Asla laf altında kalmam diyenlerden misiniz, demeyenlerden misiniz?
Bendeniz tam olarak ilk kategorinin insanıyım ve eğer gereksiz bir ağız dalaşı içindeysek,
son lafı ben söyler, taşı gediğine ben koyarım.
Böyle de gıcık bir insanım.
Ama şimdi her önüme gelenle ağız dalaşı yapıyorum sanmayın.
"Bir lafa bakarım laf mı diye, bir söyleyene bakarım adam mı diye." şeklindeki atasözümüz
uyarınca önce bir durup düşünüyorum tabii ki.
Benim asıl dilimin kemiğinin kendini salıverdiği noktada mahalle teyzeleri devreye giriyor.
Eski mahallemiz, hayatımın sancılı dönemi ergenliğimin cereyan ettiği o mahalle, teyze açısından
zengin bir mahalle idi. Bu teyzeler kızlara asla huzur vermezler; her lafın başı sonu evliliğe
ve evlenince neyi nasıl da beceremeyeceğimize çıkardı.
O günlerde bir kendini savunma tekniği olarak ortaya çıkan bu özelliğim,
sonraki yıllarda kendini hazırcevaplığa çevirdi.
Mahalle teyzelerini alt üst etmek kalp ben. :)
Şimdilerde özellikle de iş ortamında kendini ezdirmemek açısından çok işime yarıyor.
Bir de aile düğünlerinde kuzenlerimin üzerine çöreklenen "oğluna kız bakan kayınvalide"
modelinin kayınvalide savarı olarak hizmet veriyorum. :)
Güzel günler dileğiyle, Applesodaa.