Multitasking meselesi...
Bağlanmak meselesi...
Durmak meselesi...
2023 Ekim Ayı Okuma Raporu
Durum Raporu: Kafalar bi milyon...
- Babam yeniden açık kalp ameliyatı oldu. Durumu çok şükür iyi annem de ortalık velveleye vericisi ay pardon refakatçisi olarak başında. Ameliyat yüzünden annem hepimizi her an teyakkuzda tutuyor desem yeri de neyse artık. Valla stresten vücuduma ağrılar giriyor artık.
- Bu süreçte tabii bende evde; hem iş hem çocuk döngüsündeyim yeniden. O sırada resmi olarak geçişim yapılmasa da yeni müdürüm beni yeni ekibimin toplantılarına eklemeye başladı. Eski müdürüm de bunu duyunca; iki haftadır bana gram iş vermiyorken şimdi iş veresi geldi. "Ayy sağdan soldan her yönden bana geliyorlar Taahsiiin...." modundayım.
- Kocamın çok önceden yapılmış bir planı vardı arkadaşlarıyla yarın akşam itibariyle minik bir tatile çıkıyor kendisi. Bende işte Çınar'la tek başımayım üç gün... Ne yapsak bilmiyorum bu üç gün geçer mi acaba ya?
- "Kurşun Döktürüyoruz" isimli WhattsApp grubumuzdan bahsetmiştim. En sonunda muvaffak olup kurşun döktürebildik. Fakat hocanın dini bütün olanına denk geldik, günah diye yorum yapmadı bize, sadece kurşun döktü ve gitti. Pek birşey anlamadık biz bu işten ama neyse...
- Grupta dört kişiyiz ve her gün en az bir kişi "Ayy çok kötüyüm, beni bir okuyun." yazıyor. Galiba bizim hepimizin yıldızı düşük. Gruba maaşlı hoca almayı teklif ettim, İngiliz Merve de "Bizi hoca kesmez, bize şeyh lazım şeyh!" yazmış. Vallahi bakın çevremde ben dahil bir gram aklı olan kimse yok. Yok yani.
- Aaa durun bakın bir de şey var: Kızkardeşim İskandinav ellerinde kem gözlülerden korunsun diye (cümlesi sarışın ve renkli gözlü olan bir milletle yaşayınca pek de mümkün görünmüyor ama neyse) nerde bir nazar boncuklu obje bulsak alıyoruz. Fincandır, bilekliktir falan... Geldiğinde valizine koyduklarımız yetmiyor, yanına giden herkesle de yolluyoruz bişeyler sürekli. :)
- Arada mutfağa giriyorum, şöyle glutensiz sağlıklı birşeyler pişireyim diye o sırada instagramda önüme gözleme, poğaça, börek tarifleri düşmeye başlıyor. Sesli dinlemeyi geçip zihin okumaya mı başladılar nedir?
- Şekeri bırakayım diye niyet ediyorum. Küçük danam gelip elini öptürüp öptürüp bayramdan kalan çikolata, şekerleri veriyor. Herkes sağlıklı beslenmeye karşı inanın ki...
- Geçtiğimiz ay mecburiyetten en az üç düğüne katıldım. En son instagramda isyan ettim "Yeter artık davetiyelere iban ekleyin, gözünüzü seveyim." diye. Tamam zamanında sen benim davetime gelmişsin ama üzerinden de sekiz sene geçmiş, artık boş gezenin boş kalfası değilim ki... Düğüne davete de hiç hevesim yok. Atayım takımı geçeyim, beni bir salın yahu...
- Geçen gün birisi masamdaki kitaplara şöyle bir göz attı ve şunu dedi: "Ben sadece ödül almış kitapları okuyorum.". Şimdi tabii ki herkesin tercihine ben hiç karışmam da söyleyişindeki tavır beni acayip uyuz etti. Buradaki kastı ödül alan kitaplar iyi oluyor bende onları okuyorum demek aslında, kendisini pek iyi tanıdım şu süreçte. İyi de her iyi kitap ödül almıyor ki? Kaldı ki bununla övünmek neden? Ben mesela kimsenin bilmediği kitapları okumaktan da zevk alıyorum. Ben sana bununla övünüyor muyum? Ayy valla herkes kendi reklamını yapmanın peşinde, yıldım.
#Çınar'dan seçmeler.
40. Tüyap Kitap Fuarı - Dünyanın Sonuna Yolculuk
Hola canlarım,
Yine birgün durdum durdum, duramadım derken içime deli deli rüzgarlar esmeye başladı. İngiliz Merve'ye de verdim gazı, verdim coşkuyu ve Tüyap kitap fuarına gitmeye karar verdik.
Daha doğrusu ben karar verdim ve Merve'yi de yanımda sürükledim demek daha doğru olur. :) Gitmeden önce de "Yok ya zaten kitap falan almayız, internette fiyatlar daha ucuz şöyle bir gider dört bir yanımız kitap kokusuyla sarılı bir gün geçiririz." diye de birbirimizi kitap almamaya ikna ettik güya...
Anadolu yakasının güzide semti Çengelköy'den yola çıktık, Merve'nin sabahın körü şiddete maruz kalmadığı sürece uyanması mümkün olmadığından onu da geceden evde alıkoydum. Sabah işe gider gibi Çınar'ı anneme teslim etmemize müteakip yollara düştük ve resmen dünyanın sonuna gittiğimize beni inandıran bir süre boyunca kesintisiz metrobüste oturduktan sonra son durakta inmek suretiyle kendimizi fuarın giriş alanında bulduk.
Kapıdaki sırayı görünce "Ya bu ülkede bu kadar kitap okuyan insan yok, Allah aşkına kimin ne kadar okuduğuna göre sıraya dizsinler insanları." diye çemkiren Merveyi susturup giriş ücretlerimizi de ödeyip (20 TL) kendimizi içeri saldık. Fakat yanlış kapıdan salınmışız kendimizi test kitaplarının arasında bulduk ki biraz ürkmedim değil açıkçası...
Neyse buraları geç kitaplara gel diyorsanız eğer geleyim hemen.
Tüm kitapların fiyatlarını internette kontrol ettik ve gerçekten indirimde olmayan hiçbirşeyi de almadık. Eee kolay değil bunları bir de dünyanın sonundan eve taşımak var neticede. :)
BKK'da okuduğumuz Algernon'a Çiçekler kitabının yazarının yeni kitabını görünce almadan edemedim. Koşmak İstiyorum ise bir başarı hikayesi olarak lanse ediliyordu, sonu mutluluğa bağlanan drama kim hayır diyebilir ki? Şahsen bir Türk kızı olarak ben asla diyemem.
Koridor Yayınları'ndan sadece bu ikisini alarak yeni yeni sulara yelken açtık.
Metis'in standını gezerken çok keyif aldım, bir nevi kitapçı gibi içinde dolaşabiliyordunuz. Yatay pazar sergisi stili yerine kitapçı stili dikey raflar tercih etmişler pek hoştu.
Her kızın bir Didem Madak'ı olmalı diyerek şiir kitaplarını Merve'ye hediye aldım. Dünyaya Orman Denir de Ursula bebeğime olan özlemimden işte...
Fuar'dan almaya niyet ederek gittiğim tek kitap Nevernight serisinin son ktiabı Zifirşafak'tı. Gitmeden bir gün önce Pegasus'un kitabın ilk satışına fuarda başladığını öğrenince "ya allah bismillah" demiştim fakat en çok para bırakacağım standın burası olacağını düşünmemiştim. Gerçi hepsini de indirimli aldık ama "bestseller" şeyler okumak çok para arkadaşlar...
Diğer kitapların hepsini duymuştum fakan İki Kalp Bi Oda'yı rastgele seçtim.
Destek Yayınları'ndan bu kadar kitap alacağımızı asla tahmin etmezdim ama bir süre sonra aldıkça alasınız geliyor ve Destek en son ziyaret ettiğimiz standlardan birisiydi, eh haliyle aldıkça aldık arkadaşlar...
Masalların hepsi Merve'nin bu ara da bir masal aşkına düştü ben sorgulamıyorum. Sevgi Masalı, Küçük Karabalık, Bir Şeftali Bin Şeftali'nin basımları o kadar güzeldi ki küçük danama yatırım olarak aldım. Oscar Wilde Öyküleri de aynı seri kapsamında olduğundan boynu bükük kalmasın dedim.
Aradakileri de anlık seçtim, tanesi 20-30 TL arasındaki rakamlara satıştaydı. -Size indirim var demiştim, yalan söylemiyorum yani.- :)
Fuardaki en güzel çocuk kitap standı Sincap Kitabındı. İki kitap aldık ama torbamıza bir dolu hediye koymuşlardı, vallahi benim kalbimi kazandılar. Bundan sonra özellikle takip ederim ne basmışlar diye.
Bu kitapların da içi zarf zarf minik mektuplarla dolu, en arka sayfadaki mektuptan da balon çıkıyor. Çok tatlıydı biz çok beğendik.
Ren Kitap doğru salonu bulduğumuzda denk geldiğimiz ilk standdı ve Merve daha o anda isminden ötürü bu kitabı almayı kafasına koydu. Koskoca iki salon gezdikten sonra geri dönüp aldık. Eve getirince de Melike'yi kurban seçip ona verdik, ilk okumasını o yapıyor şu anda.
İçinden garip bir hikaye çıkacak kesin, hislerim karışık. :)
Demiştim size Merve masala sardı diye, Maya Kitap -ki adını fuardan önce hiç duymamıştım- standında bulduklarının hepsini aldı. Sonra gitti kalanları da Destek'in standından tamamladı ama inceledim derleyenler ve içerikler farklı gene de genel fikri aynıdır sanırım.
Bu arada bu kitapların ayraçlarını çekmemişim ama çok mükemmeller, yaratıcı bir dizayn yapıp masal karakterlerinden ayraç yapımışlar. Benim gibi masalı ne yapcam ya diye düşünüyorsanız, yine benim gibi ayraçları ayrıca alabilirsiniz. :)
Sayılarla Dünya Tarihi de Merve'yi standın başından alamayınca sıkıntıdan bütün kitapları incelemem esnasında bulduğum bir kitap oldu, çok uygun bir fiyata aldım.
Notos ve Hep Kitap'tan almayı planladığım hiçbir kitap standlarda yoktu, bu standlardan eli boş döndüğüme bir miktar üzülmedim değil.
İthaki Yayın Grubu'na ait olan standlarda indirim falan yoktu. İthaki ile olan ilişkimi komple bir gözden geçireceğim bu gidişle...
YKY'ye Merve'yi yaklaştırmadım bile internette sürekli indirime girdiğinden vallahi kendimize yük etmemize değmezdi.
Standların yükselen kiralarından mütevellit Ayrıntı Yayınları bu sene protesto olarak fuara katılmamış, valla pek üzüldüm de diyemem çok da tercih ettiğim bir yayınevi değil.
Sel Yayınları'na şüpheli gözlerle yaklaştığımdan -nerde abuk bir şey olsa bu yayınevinden aldığım kitaplardan çıkıyor- Merve'yi de pek yaklaştırmadım.
Sonuç olarak aldıkça aldık, aldıkça aldık... Eve dönerken de kollarımız, omuzlarımız koptukça koptu. Maddi olarak ne kadar açıldığımızı dönüp hesap etmesek de -ne gerek var şimdi durduk yerde dertlere gark olmaya değil mi- kaç kitap almışız onu hesap ettik.
Hazırsanız gün sonu veriyorum:
- Ben - 40 kitap
- Merve - 24 Kitap
- Çınar - 3 Kitap
2023 Eylül Ayı Okuma Raporu
On kitapla okuma rekoru kırdığım Eylül ayı raporuna hepiniz hoşgeldiniz efenim. Okumalara doyamadığım bir ay oldu. Ayrıca Veba Geceleri'ni sonunda okunmuşa havale edebildiğim için az kalsın parti düzenleyecektim. :)
Orhan Veli - Bütün Şiirleri: Aslında Bütün Şiirleri tarzı kitaplar almayı pek sevmiyorum ama nasıl olduysa bu kitap bizim eve gelmeyi başarmış. Akşamdan akşama üç beş şiir okuyup bütün ağustosu bu kitapla geçirdim diyebilirim, eylülün ilk haftası bitirdim. Orhan Veli sevdiğim şairlerden birisidir, bilmediğim pek çok şiirine de denk geldiğimden keyifli bir okuma süreci oldu diyebilirim.
İki Kraliçenin Savaşı: Geçtiğimiz ay ikinci ve üçüncü kitabını okuduğum Kan ve Kül Serisi'nin dördüncü kitabını da okudum. Serinin diğer kitapları henüz basılmadı ama ben bu yazar ablayı tanıyorsam altı yediye kadar varır bu iş... Fantastik türünü çok seviyorsanız okuyabilirsiniz ama çok iyi diyebileceğim bir seri değil.
Davetiye: Çok satanlar kontenjanından ne yazsa aldığım Vi ablamızın son kitabını da okudum. Okurken eğlendiren ama bitince üç güne unutulan kitaplardan birisi, keyifli bir iki saat geçirmek isteyenlere öneririm.
Geri Döndüğüm Yerler: Bu kitabı bloglardan birinde görüp almıştım. Banu Hanım kitaplar hakkında yazmayı çok seven birisi ve bu eserinde de sevdiği kitapları anlatan yazıları var. Bir oturuşta bitecek bir kitap değil, zamana yayarak okudum. Okurken çok keyif aldım ve bu kitapta anlatılan bir çok kitabı da sipariş ettim. Bu açıdan beni çok masrafa sokan bir eser oldu diyebilirim.
Sonun Bacakları: Sevgili Buraneros'un önerisiyle yazarın Başa Dönemeyiz kitabını okumuştum, sonrasında yazarın nasıl öykü yazdığını merak ettiğim için bu kitabı da aldım. Makbule Hanım'ın çevirmenliği ne derece iyi bilmiyorum ama yazarlık şapkasını çok iyi taşıyor diyebilirim. Kitapta çarpıcı, güzel ve düşündüren öyküler mevcuttu. Öneririm.
Kral Kaybederse: Bu kitabı Storytel'de sesli dinledim. Üç yıldır her sezon dizisi çekilmek istenip de çekilemeyince, nedir yani diye bir merağa düştüm. İlginç bir şekilde kitabı sevdim. Aynı yazarın bir kitabını daha sesli dinledim ve kani oldum ki Gülseren Hanım iyi bir yazar değil, bir şeyi bilmek ya da vakıf olmak bir mesele onu gerçekten iyi anlatabilmek başka mesele. Ortak bir yazarla çalışması ya da çok daha iyi bir editörle çalışması daha iyi olurmuş diyebilirim.
Jason Thorn'u Sevmek: Kısa sürede okuyup keyifli bir kaç saat geçirmek amacıyla aldığım kitap amacını yerine getirdi ve beni de pek mesut etti. Hikayeyi gerçekten sevdim, ayrıca yazarın dili de güzeldi. Saçma sapan uzatmadan yerli yerinde bitti. Öneririm.
Veba Geceleri: Allahım evlerden ırak bir kitap, bir daha Orhan Pamuk okumayı kati suretle düşünmüyorum. Orhan Bey çok iyi bir yazar olabilir ama benim tam olarak tahammül edemediğim bir yazar tiplemesi var ki o da budur. Gerçekten konunun saçma sapan uzatılması mı dersiniz, olmayacak milyon tane detay mı dersiniz, karakter kalabalığı mı dersiniz, ne ararsanız var. Burada Orhan Bey yoktan bir ada var etmiş, bu adayı ve halkını da Osmanlı zamanına yerleştirmiş. Bir çeşit İhsan Oktay Anar çeşitlemesi gibi geldi bana ama olmamış azizim. Onu da sevmemiştim bunu da sevmedim. Allahtan Storytel'de vardı da, oradan dinleyerek sonunda nihayete erdirebildim, çok şükür.
Aramızdaki Uçurum: Çok uzun zaman önce aldığım bir gençlik kitabıydı. Yazarın başka kitaplarını okumuştum seneler evvel, bu kitabını ise diğerlerinden daha çok sevdim ama herkese hitap edeceğini sanmıyorum. Araştırmadan almayınız.
Ejderhaların Kısa Tarihi: Bu küçük kitapları o kadar sevdim ki bulduklarımın hepsini alıyorum. Bu kitapta da ejderha efsanelerinden bahsediyor. Nerede hangi erjerhalar var, kaç yıllarında ortaya çıktı, ortaya çıkış sebepleri neler gibi bir sürü bilgi içeren küçük bir hazine... Çok severek okudum.
Evet dostlar Eylül böyleydi, Ekim dökümünde görüşmek üzere çav.
Durum Raporu: İyi enerjilerinizden biraz koleksiyon yapmam lazım, atıverin üzerime azıcık...
2023 Ordu
Bahçeye gittik, sebze-meyve topladık. Burada traktörsüz adım atmayan oğlum yüzünden çalıştırılıp yola çıkarılan traktör ve biberleri kökünden kökünden koparan çocuğum ile bakışmaktayız.
Solda Taşbaşı Kilisesi'nden doğru yukarı giden merdivenler, ortada kilisenin bahçesindeki heykellerden birisi, sağda ise kilise bahçesinden deniz manzarası.
Taşbaşı Kilisesi. Aslında burası çok güzel bir yer ama ön tarafta bahçe küçük olduğu için kiliseyi kadraja tam sığdıracak kadar geriye gidemedim. Kısmet.
Yoroz Tepesi. Burası annemlerin köyüne çok yakın eskiden yolu falanda yoktu. Şimdilerde hem yol yapılıyor hemde yukarıda devasa bir seyir terası yapılmış. Pek güzel olmuştu.
Solda yine Yoroz'dan bir manzara, sağda ise tepeden aşağı inen merdivenlerden bir kesit. Oldukça yüksek bir rakıma çıkıldığı için çık çık bitmiyor. Ancak araba yolu da yapıldığı için yolun bir kısmını araba ile gidebiliyorsunuz.
Bir önceki gitmemde tam bir saat tırmanmıştık ve yukarı çıktığımızda sisten hiçbirşey görememiştik. Bu sefer araba ile çıktık, son on dakikalık bir kısmı yürüdük sadece, şansımız da varmış ki hava da mükemmeldi.
Solda Yoroz dönüşü babamların mangal keyfine yetişme sefası, sağda ise Çaka Plajı'ndan topladığımız deniz kabukları.
Son olarak dönüş yolunda çektiğim Osmancık civarı bir yerin manzarası...
Sanırım yılın son gezisi Ordu idi, fakat ne gezdik be canım diyerek gezme tozma işlerini 2024'e kadar kapattım. Yeter artık biraz da evde oturalım canım aaa...
Sevgiler ve selamlarla.
Bir Modern Sanat Gezmesi Meselesi...
Selam dostlarım,
Pek sevgili sanat aşığı dostum (yazar burada kinaye yapmaktadır) İngiliz Merve ile düştük yollara... Benim İstanbul Modern'e gidelim diye diretmelerime kayıtsız kalamadığı için "Ben modern sanat sevmiyorum!" diye söylene söylene benimle geldi.
Önce Karaköy'de güzel bir kahvaltı yapalım dedim. "Ay bir maaşı burada kahvaltıya mı vereceğiz?" diye başlaması ile "Aslında burada bir simitçi vardı..." diye tutturması bir oldu. Hayır kardeşim vereceğim ben bir maaşı güzel bir yerde oturmak istiyorum desem de...
Kaşla göz arasında kendimi Galata Simitçisi'nde otururken buldum... Kısmette bir maaşı Karaköy'de bırakmamak da varmış, napalım.
Geldik Modern'e ama daha içeri giremeden mimlendik bir kere... Elli bin kere X-Ray'den geçeceğimiz gün, akşama takı yaparız diye düşünen Merveciğim kargaburunlarını da çantasına atmış (sanki bizim evde yok.) Neyse "Çantanızda kerpeten var." diye durdurulmamız ve kargaburun nam-ı diğer kerpetenlerimize el konulması bir oldu. :)
Merve'nin çantasını da emanete verdikten sonra yukarıdan aşağıya gezelim dedik. İyi ki de öyle demişiz çünkü Modern'in en üst katındaki şu manzarayı gören arkadaşım da söylenmeyi bırakıp, bu manzara için bile gelineceğine ikna oldu. :)
Hem zaten ücret de ödememiştik neticede; aklınızda olsun her perşembe İstanbul Modern, Türkiye'de ikamet eden herkes için ücretsiz.
"Sanat; sanat mı içindir, sanatçı mı içindir?" tartışmasına da düştük bir ara, çok da sanattan anlayan kişiler falan gibi hissettiriyor bu cümle ama yok valla biz sanattan çok da anlamıyoruz aslında. Merve "Sanat halk içndir." derken ben bu konuda kararsızım ama sanıyorum içimde bir yer "Sanatçı içindir." demek istiyor. :)
Sonuçta sanatçının ne anlattığını da açıklamaları okumadan asla anlayamadık. Demek ki halk için değil çıkarımım da buradan geliyor.
Search
About
Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.
Copyright © 2008 dövüsürken hanımefendi degilim.... All Rights Reserved.
Design by Padd IT Solutions - Blogger Notes Template by Blogger Templates