali... O sinirle eşimi aradım ve sakince sordum akşama gelecek olan misafirler şuşuları da alıp geleceklermiş haberin var mı diye. O da şok içinde "Yoo" diyebildi.

   Ben sinirden köpürerek ve tabii söylenerek hazırlıkları tamamladım. Bizim usul, adap bilmeyen misafirlerimiz de başka misafirleri de alarak geldiler. -Burada beni en çok kızdıran noktayı netleştirmek istiyorum: Yahu sen misafirsin zaten, bana sormadan nasıl başka misafiri getirirsin. Tabii ki sorsa hayır demezdim lakin kimse de sormadı. Komik tarafı ben aramasam beni kimsenin de aramaya niyetinin olması..- Ay gene sinirlendim!

   Neyse bana sormaya lüzum olmadığından zaten geldiler. Bende yedirdim, doyurdum. Tam oturdum ki; "Bilmemkimler de gelmek istediler ama yer olmaz diye gelmediler (lütfetmişler), onlar da kahvaltıya gelecekler."
   
   İçimden geçenler;

  • Höööö!
  • Oha!
  • Bu hafta sonunu bir atlatayım da ben yapacağımı biliyorum.
  • (Ve tabii kocam için) Bittin sen!
   Dışımdan; Buyursunlar...

   Bilmemkimler de kahvaltıya geldiler efendim, tam olduk...

   Bütün olaylardan sonra:
  • En kızdığım nokta, kimsenin bana danışmaması idi. Yahu ben ev sahibiyim, ev sahibi!!
  • Eşime de içimde kalmasın diye bütün sinirimi boşalttım. Yapacak birşey yok bana giren bunca sinir bir yerden çıkacaktı artık.
  • Bütün hafta sonu yüzümde sinirden stresten sivilceler fink attılar.
  • Ben şimdi bana yapılanların aynılarını karşı tarafa yapmak için uygun organizasyonu bekliyorum.
  • Çok pis kin tutarım.
  • Bir de bana bir daha yatıya gelme olayını rüyalarında görecekler. Önümüzdeki bir milyon yıl boyunca müsait olmayacağım.
  • Allahım sabır ver.
  • Yazarak bile rahatlayamadım.
   Applesodaa bir sinirle bildirdi.


 

Search

About

Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.