Ben geldiiiim,
Bu sefer de böyle konuya dan diye gireyim istedim. Şu hayatta en zorlandığım şeylerden biri blog yazılarına başlık bulmaktı, onu çözdüm, şimdi de giriş cümlesinde bir miktar zorlanıyorum neden bilmem?..
- Nerelerdeydim diye sorarsanız eğer? Bilirsiniz ki sormazsanız da söyleceğim. Cevap veriyorum dostlarım sıkı durun; evdeydim. Bütün bir yazı başarı ile evde sonlandırmaya çok yaklaştım bakın. Bende kendime şaşırmıyor değilim ama napalım, kısmet.
- Arada annem geldi, bir hafta için gelmişti ama madem geldi deyip alıkoydum iki hafta kadar kaldı. Milletin annesi gelince yemek yapar, ev temizler falan, ne bileyim bir takım yardımlar olur yani, benimki gidince ben ev temizledim. Hayat zor.
- Annemi burda alıkoyduğum süre içerisinde hızlıca bir Mısır'a iş seyahati yapıp geldim, onu artık bilahare başka bir yazıda anlatırım. Hem Mısır'ın bence anlatılacak çok şeyi var, hemde seyahatim boyunca yanımda olan iş arkadaşım sağolsun olaysız beş dakikamız geçmedi.
- İstanbul'da kimseyle görüşemiyorum, koca bir yaz mevsimini böyle kendi başıma elim böğrümde yedim gibi. Hafta içi sürekli Çınar'la beraberim ancak çocuklu arkadaşlarım ile denk getirebilirsek görüşebiliyoruz. Hafta sonu rutinimiz olmadığı için (hala herşey çok karışık) hiç bir plan yolunu bulup da tamamına eremiyor benim hayatımda. Haliyle bende plan yapmayı bıraktım.
- Ex eşim bana Can Bonomo için konser bileti almış, bir ay kadar önce de vermişti. -Zamanında aldığım ama kendisi beni hep son dakika ektiği için gidemediğimiz etkinliklerin diyetiydi sanırım bir nevi.- Çok sevdiğim ve dosdoğru dinleyebilme şerefine asla erişemediğim bu sanatçının konserine bu biletlerle gidesim de hiç yoktu açıkçası. Kızlar "O kadar alınmış bilet ziyan mı olsun, iki bilet de sende zaten git istediğin gibi." deseler de ne bileyim işte bir şekilde içime sinmiyordu. O gün yine aldığı bileti unutan ex eşim "Akşama işim var Çınar sende kalsa olur mu?" diyerek kendi hediyesini kendi baltaladı.
- Elbet bir gün dinleyeceğim seni Can Bonomo, sırf çektiğim şu kadar şeyin hatırına en ön sıradan mı alsam acaba bileti? Düşüneyim bakalım.
- Dişlerim yapıldı, hatta takıldı, ama bilmiyorum ki gerçekten benim dişlerim mi bunlar. Tastamam olmuş gibi hissetmiyorum. Geçici dişlerden çok daha konforlu olsa da tam da olmadı sanki, cuma günü doktorcuğumla randevum var bakalım ne diyecek. Kalıcı olarak yapıştırmaya karar verecek mi göreceğiz.
- Bu arada kimseyle görüşemiyorum demiştim ya, arada işte güncel durumları bilen -sınırlı sayıda- arkadaşlarımdan bazıları mesaj atıyor. Her zaman her mesajlaşma ya da konuşma mutlaka şuraya geliyor. "Aman tüm haklarını al, aman hiçbirşeyini karşı tarafa yar etme, para, para, para, para!" Gerçekten yıldım, sinirlenip çemkirsem o da işe yaramıyor. Çünkü karşı tarafın varsa bir tecrübesi (bizzat veya dolaylı yoldan) illa ki örneklendirmeye başlıyor. Yani herkesin mi dini imanı para oldu? Ben nasılım, ne durumdayım, iyi miyim diye merak eden asla yok. Yalandan bir ay görüşemedik diyip hoop para konusuna gene geri geliyorlar. "Malımın, mülkümün ortağı mısınız ya?!" diye çıldırsam da anlamayacakları için bende bu gibi sorularda iletişimi pat diye kesmeye başladım. Yetti artık.
- Sürekli Çınar'la beraber olduğum ve günlük kaosun içinde kendimi kaybettiğim için sanırım ağlamaya asla vaktim olmuyormuş benim. Mısır'a vardım, akşam odada yalnızım öyle tavanı seyrediyordum (en sevdiğim aktivitelerden biridir) beni bir ağlamak tuttu. Böyle hıçkıra hıçkıra, sarsıla sarsıla deli gibi ağladım. O kadar çok ağladım ki, bir süre sonra kendi kendimi "tamam sakin ol, geçecek hepsi" diye telkin ettiğimi fark ettim. Kendi kendimin sırtını sıvazlarken ben anlarından biri daha tarihte yerini aldı. Aman neyse fakat ne ağladım be canım, iyi geldi.
- Geçen gün gene parkta, park teyzeleri ile olaylara karıştım. Bu arada, hani olur ya bir gün karakola falan düşersem kesin arkasından bir park kavgası çıkar. Demedi demeyin.
İşte durumlar böyle; kısmetse üç, beş, bilemediniz on güne kesin gelirim. Bu hafta izinliyim de. :)
Öperim gözlerinizden.
Applesoda.
Yine yoğun geçmiş günleriniz. Bazı noktalarda sizi malesef çok iyi anladım. Ne diyebilirim, geçecek. Tek gerçek bu.
YanıtlaSil