Ekim ayını dokuz kitapla başarıyla kapattım. Bir ara okumalarım öyle yavaş gidiyordu ki; aynı anda elimde beş kitap vardı ve hiçbirisi de bitmeyecek sandım.
Kağıt Prenses: Elimdeki -hala bitmemiş olan- iki kitap beni giderek daha çok baymaya başlayınca chick lit diye düşündüğüm bu kitabı elime alayım dedim. Chick lit değilse de jet hızıyla okudum. Ergen dramalarını seviyorsanız, okuyabilirsiniz. Yoksa size katacağı hiçbirşey olmayan bir serinin ilk kitabı kendisi. Kimsesiz fakat güçlü bir kız olan Ella'nın bir vasisi olduğunu öğrenmesiyle başlıyor hikayemiz. Ella vasisinin evine geldiğinde ise adamın dört oğlu da ondan nefret ediyor ve bizde olanları okuyoruz. Elbette içinde ergen aşkı da var fakat fazla ateşli değil diyebilirim. Gençlikte okunur.
Soğuk Kan: Polisiye alanında son yıllardaki gözbebeğim Robert Bryndza'nın Erika Foster serisinin beşinci kitabı, aynı zamanda da serinin en az sevdiğim kitabı oldu. Güçlü kadın karakterler seviyorsanız Erika'ya bayılırsınız diyebilirim. Sadece bu kitapta artık biraz beni yordu. Ama serinin son kitabını almama engel olacak kadar da değil.
Paramparça Prens: Kağıt Prenses ile başlayan serinin ikinci kitabı, ne anlatıyordu bu kitap onu bile unuttum tabi... Hah tamam hatırladım. İlk kitapta nefret ettiği kıza aşık olmaya başlayan esas oğlumuz tam işleri s*ç*p sıvadığı bir anda esas kızımıza yakalanıyordu. Bu kitap boyunca oğlanın aşık olduğunu kabul etmesini ve kızı da buna inandırma çabalarını okuyoruz.
Suzan Defter: Ayfer Tunç ile tanışmak sonunda Suzan Defter ile nasip oldu çok şükür. Suzan Defter ismini bir kaç kez duyduğum bir kitaptı. Arkadaşlar arasında olan kitap kulübümüzde okuduk. İki ayrı kişinin günlüğü olması ve kitabın sol tarafının bir günlüğü, sağ tarafının diğer günlüğü anlatıyor olması çok hoş bir detaydı. Ben önce sol kısmı okuyup bitirdim sonra sağ kısmı, böylesi daha kolayıma geldi. Tanışma kitabı olarak ilginç bir kitap seçimi oldu ama olsun, sevdim.
Çarpık Saray: Eee nerde kalmıştık? Hah tamam. İşte sevgili olan çiftimiz tabi ki iki saniye mutlu olmasın! Ay ne yapsak diye düşünen yazarlarımız da -iki yazarın ortak eseriymiş, böylesi basit bir kurguyu yazmak için iki yazar gerekmesi beni şaşırtmadı desem yalan olur- dur bir cinayet şüphesi ortaya atalım demişler. Kitap boyunca esas oğlan katil mi değil mi diye ikilemlere düşelim istemişler fakat katilin esas oğlan olmadığı da çok belliydi. Katil uşak çıktı desem yanlış yönlendirmiş olmam da işte öyle ilginç birisi çıktı. The happy end.
Bayan Westaway'in Ölümü: BKK'nin -Blogger Kitap Kulübü- ekim ayı kitabıydı, detaylı olarak şu yazıya gömdüm, ilgisini çeken bir daha bakabilir. :)
Lekeli Taç: Çoksatan bir kitabın ekmeğini daha daha nasıl yeriz diye düşünülerek yazılmış bir spin-off kitap. (Böyle mi deniyordu bunlara, bilenler yoruma bir şey etsin.) İlk üç kitap boyunca zaten hikayesinin yarısına maruz kaldığımız esas olmayan bir karakterin esaslıca yazılmaya çalışılmış hikayesi. Yazmasalar daha iyi olurmuş fakat yazmışlar, bende okumuş bulundum. Hatta eksik kalmayayım diye diğer iki spin-off kitabı da sipariş ettim. Evet biliyorum, asla iflah olmam ben.
Tembellik Hakkı: İnce Klasikler serisinden güzide bir eserimizdi. Kendisi yaklaşık elli sayfacık birşey olduğu için keyifle okudum, öneriyorum.
Efsuncu Baba: Ay boyunca nitelikten yana elime birşey geçmedi yukarıda yazdıklarım malumunuz bari nicelikli dursun diye de neler okudum gördünüz. Fakat kapanışı öyle bir kitapla yaptım ki; kendimle bir daha gurur duydum. (Sadece bu kitabı seçtiğim için.) Gürpınar yıllardır kıymetini bilemediğim bir madenmiş meğerse. Yine okurken iki büklüm olduğum yerler oldu. Ofisin dinlenme alanında kahkahalarıma engel olamadığım için tüm kafalar bana doğru döndü, fakat çok iyiydi. Şu yukarıdakilern hepsini unutun ve lütfen bunu alıp okuyun. Nooooluuuuur!....
İşte böyle ekimi de kapattık dostlar, bakalım kasımda neler olacak?
Görüşmek üzere, çüs...
Bu ay da böyle geçmiş. :)) Ergen konulu kitapları hiç sevmediğim için o tarz kitapların yanından bile geçmem. :) Parana yazık olmuş bence, sen de pek hoşlanmamışsın zaten. O yüzden kitap seçerken çoook düşünürüm. :)
YanıtlaSilTembellik Hakkı'nı almayı düşünüyordum ben de. Son kitabı merak ettim, aklımda bulunsun.
Aslında serinin ilk iki kitabı hoş gibiydi ama gene de insana kattığı birşey yok kısmında ısrarcıyım. Çok daha iyi ergen kitapları okumuşluğum var. :)
SilParama yazık oldu diye düşünmüyorum çünkü küçük bir kitap arkadaşım var ve böyle şeyleri okumayı çok seviyor yaşı itibariyle genelde ona gönderiyorum işim bittikten sonra ama bu seriyi blogda çekilişle vericem galiba. :D
Tembellik hakkı gerçekten güzeldi ben severek okudum, Gürpınar'ı öneririm. :)
Gürpınar harikadır, bilinmeyen hazinedir aynen. Refik Halid de öyle.
YanıtlaSilGürpınar'ı geç keşfettim vallahi. Refik Halid'e de bakayım. Hiç kitabını okumadım sanırım. :)
Silreşat nuri ve hüseyin rahmi, en sevdiklerim eskilerden, rahmi çok eğlenceli ve komikli yaa :) bu kitabı da :) tembellik hakkı ünlü kitap önemli :) ayfer tunç günümüzün en iyisi belki de o yani :) kağıt prensesi keyifle okudum, hepsini okuycam ben de :) redmerski nin katiller çetesi de öyle pek keyifli :)
YanıtlaSilReşat Nuri'yi ergenliğimde okuyup ağır bulmuştum sanırım şimdilerde severim. :) Tembellik Hakkı okurken keyif veren bir kitaptı sevdim.
SilAyfer Tunç'dan elimde iki kitp daha var bakalım, umutluyum. Kalemi hoş, hafif ve çarpıcı gibi.
Kağıt Prenses serisinde ben son düzlüğe girdim Deep darısı başına. :)
Katiller Çetesi'ni son kitap hariç okumuştum. Güzel seriydi.
Harika kitaplar, ben de bu ay Efsuncu Baba'yı okudum bu arada, eğer okumadıysan Felatun Bey ile Rakım Efendi'yi tavsiye ederim, aşırı komik:)
YanıtlaSilEfsuncu Baba ayında buluştuk desene. :) Felatun Bey'i okumadım dur alayım onu. :)
SilEfsuncu Baba kitabı çok güzel bir kitap. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Gulyabani kitabını okumadıysan tavsiye ederim çok komik gelmişti. Yeşilçam filmi Süt Kardeşler filmi de bu kitaptan esinlenilmiş. :)
YanıtlaSilGulyabani'yi geçtiğimiz aylarda okumuştum. Şimdi Mürebbiye var elimde ona bakacağım sanırım. :)
SilKomiklik iddiam yok ama güldürürsem de seviniyorum canım. :)
YanıtlaSilAy ben bu seriye daha neler yazardım da üzerine o kadar konuşup da daha çok satmasına sebep olurum falan diye korkuyorum. :D
Ayfer Tunç'un Suzan Defter'i sen seversin diye düşünüyorum. Çok da kalın olmayan bir kitap şıp diye bitiyor.
Bayan Westaway geçen ay enerjimi sömürdü gitti. :D
Tembellik Hakkı'nı aradan çıkarırsın bence bir saatte bitecek hoş bir eser. :)
Kuyrukluyıldız Altında İzdivaç'ı bende alayım. Gürpınar 2022'nin favorisi benim için. :D
Ayfer Tunç'un Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Hikayesi favori kitabımdır. Bir kitaba 400e yakın karakteri nasıl sığdırdığını hala inanamıyorum. Beyni yanıyor insanın :))
YanıtlaSilSanırım hiç Gürpınar okumadım. Pişmanım.... Ve hemen bir sonraki sepete atıyorum bir kitabını...
Bende gidip Bir Deliler Evi'ne bakıyorum. :) Ayy uygunmuş da attım sepete, gene aldıkça alasım geliyor. :D
SilGürpınar benim çok geç keşffettiğim bir yazar oldu Gulyabani'yi de bu yıl içerisinde okumuştum ve çok sevdim. Başka kitaplarını da alacağım. :)
Soğuk kan dikkatimi çekti not aldım...
YanıtlaSilİlk kitap Buzdaki kız 6 kitaplık bir seri çok polisiye okudum ama bu adamın kaleminin ilginç bir tadı var öneririm. :D
SilSuzan Defter günlük olması nedeniyle ilgimi çekti :)
YanıtlaSilBence sende sevebilirsin, okuduklarını göz önüne aldığımda öyle düşündüm. :)
SilSuzan Defter'i bende çok merak ediyorum. Ve ne çok kitap okumuşsunuz. Maşallah :)
YanıtlaSilBu ay bir kitapla ortalamanın altında kaldım fakat olsun. :) Suzan Defter kesinlikle ilginç bir okuma deneyimi sunuyor, öneririm.
SilDokuz kitap, gayet iyi bir ay geçirmişsiniz bence. Şu aralar benim de elim daha kolay okuması olan kitaplara gidiyor nedense. Bayan Westaway’in Ölümü kitabını bloglarda sıkça görmüştüm ancak çok olumlu geri dönüşler yoktu.
YanıtlaSilBayan Westaway zaman kaybı olur, önermem. :) Bu ay da böyle oldu ne yapalım havalar zaten kasvetli bir de ağır kitaplar hiç çekilmiyor.
SilAyfer Tunç'u çokkk seviyorum, Suzan Defter de bence mükemmeldi :) Bende de Osman var okunmayı bekleyen, bir ara başlasam ne güzel olacak :)
YanıtlaSilSuzan Defter çok ilginç de bir okuma deneyimiydi ayrıca bende sevdim. :) Bende de Dünya Ağrısı ve Aziz Bey Hadisesi var bekleyen.
SilKitaplar çok güzel görünüyor, Ekim ayı maşallah güzel geçmiş
YanıtlaSilBakalım kasımda da aynı verimliliği koruyabilecek miyim? :)
SilNe güzel bir ay geçirmişsiniz:))) Hüseyin Rahmi Gürpınar kalemi müthiş bence, ben de Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç kitabını okuyup bayılmıştım:))) Bu kitabını da not alıyorum:)))
YanıtlaSilKağıt Prenses serisini çok merak ediyordum ama yazınızı okuyunca vazgeçtim sanki:)))
Kağıt prensesin sana katacağı hiçbirşey yok, bu alanda daha iyi kitaplar var okunacak. Biraz da erken ergenlik mesela 18-20 yaşımda okusam daha çok severdim gibi. Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç'ı sepete attım. :)
SilTebrik eder saygılarımı gönderirim efendim 🤭😂
YanıtlaSilTeveccühünüz teveccühünüz. :) Buraya eğilerek selam veren emoji gelecek. :D
SilEn iyileri yazının en sonuna saklamışsın. :) Okurken bana kahkaha attıran yazarlar arasında ilk aklıma gelenler Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Muzaffer İzgü var. Gürpınar'ı sanırım okumadım. Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü o mu yazmış diye kitaplığımı karıştırdım, güldürmese de keyifliydi okuması. Tanpınar çıktı... Gürpınar'ın ertelemeden okumam lazım diyorum :) Ekim ayı iyi geçmiş sayı olarak. Darısı Kasım ayının başına diyeyim :)
YanıtlaSilGürpınar kitapları oldukça da ince olduğu için bence keyifle okursun diye düşünüyorum. Tanpınar hakkındaki yorumunu dikkate aldım, bakayım ucuzsa hemen atıyorum sepete. :)
SilŞu an ben o durumdayım. Aynı anda birden fazla kitap okumayı severim ama 3-4 tane benim için yeterlidir. Şu an bu sayı 7-8'e çıkmış durumda. Bu da okuma hızımın düştüğünü gösteriyor. Neyse ki okullar bir hafta tatil. Bu hafta depara kalkmayı düşünüyorum :-)
YanıtlaSilO zaman gazan mübarek olsun diyorum arkadaşım. :) Ben elimdekileri temize havale ettim. Baktım olmuyor iki yeni kitaba daha aynı anda başladım. :D
Sil