·
Bu hafta hiç bitmeyecek gibi geliyor hadi
bakalım hayırlısı...
·
Yanılmıyorsam eğer İngiltere’de (başka bir yerde
olabilir) kadının birisi öldükten 45 dk. sonra hayata geri dönmüş. 45 dk. boyunca
teknik olarak ölüymüş. Sanıyorum öbür tarafı beğenmedi geri geldi..
·
Askeriyede artık “Yaylalar” söylenemeyecekmiş.
Kadın ve bilmem ne bakanı halt etmiş, gitmiş kadın ve erkek arasındaki
ayrımcılığı oradan yok etmeye karar vermiş. Gerzizekalı diyeceğim de ayıp
olacak şimdi. Neyse diyorum ki bakanım git topla halkı karşına birde bunu öyle
anlatmayı dene. Kafana yumurta atmazlarsa ben de hiçbirşey bilmiyorum.
·
Can Bonomo’ya da birşey diyeyim. Can’cım şarkı
eh işte yani çok da açmadı beni ama üzülme sonuçta biz vaktiyle “Rimi Rimi Ley”
diye bir şarkıyla da o yarışmaya gitmiş bir ülkeyiz. Ama işte çok olmamış yani
dedim ya. Türkçe meali ne der bunun diye bile zahmet edipte bakmadım.
·
Bir üstteki maddeye ek olaraktan; Demet “Bu
şarkı güzelse ben zevksizim.” maabında birşey demiş. (Cümle tam böyle
olmayabilir ama takılmayın siz ucu buraya çıkıyor sonuçta.) Bir insanın kendini
bilmesi nasıl güzel şey anlatamam. Zevksizsin Demetcim! Dibine kadar
zevksizsin!!
·
ACTA’ya hayır!! Demet’e hayır!! Yeterince
açıklayıcı oldum sanırım, başka lafa gerek yok..
·
Şu illuminaticilere de kıl olmaya başladım. Her
yerden fırtlıyorlar. O illuminati, bu illuminati... Senin illuminati kere...
Tövbe yarebbim. İlluminatinin kendisi kadar sessizce sürdürebilir misiniz
faaliyetlerinizi lütfen.. Sinirimi bozmaya başladınız..
·
Kar gene geri geliyormuş. Her salı İstanbul’da
misafir ediyoruz kendisini. Yalnız bak tahammül sınırımız te burnumuza kadar
geldi artık. Her salı her salı şaka yapıyorsun sanki... (Allah’ım niyetimi sen
biliyorsun vallahi. Tövbe haşa karışmam işine..)
·
Pazartesi çilesi diye de birşey var. Trafik
berbat olur. Pazardan kalan bir isteksizlik.. Yatağın “gel koynuma” diye
çağıran halini görmemezlikten gelmek zorunda olmak.. Derken bir de yağmur
yağmıyor mı hayattan soğuyorum oy aman...
·
Bir İstanbullu olarak pek bir yer bilmeyen
bendeniz bu haftasonu Beyazıt’a gitmek durumunda kalınca kızkardeşceğizim bakın
ne dedi: “Sana hiç güvenmiyorum ben. Dönerken seni tramvaya bindirsinler. Sen
kaybolursun yoksa.” Nasıl da cesaretlendiriyor görmeniz lazım.
·
Bazen diyorum hakikaten bu blogu kimse okumuyor.
Peki neden yazıyorum? Bilmem ki kimse okumasa da ben birşeyler söylemiş olayım
diye yazıyorum aklımdakileri..