29 Şubat 2024

2023 Aralık Ayı Okuma Raporu

Yazacak çok birşey yok diye mi bir türlü elim gitmedi bu yazıya hiç bilmiyorum. Neyse kısmetimde Şubat ayında Aralık ayının yazısını yazmak da varmış neyleyek.

Aralık ayında bir çok sesli kitap dinledim ama aslında hepsi daha önce okuduğum kitaplardı. Yıllık hedefi erkenden tutturunca canım ne isterse onu dinlemeyi seçtim.

Bir de sanırım "iş iptal oldu" haberini bana sabah kahvesi eşliğinde ofiste bu kitabı okurken verdiler diye bu kitap da süründü durdu elimde.

Sevgili Arsız Ölüm: Yanlış zamanda yanlış kitap mıydı diye düşünmeden edemiyorum. İlk etapta çok hızlı okurken o malum sabah sonrası bir türlü ilerletemez oldum kitabı... Hatta sonrasında Storytel'den sesli dinleyerek bitirdim. Pek sevmediğim uzun uzadıya anlatılan bir yazım şekli var. Ne kitaba ne karakterlere bir türlü bağlanamadım. Okumak için çok akıcı bir yanı da yoktu. Süründük beraber. Kendim keyif almadığım için kimseye de illa alın diyemem ama biraz araştırıp öyle alın bence. Ben tiyatro oyununa bir türlü bilet bulamayınca kitabı okumaya pek heves etmiştim ama ne umdum ne buldum oldu.

Neyse sonuç olarak Aralık ayını da 1 kitapla kapatmış bulunuyorum. Ocakta herşey çok daha güzel olacak. :)

Adios.

Bir küçük kutlama meselesi...

Merhebalar gönül dostları,

Canlarım, ciğerlerim, iki gözümün çiçekleri umarım iyisinizdir. Zira ben şu an adeta içi kıpır kıpır, midesinde kelebekler kanat koşturan ilk aşkının ilk heyecanlarını yaşayan bir yeniyetme gibiyim adeta...

"Oldu en sonunda oldu bim bam bom" diye ortalıklarda oryantal yapmak istesem de ortam tabii ki buna müsait değil.

Sizlerin ettiği dualar yerine teslim edildi sanıyorum ki,  çünkü terfi ettim. Ama bu aslında bir önceki iptal edilen iş değil.

Şöyle ki; A ve B takımları var diyelim. A daha başarılı ve daha büyük hedefleri var, B ise daha küçük bir takım. Ben bir öncekinde B takımına geçiyordum ve biliyorsunuz ki iptal oldu. Bu sırada A takımında bir açık doğdu onlar bana seninle görüşmek istiyoruz dediler. En baştan yeniden görüştük. Aynı süreçlerden bir daha geçtik. Ama bu sefer nihayete erdik dostlar pazartesi imzamı attım. :)

Bana "oldu bu iş" denilen günün üzerine imza için iki hafta beklemek çok zordu inanın, ha iptal oldu ha olacak diye diken üstünde gezdim.

Neyse ki bu sefer muvaffak olduk. Hatta hiç beklemediğim bir süprizi daha var bu işin sanırım ama onu da olursa yazarım, şimdilik belirsiz.

Velhasıl-ı kelam, "olanda da olmayanda da hayır vardır" sözü bir kez daha yerini buldu. Nitekim olmadığında üzülmeme izin vermeyenlerin sevinmesine de bu sefer ben izin vermiyorum. Kocam ve bir iki iş arkadaşım hariç kimseye hiç bişey söylemedim. Öyle kendi kendime yaşıyorum bu sevinci. :)

Bu arada çok beklenen o imzanın atılması şerefine kuzenim bana çikolata göndermiş. Çiçeksepeti notu karıştırmış, önce uzunca bir süre çikolatayı aradık. Sonra resimdeki çikolata olduğunu düşündük, bu sefer de o isimde biri var mı yoksa gerçekten not mu karışmış diye koca binanın çalışanlarını kontrol ettirdik.

Durduk yerde bir sürü iş çıktı başımıza. Neyse çikolata benimmiş ama not başkasının. Hacine Hanım'a buradan seslenmek istiyorum. "Üzgünüm yeğenleriniz çok güzel bir not yazmıştı ama olsun beni de mutlu etti." :)

Sevgiler size.

Gidip biraz daha içim kıpır kıpır salınayım ortalıklarda.

Bye.

7 Şubat 2024

Durum Raporu: Evin yolunu bulamıyorum.


Hayırlı günler olsun çiçeklerim,

Uzun zamandır yoktum. Enerjim olunca zamanım, zamanım olunca enerjim olmuyor. Haliyle biraz boynu bükük kaldı buralar. Nerelerdeydin derseniz orada, burada, şurada diyebilirim.

* Yılbaşı sebebiyle kocam memleketine gitmek istemişti. Yeni yıla maailecek Amasya'da girdik. Doğum günüm sebebiyle pasta almaya gitmiştik. Amasya'da aldığımız en büyük boy pastanın İstanbul'da aldığımız en küçük boy pastadan daha ucuz olması beni şoka soktu. O şoku atlatamadım.

* Amasya'dan dönerken otobanda arabamız bozuldu. Gecenin ikisinde çekici gelip sağolsun bizi oradan kurtardı. 2024'teki ilk başarım çekiciye binmek oldu böylece. Bunu da denemedim demem.

* Yılbaşı tatili yetmedi, hazır önümüz yarıyıl tatili Çınar'ı da alayım da Karabük'e eltimlere gidelim dedim. Çınar hep büyük otobüslere binmek istediğinden otobüs ile gittik geldik. Yolculuk kısmı dışındaki kısımlar çok eğlenceli idi. Çocukları bırakacak kimse olmadığı için jandarma komutanı olan kayınbiraderime çocukları bıraktık. O da asker başına bir çocuk emanet etmiş, biz gelene kadar bakmışlar. Düşündüm de bazen asker olmak da zor arkadaşlar. :) 

* Karabük dönüşü evin salonunda büyük tadilat başladı. Salonun sıvası alıp başını evi terkedince tavanda tadilat yapmak gerekiyordu. Bende "elin değmişken de bir güzel boyarsın be kocacığım" diye verdim gazı, verdim coşkuyu. :)

* Çok güzel mis gibi bir salonumuz oldu. Bu arada boya alırken ben koyu renk düşünüyorum ama satış görevlisinin verdiği karteladaki renkler bana hep açık geliyor. Neyse en son bir renk seçtim ama aklımdaki renkten çok açıktı yine de. O sırada seçtiğim rengi gören satışçı kadın "Bu renk kartelada durduğu gibi durmaz, daha koyu olur." dedi. Bende "Aaa öyle mi süper, ben zaten daha koyu olsun istiyorum." dedim. Kadın şok, kocam şok. :) Evi koyu renk boyamaktan çekinmeyin arkadaşlar, zaten akşamdan akşama evi kullanan insanlarız neticede, güzel oluyor.

* Tadilat devam ederken cuma günü akşam aylık ödemelerimi yapınca cebimde kuruş kalmadığını fark edip sinirlendim ve kocamı aradım. "Seni çok seviyorum. Seninde beni çok sevdiğini biliyorum. O yüzden bu akşam çocuğa sen bakarsın diye düşündüm. Ben kızlarla dışarı çıkıyorum." dedim. Hemen akabinde de spontane bir buluşma ayarladım. O günden beridir de eve giremiyorum arkadaşlar. 

* Cuma Ayşe ve İpek'le buluşmak ile başlayan serüvenim, cumartesi çocukları da alıp hamama giden kocalarımız sebebiyle boşa çıkan kızlar buluşmasına evrildi. Pazar akşamı İngiltere'ye gitmeden önce evdeki eşyalarını almaya gelen Mervecim ile oturduğumdan çocuğu gene kocam devraldı. Pazartesi günü İngiliz Merve'ye veda partisi minvalinde kızlarla yemeğe gittik. Salı günü kocam gece nöbetine gideceği için çocuğu ben devraldım. Bu akşam gene kocama devrettim. İşten arkadaşla dışarı çıkıyorum.

* Ay sanırım ben evin yolunu kaybettim dostlar. :) Kocam çok dışarı çıktığı bir dönemde ciddi bir kavga etmiştik ben lohusa olduğum süreçte, o da benle bugün dalga geçiyor, "Sen gelince ben büyük bir kavga çıkarayım da evde, sen gör." diye... Umarım şakadır.

* Bu arada evrene verdiğimiz tüm mesajlar dönüp dolaşıp yerini buluyor. Ya da bazen yürekten istediğimiz birşey düşündüğümüzden bile çok önce gelip önümüze konuyor. Geçtiğimiz yıl "Manxcat" in Arya ile yaptığı seyahat yazısını okuduğumda "Biz de bir gün Çınar'la böyle olacak mıyız acaba?" diye düşünüp içimden dilemiştim. Hatta yorum da yazmıştım. Düşündüğümden bile erkenden oldu...

* Bazen yaşamak güzel şey. :)

Sevgiyle, 
Applesoda

Search

About

Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.