5 Aralık 2022

Çığlık atmak istiyorum!

Hani filmlerde yaparlar, böyle olmadık bir anda rahatlamak için gidip bir tepeye çığlık atarlar avazları çıktığı kadar... Bende istiyorum.

Ama ben öyle bir tepeye falan çıkmak istemiyorum. Beni bu hale getirenlerin suratının orta yerine doğru böyle, kulaklarını patlatacak kadar bağırmak istiyorum.

Çünkü hayatımın bazı noktalarında sanırım bunu yapmadan kimseye kendimi anlatamayacağım.

İki önceki başlığa giderseniz açıklaması olmadan yayında duran bir başlık var. Ben onu bilahare yazacaktım, otomatik yayınlamaya koymuştum ama kafam yerinde olmadığı için baktım ki ben yazamadan yayına girmiş.

Sonra kaldırdım, sonra da dedim ki amaaan dursun. Dursun orda, bu da böyle bir gündü işte kafamı kaşıyacak vaktim yoktu da kendiliğinden yayına girmişti derim beş sene sonra. :)

Herkesin herşeyi sizden istediği bir durumda kalıyor musunuz hayatınızda? Misalen ben hep öyle bir yerdeyim. Üzerimden iki saniye ellerini çekmiyorlar allah sizi inandırsın.

"Bana bir doktor randevusu al!" son yıllarda en nefret ettiğim cümle. Facebook hatta instagram kullanan bir insanın doktor randevusu alamıyor olmasını zekam kavrayamıyor. Artık o kadar yılgın ve de bıkkınım ki bu konuda geçen sene kayınvalidemi kadın doğuma ama planlı gebelik kliniğine göndermişim. :) Gerçekten o küçük ayrıntı gözümden kaçmış. Bu sabah da anneme sadece gebelere bakan kadın doğum doktorundan randevu almışım. Neyse ki o gitmeden fark etti de düzelttik.

Bankadan para da çekemiyorlar, para mı lazım gidip çekmemiz gerekiyor. ATM'ye girişi berecemiyorlar ama yedi göbek sülalemizin dedikodularını hafızalarında tutabilecek kadar da yetkinler.

Yaşlandıkça böyle mi olunuyor? En önce kendi konforları mı geliyor??

Kendi hayatımın yüküyle boğulurken bir de bu ufak tefek görünen ama biriktikçe çoğalan, çoğaldıkça bunaltan ıvır zıvırlar, saçma sapan talepler, acayip beklentiler beni tüketti. Gündüz çalışıyorum lakin bir yandan onun randevusu, bunun faturası, şunun kirası, memleketten alınan birşeyin ödemesi, bilmem kimin düğün takısı gibi binbir türlü ayrıntıyla da sürekli haşır neşirim.

Bu taleplerin her biri nedeniyle işimin yanında bilfiil telefon elimde geziyorum. Şunu da şu arada, bunu da bu arada halledeyim de akşam zamanım bana kalsın diye beynim plan program yapmaktan bitap..

Gün içerisinde çalışmak zorunda olduğumu kavrayan tek bir aile büyüğü yok; her an her saniye ulaşılır olmalıyım. Telefonumda şebeke yok demek için bile beni arıyorlar inanır mısınız?

Her işini kendi görebilen bir insan olmaktan gına gelmiş haldeyim. Salak birisi olsaydım da başkasının peşinde koşsalardı diye düşünüyorum ara sıra.

Televizyonda tv kanalını yanlışlıkla silince bile beni arıyorlar, bakın bence bu normal değil. Kaldı ki hayatımda dört aile büyüğü var benim. Yukarıdakilerin hepsi çarpı dört yapalım.

Kız kardeşim askerde, erkek kardeşim yurt dışında. Ay allahım işte tam tersi, onlar da sürekli beni arıyor. Kendimi anten gibi hissediyorum bazen, ya da uydu alıcısı. 

Misalen kuzenimin nikahı var, kız kardeşim diyor ki tarihi sor bana yaz da ona göre bilet alayım. Yahu beni aradan çıkar kendin yazsana. Bana kadar mı çekiyor bu internet? 

Erkek kardeşim asker dönüşü evlenecek ya, beyaz eşya derdine düştü. "Abla orda ne kadar gidip sorar mısın? Abla bu marka mı daha iyi, şu marka mı?" Abla, abla, abla, abla diye dünde beş kere arıyor.

Ablan kadar ...... diyeceğim de neyse işte. Yani ona, buna, şuna diyemediğim; dediğimde de idrak ettiremediğim ne varsa altında eziliyorum.

Sanırım bu yüzden son zamanlarda telefondan da iyice soğudum, elime almak istemiyorum. Benim tüm hayat enerjimi şu yakın çevremin bu saçma salak tavırları bitirdi.

Umuyorum bir yerlerde sizin de başınıza gelmiyordur... Geliyorsa da yorumlarda sövmek serbest. 

Gönderin gelsin.

50 yorum:

  1. Zor bir durum gerçekten. İnsanların istediğini yaptıkça daha çok istemeye devam ediyorlar. Bizimkiler de beni çok arar, randevu al, şuna bak, bilet al parasını biz göndeririz, falanca akrabanın biletiyle bile uğraşıyorum. Diyorum sonra her şeyi biliyorlar da onu mu bilmiyorlar. Yaşı biraz geçenler çok tembellik yapıyor bence, sen hallet diye diye tüm işlerini başkalarına yaptırıyorlar. Bazen annem arar dayın rüyasında şunu görmüş anlamı ne baksana internetten diye. 😅 Kendi çocuklarının elinden telefon düşmezken rüya tabiri konusu niye hep bana kalıyor bilmiyorum. Yine de büyüklerimiz diye ses etmiyoruz işte. :) Kolaylıklar dilerim sana, bazen sıkıntıda olduğunu bildir, hiç anlamazlar yoksa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle sana bir rüya tabiri kitabı alıp annene hediye etmeni salık veriyorum. :D Annemde var ordan biliyorum herkes onu arayıp soruyor. :D :D
      Bende de durum senle aynı aslında, ama işte anam babam yani atsan atılmaz satsan satılmaz bir durumdayım.

      Sil
  2. O kadar iyi anlıyorum ki, hiçkolay bir şey değil. Herkesin senden bir şeyler beklemesi ve o koşuşturmaca. Yalnız şu dediğine katılıyorum, yaşlandıkça biraz daha farklı oluyorlar sanırım, zaman zaman ben de hissediyorum aynı şeyi, daha çok ilgi istedikleri kesin. Babam yapar bazen bana, bizde de her iş bende genelde:)
    İnsan gerçekten çığlık atmak istiyor bir noktada, ne desen haklısın, çok çok kolay gelsin:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşlandıkça bir acayip oldukları kesin, sanki her an her saniye elin üstlerinde olsun, tüm ilgin onlarda olsun istiyorlar.
      Hoş ilgilensen de ilgilendiğini görmüyorlar ya neyse. :D

      Sil
  3. Her işi kendi halleden kimseye bir şikayeti olmayan insanların başına bu durum sıkça geliyor gerçekten. Ülkemizde çocuk yapmaya bakış biraz da böyle değil midir? "Yaşlanınca bize baksın. " Denir ve mümkünse o bakması istenen çocuk ya da çocuklar hep dizlerinin dibinde olsun isterler. Bencilce bir tarafı var bence de ve bunu anne olarak söylüyorum. Bi de sadece bizim ülkede mi böyle bilmiyorum.Sağlıklı olup kendi başının çaresine bakabilecek durumda olan yaşlılarımız sürekli "Benim bir ayağım çukurda... " lı duygusal cümleler kurup yapabileceği şeyleri bile kendi adına başkaları yapsın istiyor. Yani sağlığın yerindeyken kendi elinden geldiğince işlerini görmek ne güzel şey! Zaten elden ayaktan düşünce elbet seni sevenler sana el uzatırlar ya da uzatmak isterler. Büyüklerdeki bu duygusal manipülasyonu değiştirmek isterdim gerçekten. Hayatı boyunca "Ben bu hayatta ne istiyorum? Nerede yaşamak ne ile ilgilenmek istiyorum? " Sorusunu dahi soramıyor çoğu insan. Bszı büyüklerimiz bu soruyu soranları bencillikle itham edebiliyor. Çünkü senin dünyaya geliş amacına aykırı. Biz seni bize bak diye dünyaya getirdik. Ne haddine bu sorular? Gibi bi yerden yaklaşılıyor. Bu döngüler inşallah kırılır bir gün. Gerçekten sizi çok iyi anlıyorum. Ama size şunu tavsiye edebilirim. İş ortamında sizden bir şey istendiğinde varınızla topunuzla hemen o işi yapmaya uğraşmayın bence. O anki meşguliyetin izden kısaca bahsedip müsait olunca bakacağınızı filan söyleyin. Unutunca kendinizi suçlamayın mesela. Hatta büyükleriniz unuttuğumuzu söyleyip alınırlarsa iş yerinde olduğunuzu söylersiniz mesela. Sadece iş de değil. Belki o an kahve içiyorsunuz. Ara vermeye ihtiyaç duydunuz. Şimdi değil birazdan bakayım. Diyebilirsiniz. Kimbilir belki diyorsunuz dur. Demek istediğim siz ihtiyaçlarınıza sahip çıkmazsanız ve hep öteler deniz kendinizi, en yakınınızdakiler de bu duruma alışıyor. Lütfen bu konuyu kendi yapabileceğiniz şeyler üzerinde de ele alın olur mu? Eminim ki çevrenizdekilere yardım ederek de kişisel anlamda tatmin olduğunuz şeyler yaşıyorsunuzdur. Ama imdat noktasına geliyorsanız çoğu kez kendi ihtiyaçlarını fark edip sahiplenme noktasında da düşünmekte, küçük adımlar atmakta fayda var diye düşünüyorum. Çok sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuk yapma konusundaki algınıza katılıyorum. Yıllarca beraber çalıştığım bir iş arkadaşım da aynı kafadaydı ve sürekli dile getirirdi de bunu, ailesinin ona yaptığını o da illa çocuğuna yapacak. Değişik bir kafaydı.
      Ayy annem bir numaradır duygu sömürüsü yapmak konusunda üzerine insan tanımam... Resmen duygusal manipülasyon karşısında hayatta kalarak geldik şu yaşlara biz.
      Hastane randevu girişlerini sadece sabahları işe başlamadan hemen önce yapıyorum. Para çekme işlerini kocama kilitliyorum. Hatta bazen istedikleri şeyleri toptan unuttuğum da oluyor ama asla vazgeçmiyorlar, gerçi ben yapmasam kim yapacak bir durumdayız. Şu an ulaşılabilir tek evlat benim.
      Buralardan bana gelen daralları çocuğu kocama kilitleyip gecenin körlerine kadar girls night lar yaparak telafi ediyorum tabi. Ama bazen insan her konuda ihtiyaç duyulmayan kişi olmayı da istemiyor değil.

      Sil
  4. Ah tam ben, az önce çarşıda idim yılbaşı vitrinlerine dalmışım, telefon çaldı ;
    - Nerede kaldın?
    kendine vakit ayıramıyorsun inan ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar biliyorum ki bunu, çocuğu ne zaman anneme bırakıp bir yere gitsem başıma geliyor. :D

      Sil
  5. Bu şey ya direkt "hayır diyememe" sorunsalı. Anan da olsa baban da olsa hayır demen gerekiyor galiba. Bir de hakları hak olarak görmeme var. Mesela kaybetme korkusundan o telefona muhakkak bakılmalı. Ya da hemen dönüş yapılmalı. Kişinin istediği telefonu açma, istediğini açmama hakkı var. Ama bu durumda aslında yok. İstediği işi yapma, istediğini yapmama hakkı var. Siz Allah korusun öldünüz diyelim ya da değişik bir şey oldu yapamıyorsunuz bu işleri. Muhakkak bir alternatif bulacak insanlar. Kolay yol şimdilik sizsiniz. Zor işler zor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında ben çok güzel hayır derim. Ama gerçekten şu anda benden başka bu konuları halledecek kimse yok. Zamansal sınırlamalar yaratıyorum bende, mesela kimse ölmüyorsa işteyken beni aramayın gibi. Hastane randevu işlerine sadece sabah işe başlamadan evvel bakıyorum. Biletleri sadece akşamları alıyorum. Telefona pek bakmami telefonla konuşmaktan da hiç haz etmiyorum. Hatta o kadar az arama alır ki telefonum hep sessizde duruyor o sebeple çünkü pek çalmıyor da. :D

      Sil
  6. Bütün bu işleri ben yapmışım gibi yoruldum okurken, seni düşünemiyorum. Kolay gelsin 🌸

    YanıtlaSil
  7. Ya-pa-mam de gitsin, niye diye sorarlarsa canım istemiyor de! walla kendini bir gram önemsiyor isen yap bunu.mutlu olma garantili yöntem bu senin yönteme devam edersen ilk fire verdiğinde başına kakılacak,lan ben niye yaranamadım derken beni hatırlayıp pişman olacaksın.her salatalığım var diyene tuzluğunla koşma

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :D Ahahahahs şu sondaki sözü erkek seçimi konusunda kızlara o kadar çok söylemişimdir ki...
      Yapamam bizde bir seçenek değil maalesef, hastalıkları ciddi boyutlarda, ama bana uygun zamanlarda yapmaya çalışıyorum.

      Sil
  8. Yapılan cömertlik ve gösterilen nezaket zamanla senin görevinmiş ve yapmak zorundaymışsın gibi yapışıp kalıyor üstüne , elini verip kolunu kaptırıyordun eskiden, artık yetmiyor kaptırılan kol :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu gerçekten çok doğru, artık tanıdığım insanlara iyilik yapmayı bıraktım bu sebeple. Hiç tanımadığım insanlara iyilik yapıyorum daha iyi.

      Sil
  9. Bu Türk kadınındaki ''Herkes beni sevsin '' sendromu. Kendi kendime bu teşhisi koydum :) Ya da HAYIR kelimesinin özellikle bir kadından gelmesini adeta bir TABU haline getirmiş olmamız. Az-çok hepimizde var. Kendine şu soruyu sor: Bütün bunlardan senin kazancın ne? Eminim ki en az bir tane kazancın var yoksa karşılıksız devam edip durmazsın. Tahminlerimi söylemek istiyorum (atış serbest yazdığın için) :
    1. Senden istenen şeyi yaptığında yaşadığın tatmin, ''Ben olmasan ne yapar bunlar'' duygusu
    2. Aldığın dua veya teşekkür
    3. Birilerinin sana ihtiyaç duymasının yaşattığı o ''varlığımın bir anlamı var'' hissi.
    Bunlardan vazgeçmeye hazırsan ilk etapta gençlerin taleplerine ''Şu an çok meşgulüm. kendin halledebilir misin?'' diyerek başlayabilirsin fakat bunu yapmayacaksın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vallahi herkes beni sevsin falan istemiyorum. Hatta beni sevmeyenlere aşırı (sahte) sevgi gösterip sinir krizinin eşiğine getirmek de hobilerimdendir. :D
      Bizde bunları yapacak bir alternatif kişi yok, hastalıklar ciddi boyutlarda ve bu işlerin yapılması gerekiyor. Tabi genç takıma hayır vs, git işine falan diyorum ama yaşlı takımı maalesef bende.
      Bu yukarıdakilerin üçü de beni motive etmiyor. Benim bunları yapmamın tek sebebi hepsi yaşlı ve bugün var yarın yok. Kimsenin arkasından da pişmanlık duymak istemem. O sebeple hastane işleri dışında kalan işleri sallasam da o işlere yine de özen göstermeye çalışıyorum.

      Sil
  10. Bu iki taraflı bir sorun; bizim toplumuzda aileler çocuklarından çok şey bekliyor, talep ediyor (genel olarak tabii, istisnalar vardır). Diğer tarafta; hangi ilişki olursa olsun eğer bir işi siz üstlenirseniz o öyle devam eder asla üzerinizden atamazsınız. Ayrıca yukarıda Sevgili Günlük'ün tespitine katılıyorum kadınlarımızda ''herkes beni sevsin'' sendromu var ve bir kere başlanılınca bundan kurtulmak mümkün değil. Gebelik takıntısına bayıldım yalnız:)) Kolay gelsin, sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkes gebe kalsın falan mı istiyorum bilinçaltımda nedir, bilemedim gitti. :D
      Aileler kesinlikle çok şey bekliyor ve özellikle bir önceki kuşağında insanında ayrıca yaşlılıkla beraber işleri delege etme durumu da var. Yaşlıyım hareket edip dinç kalayım diyeceklerine yaşlıyım yapamam deyip oturuyorlar.

      Sil
  11. anneler genelde banka, hastane işlerini çocuklarının yapmasını istiyor doğru, yani onların görevi olarak görüyor :) ayol kayınvalidenin başka kimsesi yok mu bunu yapacak, oğluna söyle o yapsın annesinin işlerini :) demek işte sen genç ve beceriklisin diye senden istiyorlar. kardeşlerin de öyle. alıştırmışsın demekki. ya bak buna bir çözüm bulabilirsin. annen dışındakileri hep yanlış yap. kardeşine pahalı bişiler bul kardeşine yanlış bilet al, kayınvaledene de yanlış yap bişeyleri, ortaya çıkınca da kafam dolu ev iş çocuk de, aklım kalmadı yetişemiyorum de, siz bana yardım edin deee :) bunu tatlı tatlı yap, zamanla alışırlar, kurtulursuun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aile büyüklerinin hastane işleri nasıl toplandı bana kaldı bilmiyorum ama kaldı. Banka işlerine kocam bakıyor. Onun dışında bizim her iki tarafın bağ bahçe, getir götür vs işleri de kocamda. Bazen beceriksiz olasım gelmiyor değil ama neylersin. :D

      Sil
  12. İnan aynılarını düşünüyorum bazen. Trendyol'dan beğendiklerini sepete ekliyor, linkleri bana yolluyor, "Sence güzel mi?" diyor ama almıyor, "Akşama gel de alalım" diyor :) Bence biraz önemsenmek istiyorlar, yapamadıklarından değil :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahahahas, ya bu yaşlılar bir alem. Annem de arayıp akşama şunları mı pişirsem falan diyor. Ne önemi varsa? Toplantının ortasında sana yemek menüsü mü vereyim diye carladım sonra da toptan aramaları yasakladım. :D

      Sil
  13. Çoook haklısın, seni çok iyi anlıyorum, biraz "yapamıyorum, beceremiyorum, ben o işten hiiiiç anlamıyorum " moduna girmen lazım, senin yerine başkasını bulsunlar:,))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başkası olsa ben bu zekayla sıyrılmam mı işin içinden ya. :D Asıl bi de kocam oturup şikayet yazsa blog dünyası şoka girecek toptan demekse.

      Sil
  14. Bende aynı şekilde çığlık atmak istiyorum :D

    YanıtlaSil
  15. Okurken ekran karşısında ben boğuldum resmen, senin durumunu tahmin bile edemiyorum. Zaten ne kadar bunaldığın belli. İnsan kırmak da istemez karşıdakileri ama maalesef bu küçük istekleri yaptıkça ardı arkası kesilmiyor, asistan muamelesi devam ediyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendime asistan mı tutsam bak, şu anda bir aydınlandım. :D

      Sil
  16. Böyle bir derdim yok, dolayısı ile fikrimde. Mutluyum:)

    YanıtlaSil
  17. Şu cep telefonu denen aleti bir zamanlar severdim. Ama zamanımı çok aldığını fark ettiğim için nefret noktasına geldiğimden beri bıraktım. İnsanlar bana ulaşamadıklarını fark ettiklerinden beri aramaz oldular :) Oğlumdan dolayı 'o meşgul ona bulaşmayalım' havası en sonunda oluştu. Olumlu yönleri var olumsuz yönleri var ama artık tınmıyorum bu durumdan... En yakınında eşin var. Bu tip görevler, istekler durumunda ona pas atma şansın var gibi. Bu şansı daha çok kullan derim ben.
    Bir de multi tasking tepkisi için; sizin binanın yüksekliği uygun, hani filmlerde çatıya çıkıp kurt gibi ulurlar. Denemekten zarar gelir mi ki???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çatıya çıkış serbest mi acep, bu bilgi bende yok. :D
      Cep telefonunu kimse beni aramadığı sürece seviyorum. Mesajlara canım isteyince dönüyorum zaten.
      Kocam ailelerin bağ-bahçe, getir götür, traktör-mazot gibi işlerini yürütüyor. Ona bulaşmamak en iyisi, ondakilerden biri falan üstüme kalır mazallah. :D

      Sil
  18. Ben de çığlık atmak istiyorum :)

    YanıtlaSil
  19. Ne yalan söyleyim al benden de o kadar, boğazım patlarcasina yapasım var, lanet olsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çığlık atmak isteyenler derneğinin dördüncü üyesi olarak kaydınızı yapıyorum. :D

      Sil
  20. Ben de seninle aynı kaderi paylaşıyorum. Eskiden şikayet etmezdim çünkü enerjim ve zamanım çoktu ama kızım olduğundan beri asla hiçbir şeye yetişemiyorum. İş, ev, çocuk arasında kendime, arkadaşlarıma, eşime zaman ayırmam imkansız. Bu da beni büyük bir bunalıma sokuyor.

    Bugün öğlen eşim beni işten aldı, kaynanama gittik çünkü evlerine internet bağlandı, eşim de ayarları yapmaya gitti. Bu arada internete başvurma kısmını da biz yaptık. Orada işimiz bitince karşı taraftan şu istekler geldi:
    1. Değirmene buğday götürülecek.
    2. Terziden şalvar alınacak
    3. Sağlık ocağına krem yazdırmaya gidilecek
    4. Kuaföre gidilecek
    Ben de postane ve hastaneden tahlil sonucumu almaya gitmem lazım deyince eşim patladı. sonuç olarak sadece iki iş halledildi, tabii ki benim işlerim değil. Ben onları yarın kendim yapacağım çünkü eşim kalan işleri halledecek.

    Öffff, yazarken bunaldım. Hayatımın hiçbir döneminde şu son iki üç ayda yorulduğum kadar yorulmamıştım. İşin kötüsü işler asla azalmıyor. Yaptıklarımızın yerini hemen yapılacaklar alıyor. Ben ancak ölünce dinleneceğim sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyyy nenem yarabbi....

      Kesinlikle işler asla azalmıyor. İlk etapta pek talep etmediğim haftalık dışarı çıkış hakkımı bu aralar her hafta kullanıyorum. Çocuğun herşeyi kocamda oluyor ben işten çıkar çıkmaz soluğu kızlarla dışarda alıyorum. Vallahi çok iyi geliyor.

      Bu işler zaten asla bitmeyecek, biten her işin yerine bir yenisi geliyor. Teknoloji bu hızla ilerledikçe bu insanlar ondan iyice geri kaldığı için teknolojik olan herşey de bize külfet olmaya devam ediyor.

      En iyisi mi bi ya sabır çekip gidip yatmak.

      Sil
  21. Kesinlikle haklıyım, o zaman dağılalım. :D
    O boyutu bir kaç sene önce ardımda bıraktım. Hiçkimseden hiçbirşey beklemiyorum. Beklentisiz hayat çok güzel.

    YanıtlaSil
  22. Anooom Allah yardım eylesin bacım,o ne öyle gıı😂Okurken kendi dertlerimi unuttum:)
    Valla aklıma bi hinlik geldi🙈 yalandan bi çıldır ama öyle sağlamca bi çıldır,gözden çıkartığın bi kaç eşyayı kır dök sonra bi da deliye yat daha da kalkma🙈🙉🙊 Menem özümü böyle kurtarabilmişem aybalam😂🤭🤭🤭

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahahahahs sırf evde istemdiğim eşyaları kırıp kurtulmak için bunu deneyebilirim. :D

      Sil
  23. Ahhh ya o kadar aynı ki. Bizim tüm akrabalarda bana ve kardeşlerime aynı muameleyi yapıyor. Kendi çocukları var ve yaşıtız hani ama yine de her şeyde bizi arayıp bizden istiyorlar. Bu neden böyle anlamadım, ama babam artık isyan durumunda. En son yeter sadece benim çocuklarım mı var yahu diyordu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Babanızın durumun farkında olması da hoşmuş ama. Bir de ley vardır ya bir ailede böyle bir tık fazlaca okumuş iş güç sahibi birisi varsa herşey için ona gelinir. Allah bize sabır versin.

      Sil
  24. :) Beklentisiz hayat kesinlikle mükemmel.
    O dönemden kurtulmuş olmana çok sevindim. Umuyorum benimde yüküm azalır zamanla.

    YanıtlaSil
  25. Gel de çığlık atma şimdi :) O kadar haklısın ki.

    YanıtlaSil
  26. Aşırı komik bir olay :D ''geçen sene kayınvalidemi kadın doğuma ama planlı gebelik kliniğine göndermişim.''

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :D İstemeden oldu ama bilinçaltım benden habersiz istemiş de olabilir, valal bilemiyorum.

      Sil

Search

About

Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.