30 Ekim 2015

İnsan kendine özgü şekilde olağandışı bir yaratıktır.


Ateşi keşfetti, şehirler inşa etti, 

muhteşem şiirler yazdı, dünyaya çeşitli yorumlar getirdi, 

mitolojik imgeler yarattı. 

Ama aynı zamanda hemcinslerine savaş açmaktan, 

çevresini yok etmek gibi yanılgılara düşmekten 

bir türlü vazgeçmedi. 

Terazinin bir kefesine yüksek zihinsel meziyeti, öbür kefesine aptallığı koyduğunuzda neredeyse dengede kalır.


demiş Umberto Eco.

Kafamda başka dünyalar...


  • Aynı anda iki kitap okuduğum olmuştu da, aynı anda dört beş kitap okuduğum hiç olmamıştı. Ama bu sıralar kafam bir güzel üç sayfa ondan, bir bölüm şundan, kitaptan kitaba takılıyorum...
  • D&R'nın yapmış olduğu 5 TL kampanyalarından Allah razı olsun, hoşuma giden ne varsa aldım. Tabii hala bir kısmı okunmayı bekliyor. O da bir başka mesele...
  • Lorenzo Carcaterra'nın Suskunlar (ülkemizde aynı adla dizi olarak yayınlanmıştı) kitabını içim parçalana parçalana da olsa okudum. Bazı şeylerin yıllar var ki değişmediğinin bir kanıtı gibiydi kitap, üzerinden kaç yıl geçse de hala böyle acı olayların yaşandığı gazetelerin üçüncü sayfalarından malumumuz... Dünyayı daha iyi bir yer yapmak için ne lazım diye düşündüm okurken... Bulamadım. Düşünmeye devam ediyorum...
  • Koethi Zan - Siliniş. Kitabı arka kapağındaki tanıtım yazısı nedeniyle almıştım. Beklentilerimin çok daha üzerinde bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Bestseller furyasının alıp yürüdüğü şu zamanda değişik bir konusu olan bu kitabı bir solukta okudum. Yalnız okurken tüyleriniz diken diken olabilir. Demedi demeyin...
  • Melissa Landers'ın Yabancı ve İşgalci kitaplarını arada havam değişsin diye okudum. Bir zamanların vampir sevdasından sonra şimdi uzaylılar moda oldu. Melissa Landers'ın akıcı bir dili olduğu ve hayal dünyasının oldukça geniş olduğu bir gerçek... Güzel vakit geçirmek için beyninizi yormadan okuyabileceğiniz kitaplardır, arayışınız bu yöndeyse tavsiye ederim.
  • Calia Read'ın Kördüğüm'ünü arka kapak yazısı yüzünden almıştım. Kapakta okuduklarımın ise kitapta karşıma çıkacaklara beni bir nebze bile hazırlamadığını söyleyebilirim. Konusu gerçekten ilgi çekiciydi ama içinden çıkacak trajediyi bilsem kesinlikle okumazdım. Fanstastik kitap beklerken, kendimi nerelerde bulduğumu bilemedim.
  • Zoe Sugg - Çevrimiçi Kız bir bloggerın hayatını anlattığı için ilgimi çekmişti. Kitabın teması için "Hayatta mucizelere yer vardır." diyebiliriz. Belki üç elmadan biri de bizim başımıza düşer. Ünlü sevgilide gözüm yok, bir Çevrimiçi Kız olsam bana yeter. :)
  • Abbi Glines - Tehlikeli Temas, Catherine Bybee - Çarşambaya Kadar Eşim Ol ve Jennifer L. Armentrout - Sağdıç vakit geçirmek için okuduğum kitaplardı. Beyninizi yormadan akıcı hikayelerine kendinizi bırakıp gidebilirsiniz.
  • Susan Elizabeth Phillips - Doğuştan Çapkın kitabı vakit geçirmek için aldığım bir diğer kitaptı, lakin içerisinde güzel mesajlar ve derin düşünceler de yok değildi. Beklediğimden daha fazlasıydı, okurken sevdim.
  • David Levithan - Her Gün kitabını başladığımda pek sevmesem de sonrasında ilgimi çekmeye başladı. Baş kahramanının müthiş bir fedakarlık göstererek içimi erittiği bu kitabı tavsiye ederim. Ayrıca yazarın taksici için yazmış olduğu "Kitabın konusunu çalmadığın için teşekkür ederim." notu gülümsetti. :)
  • Jessica Park - Sırılsıklam Aşk öylesine aldığım lakin okurken ters köşe olduğum bir kitaptı. Bu kitabı içtenlikle tavsiye ediyorum. Yassı Finn hala aklımda...
  • Jessica Shirvington - İki Hayat Arasında konusu yüzünden merak ettiğim bir kitaptı. Üzerine fazla söylenecek bir şey yok. Tam türü nedir bu kitabın bilemiyorum ama okunası bir dili vardı.
  • Ahmet Ümit - Beyoğlu'nun En Güzel Abisi. Okuduğum ilk Ahmet Ümit kitabıydı. Polisiye olması nedeniyle normalden biraz fazla sevmiş olabilirim kitabı, lakin sonu çarpıcıydı.
Not: Uzaylılar, vampirlerden çok daha etkileyici bence, yahut vampirlerden çok sıkıldık.

Notun Notu: Şu sıralar Markus Zusak - Kitap Hırsızı, Sharon Krum - Kimdir Bu Hatun Kişi? (Yol Kitabım), Caitlin R. Kiernan - Boğulan Kız ve Lottie Moggach- Temiz Bir Veda  kitaplarını okuyorum.

Cumalar Candır!!!

   Bir önceki gün tatilse; cumalar candır, candan ötedir, canandır. 

   Herkesin tatil yaptığı bir çarşamba boyunca emek ettik çalıştık. Şimdi bir de cuma... En sevdiğim gün, gene çalışıyoruz.

   Hadi çarşamba çalıştık tamam, birşey de demedik ama şu cumayı bari tatil edeydin patron... :(

   Herkese tatil var, bize yok. Gözün kör olmasın özel sektör!!!

   Sabah da zaten karın ağrısıyla uyandım... Havalar soğuk. Evde kombinin nasıl çalıştığını bilen yok... Akşama ne yemek yapsam...

   Biri beni durdursun! Cumanın da keyfi kaçtı, kaçacak bu gidişle yoksa...

   Tatili fırsat bilip dün öğlene kadar yattım. Lakin öğleden sonra duramadım artık kalktım, temizlik yaptım. :) Çamaşır yıkadım, yemek yaptım. Banyo dekorasyonunda değişikliğe gittim. İçimdeki ev hanımı dur durak bilmiyor.

   Cumartesi günü kocam da evde olmayacağından bütün bir gün oturup tv izleyeceğim.  Yaşasın kumanda hakimiyeti... :)

   Şimdi biraz neşelendim bakın. :)

   Applesoda cuma haberlerini sundu.

   Saygılar...

   Not: Resim "Merhaba, bugün göz kamaştırıcı görüyorsun!" diyor. Sadece bana... :) 

   Notun notu: Tam teşekküllü çeviri için okutup, üfletiniz lütfen...
28 Ekim 2015

Aşarım dağları delerek! Yollarımda bu dağlara ne gerek?

   "En karanlık geceler, en parlak yıldızları üretirler."

   Ne zaman ki canım darlansa, hayatımda bir şeyler zora girse yahut mutluluğumu kaybediyor gibi olsam hayat yine yeniden bana sürpriz yapıyor.

   Bir kaç vakit önce olsa belki de farketmeyebilirdim küçük tesadüflerin verdiği büyük mutluluğu...

     Bir kaç vakit önce şimdi olduğum kişi değildim. 

   Her yeni gün insana bir şeyler öğretir, bu doğru lakin bilinmeyen zorlu günlerin insana çok daha fazla şey öğrettiği...

   Küçük şeylerle mutlu olmayı, ayrıntılara göz atmayı, empati kurmayı, farklı düşünce yapılarına açık olmayı, sabrı, sükuneti, özlemi, sevgiyi ve daha nicesini bu sıralar yeniden öğrendim. Bahsettiğim bu kavramlardan bazılarını hiç bilmiyormuşum, bazılarını ise yanlış anlıyormuşum...

   Bütün bu girizgaha sebep olan olaya gelirsek; sabah metrodan indiğimde Türk Hava Yolları'nda staj yaptığım dönemde şefim olan Nihan Hanım'a rastlayışım... Nihan Hanım'a rastlayışım tatlı bir tesadüf, karanlık gecemin yıldız ışığı oldu. Herşey değişirken biz dahil, bazı şeyler hiç değişmez. Nihan Hanım bu denklemin sabit sayısıymış. Değişen zamana inat hep aynı kalmış, bir nebze dahi yaşlanmamış bile... 

   Bu tesadüf beni lise zamanıma kadar götürdü. İçimdeki yetişkin boğulurken, küçük çocuk uyandı birden... Aslında ben bugün olduğumdan ne kadar daha fazlası olduğumu, istediğimde çok daha fazlası olabileceğimi, anahtarın içimde olduğunu anımsadım...

   Güç içimizde... Eğer lazımsa sana da, dön bir bak içine...

   Applesoda bir tutam mutluluk gönderdi.


   Not: Paralandı gurbet elde bu yürek... 
26 Ekim 2015

Aşktan bahsettik, aşkı tanımıyorduk.


Aşktan bahsettik, aşkı tanımıyorduk. Öldük, ölmüyorduk. 
Sadakatten söz ettik, sadakati bilmiyorduk. 
Sevdik, aslında sevmiyorduk. 
Aldık, veriyorduk; verdik, alıyorduk, 
söz yerini buluyordu sadece, iyi düşüyordu, uygun. 
İçimiz bir hoş. Habire büyüyorduk.

demiş Nazan Bekiroğlu...

Pazartesileri hiç sevmem! Belki severim...


Günaydın Türkiye!

Korkunç ötesi yoğun hafta sonunu atlattım ve şükür ki bu kutsal pazartesi sabahına ulaştım...

Şu yukarıdaki cümle, hayatımının ne kadar tepetaklak olduğunun kanıtıdır.
Hafta sonunun ne kadar gelmesini istemesem de gelmişti...
Velev ki güzel de geçmedi...

Uzatmaya hiç gerek yok, kına, nişan, düğün üzerine yatılı misafirler,
daha üzerine gece saat ikide yatmalar...
Hepsinin üzerine ruhumun bir türlü geçmek bilmeyen halsizliği...

Velhasıl-ı tatili sevemedim! Yaşasın pazartesi!!!

Şimdi bir öğle yemeğine çıkıp beynimi dinlendireyim.
Üzerine de bir kahve dayadım mı ayılırım!

Her ne kadar pazartesi ayılmak, uyanmak zor olsa da müşterilerim dur durak bilmiyor.
Geldiğimden beri çalışıyorum...
Çalışmaya da devam etmem lazım..

Hepinize kucak dolusu pazartesi sevgisi gönderirim.

Applesodaa

Not: Şiddete meyyalim vallahi dertten!!!

23 Ekim 2015

#şiirsokakta


Sırf saygıdan...

İyi niyetinden vurulanlar kolay kolay iyileşemez!


demiş Münir ÜSTÜN...

Nasıl doğru, nasıl güzel, nasıl anlamlı demiş...

Yine de insanların iyi niyetini suistimal edecek kadar kötü kalpli olanlar, böyle güzel sözlerin arkasındaki
manayı görecek inceliğe ve akla
sahip değillerdir lakin
yine de dursun 
burada...

Sevdim...

Cumalar candır! Cumalar can mıdır??

   Hafta ne ara geçti, biz ne ara haftanın son ve bu hafta dışında genel olarak en sevdiğim gününe geldik? Kesinlikle bilmiyorum.

   Cuma olmasın diye ne kadar dua ettiysem de, ışık hızıyla geçen günlerin ardından kasvetli bir cuma öğleden sonrası ile karşı karşıyayız maalesef... :(

   Haftalardır bir cumartesi-pazar başımı yastığa koyup da dilediğimce uyuyamadığımdan, bu hafta sonu da o dinleneceğim haftalardan olmayacağından, varsın hep hafta içi olsun dedim ama kime dedim?
  
   Sonuç olarak; bu hafta sonu da yine bana uyku hasreti, yine bana hüsran... :( Düğünlerden, kınalardan, nişanlardan bıktım! İllallah ettim!! Gına geldi!!! Ama ne oldu? Azalarak bitmediler tabii ki, mikrop oldular arttılar, çığ oldular büyüdüler... :(

   Benim dinlenmeye ihtiyacım var diyorum... Lakin kimse beni anlamıyor...  :(

   Bir aksiliğe kurban gitmezsek önümüzdeki hafta sonu mâbadımı serip koltuğa boylu boyunca bütün hafta sonu yatıp, tembellik yapacağım! Temizlik falan da hak getire... Ev işlerini de kim ne yaparsa yapsın, ben hiç birşey yapmayacağım!

   Gözlerinizden öper, size benimkinden daha güzel bir hafta sonu dilerim....

   Applesodaa mübarek cumadan sundu...

   Saygılar...
 

 
22 Ekim 2015

Tüm başlangıçlar gelişigüzeldir.


Caitlin R. Kiernan - Boğulan Kız

Henüz kitabı bitiremesem de, okurken hoşuma giden bu kısmını
paylaşmak istedim sizinle...

Evet korsan e-kitap okuyorum.
Hayat pahalı... Ne yapalım?

Dünya küçükse, insanlar bulur birbirini yeniden...


  • Geçen gün yine sıradan bir gündü, telefondaydım, müşterim beni delirtiyordu, artık canıma yetti diye düşünürken cama doğru döndüm ki ne göreyim: İsmail Abi. :) İsmail Abi'yle eskiden aynı yerde çalışırdık biz, üç yıl olmuş kendisini ne görmüştüm, ne de bir haber almıştım. Mecnun gibi hemen camı açıp bağırdım; İsmail Abi! :) Artık bu yakınlarda çalışıyormuş, görüşürüz dedik, konuşmayı bitirdik.
  • Yollarda arada birbirimizi görüyoruz ama uzun uzun konuşma fırsatımız olmadı henüz. Olsun yine de görüşürüz bir ara...
  • Dünya küçükmüş...
  • Oysa ki ben bilmem, kaç milyar küsür püsür insanın içinde hep kayboluyormuşuz gibi hissederdim... Demek ki kaybolmuyormuşuz. Belki bir yerde doğru matematiksel koordinatların kesişimleri ve olasılıklar dahilinde, ya da belki kader, belki de şans, belki bir duanın kabulü -artık nasıl isimlendirmek içinizden gelirse- insanlar birbirlerini hiç ummadıkları bir anda yeniden bulabiliyorlarmış...
  • Belki başka günler, başka eski tanıdıklarımla karşılaştırır beni... İçimin çok fazla şeye sıkıldığı, kırıldığı, darlandığı bu zor zamanlarda küçücük, minicik sürprizler bile mutluluğa boğabilir insanı...
  • Ben İsmail Abi'yle aynı yerde çalışırken hala bir çocuk sayılırdım. İş tecrübem de çok azdı. Onlar abi oldular, öğrettiler, eğittiler beni. İsmail Abi'yi görünce yeniden çocuk olmuş gibi hissettim. Çocukluğum geri gelmiş gibi...
  • Güzel sürprizleriniz, tesadüfleriniz olsun. Bir anda hiç ummadığınız yerden bir mutluluk sizi bulsun. Bugün hep birlikte birer kahve alıp, beş dakika için kahvemizi içerken dünyayı aklımızın dışında bırakıp sadece mutlu olalım. Salt mutlu! Deneyin ben önerdiğim için, kendiniz için...
  • Gözlerinizden öperim.
  • Applesodaa çocukluğundan, içinden bir parça sundu.
16 Ekim 2015

Evlendim, çok değiştim...


  • Evlendim ben çok değiştim. Siz söylemeden, ben söyleyeyim dedim. :) Evlendim evleneli esprilere kramp girmiş gibi herkes bunu tekrarlıyor. İlk on seferinde beni güldürse de, artık yumurta turşusunu zorla yemişim gibi bir ifadeden öteye geçemiyor mimiklerim...
  • Evlilik nasıl bir şey diye sormak isteyen olursa eğer ki casperlarım... Bakıyorum ki soran yok. :( Neyse ben gene de bahsedeyim. Bolca tahammül isteyen bir yaşam biçimi kanımca...
  • Sinirlenince kapıyı çarpıp dışarı çıkamıyorsunuz -hele ki benim gibi hiç bilmediğiniz bir yerde oturuyorsanız-. Artık herşey iki kişilik; dertler, kederler, yemekler, mutluluklar... Bazen iyi, bazen kötü. Boşuna iyi günde, kötü günde dememişler bu işin başında. Sabrın ve tahammülün, karşılıklı sevgi ve saygının yardımıyla bu işin sonu selamete varır diye düşünüyorum...
  • Neyse bu uzun, benim bile ne anlatmaya çalıştığımı anlamadığım cümleleri geçip, günlük yaşantıma gelirsek tatlımlar. Sabah 44 km yol, iş, akşam 44 km yol, ev. Eve gelmekle çilelerim sona ermeyecek elbet; kimi zaman yemek, bazen çamaşır, bazen bulaşık...
  • En nihayetinde insanoğlu her duruma ayak uydurabiliyor. Fıtratınızda güçlüyse, aşamayacağınız şey değil. (Yalnız ben 3 haftalık evliyim, bu yazdıklarım şimdiye kadar yaşadıklarımı içerir.)
  • Bu sıralar iş yerinde iki dakika dinlenecek vakit bulamamam bir yana yol da haşatımı çıkarıyor. :(
  • Geçen haftasonu evimizde ilk kalabalık misafirlerimizi ağırladık bu arada. Sevdiceğimin arkadaşları ve kız arkadaşları bize kahvaltıya gelecekti. 10:30'da geleceğiz deyip, 8:30'da kapıya dayanmalarına bir anlam veremeyerek, sinirimden öldüm. Oda ayrı bir mevzu...
  • Bu haftasonu ise ailelerimize yemek vereceğiz. Her iki ailenin tarihlerini birbirine uydurmak iki haftadır mümkün olmayınca, cumartesi sevdiceğimin ailesini, pazar da bizimleri davet etmeyi uygun gördük.
  • Şimdi tüm dualarım, kazasız, belasız, güzel yemeklerle, bir pot kırmadan, kimseyi incitmeden ve ruh sağlığımı sonunda dek koruyarak bu haftayı atlatmak üzerine kurulu... :(
  • Ey sevgili casperlarım, siz ki bunca zaman sessiz kaldınız. Bugün ne olur bana dua ediniz ki; hafta sonunu kazasız belasız atlatayım.
  • Applesodaa akşam haberlerini sundu.
  • Sağlıcakla kalın.
3 Ekim 2015

Hayat güzel, güneş açıyor...


Bu sabah yine uyandık çok şükür elhamdülillah.
Ama bir sor nasıl uyandık? Gönül rızasıyla mı uyandık?
Uyku benim sevmeye doyamadığım, uyanmaya kıyamadığım...

Her neyse şimdi gırgırı geçersek; dün gece biricik gızgardaşıma doğum günü yaptık.
Vallahi bu sefer sürpriz oldu. :)
Evlensem de kızlarla vakit geçirmeye asla hayır demem.
Kalkın gelin dememle hepsi geldi. :) Çok da güzel vakit geçirdik.
Kız kıza muhabbet gibisi yok...

Sonra bu sabah kuzenim beni işe bırakırken kahvaltı ettik...
Baktım her ne olursa olsun, mutlu olabileceğim şeyler var benim.
Çok şükür dedim.
Aydınlanmamın üstüne hava da açınca, içim bir hoş oldu...

Şimdi çalışıyor olabilirim ama günüm güzel açıldı şükür, devamı gelir inşaallah...
Gözlerinizden öper, çalışmaya giderim.

Applesodaa kahvaltı haberlerini sundu.
Sevgiler, saygılar.

Search

About

Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.