- Ancak masallarda, bir adam altı kişiyle karşılaşır ve hayatta kalırdı. Görev bir dağdı, ölüm ise bir tüy. / Yeni Bahar
- Kraliçe iki kez kadındır, hem bir erkekle, hem de ülkesiyle evlidir. / Dünyanın Gözü
- Kadınlar sık sık bir şeyleri söylemeden bırakır gibiydi ve kısıtlı deneyimlerime göre, en büyük belalar söylemediklerinden çıkıyordu. / Büyük Av
- Her şeyin fiyatı inanılmazdı, kalitesi mutlaka kötüydü ve neredeyse kimse buna aldırış etmiyordu, ne satanlar, ne alanlar. / Yenidendoğan Ejder
- Yeterince çok okursan kitaplarda neler bulacağın hayret verici, değil mi? / Gölge Yükseliyor
- İki Nehir’de bir deyiş vardı, kadınların duyabileceği yerde söylenmeyen bir deyiş. “Yaratıcı kadınları gözü hoşnut, zihni tedirgin etmek için yarattı.” / Göğün Ateşleri
- Ateş, kan ve Tek Güç’le geçen bir gün, kehanetin öngördüğü gibi, lekesiz kule kırıldı, unutulmuş simgeye diz çöktü. Aes Sedailerin ilk dokuzu, Yenidendoğan Ejder’e sadakat yemini etti ve dünya sonsuza dek değişti. / Kaos Lordu
- Bir Aes Sedai’ye bir parmağınızı verirseniz, kadın bütün kolunuzu alırdı. Daha fazlasını almaya karar vermezse. / Kılıçtan Taç
- Güçlü olan dayanır, sert olan kırılır. / Hançer Yolu
- Bir kelebek bir dalın üzerinde kanatlarını çırpar ve dünyanın diğer yanında bir dağ yıkılır. / Kışın Yüreği
- Bir şey hakkında ne kadar çok konuşursan, bilmemesi gereken o kadar çok kişi öğrenir onu. / Alacakaranlık Kavşağı
- Ne zaman ağzınızı açmamanız gerektiğini bilmek, kadınların yakınındayken faydalı bir beceridir. / Düş Hançeri
- Ama kral olmakta bir şey öğrenmişti: Ne kadar yetke kazanırsanız, hayatınız üzerinde o kadar az kontrol sahibi oluyordunuz. / Fırtına Toplanıyor
- Değişim geldiğinde bağırıp çağırabilir, her şeyi aynı kalmaya zorlayabilirsiniz. Ama genelde, sonunda ezilirsiniz. Bununla beraber, değişimlere yön verebilirseniz, değişim size hizmet eder. / Geceyarısı Kuleleri
- Ve Diyar'ın üzerine bir Gölge düştü ve taş, taş üzerinde kalmadı. Okyanuslar çekildi, dağlar yerle bir oldu ve uluslar Dünya'nın dört bir köşesine dağıldı. Ay kana büründü, güneş küle döndü. Denizler kaynadı ve yaşayanlar ölülere imrendi. Her şey dağıldı ve anılar hariç her şey kayboldu, ama öne çıkan bir anı vardı: Gölge'yi getirenin, Dünyayı Kıran'ın anısı. Ona Ejder dediler. / Işığın Anısı
Zaman Çarkı Kitap Serisi & Dizi
#Durum Raporu
- Günlerin nasıl geçtiğini anlamadım fakat neticede geçmiş ki bugünlere geldik.. Biraz böyle konudan konuya atlamalı bir yazı olacak, idare ederiz bence.
- Doldum taşma noktasındaydım ki artık çenemin bağını tutamadığım için birilerine ağzıma geleni söyledim zaten. O sebepten ofisle şu aralar limoniyim.
- Çınar'a ne oldu bilmiyorum ama bir kaç gündür asla gece 12'lerden önce yatıramıyoruz. Ne kadar yorgun da uykusuz da olsa yatmıyor. Bunlar hep 2 yaş sendromu mu? Geçecek mi bunlar birşey deyiverin bana lütfen...
- Bu sıralar bir dışarılara çıkma isteği geldi vurdu beni, ama hep evdeyim ya bir fırsatını bulup da bir yere çıkamıyorum.
- Bir de hayatım bir düzene rutine otursun istiyorum artık ama o da Çınar kreşe başlamadan mümkün olamayacak gibi duruyor. Direnmeye devam o zaman ne yapalım.
- Fırsat bulursam kitap okuyorum, kitap okusam yeter zaten öyle iyi geliyor ki bana. Bir anda toplanıveriyor ruhum. Ama işte bu sıralar Çınar uyumuyor pek fırsat kalmıyor.
- Söz verdiğim gibi her gün yazamadım ama işte 1 aylık bir zaman zarfında da 10 tane yazı bence iyi güzel, açılış için fena değil ne dersiniz?
- Bu indirim bataklarına düşmeyeceğim hiç birşey almayacağım dedim dedim ama BKM beni can evimden vurdu. Dur şunu da alayım, dur bunu da derken baktım sepet 500 TL olmuş. Allah affetsin diyeceğim ama cüzdanım ne diyecek bu duruma hiç bilmem. Onlar gelince de kitap alma bağımlığım hakkında bir yazı yazarım. :)
- Dune yayına girmeden kitabını okumaya meyletmiştim. İlk kitabı sevdim ama ikinci kitabı pek sevmedim. Diğerlerini de şimdilik bekletiyorum daha da çok sıkılmamak için peşpeşe okumamaya karar verdim.
- Zaman Çarkı yayına girmeden de bir yazı hazırlamak istemiştim ona da fırsat bulamadım. Belki ilk sezon bitene kadar bunu başarabilirim.
- İç dökme işlemi tamamlandı. sonraki yazıda görüşürüz. Sevgiler. :)
#10 Neyi nasıl boyamalı?
Baktım boya badana konusu bayağı bir ilgi çekiyor. Bende dedim naçizane tecrübelerimden bir demet şuraya atayım. Eğer konu sizi açıyorsa toplaşın bakayım eteklerime.
Öncelikle boyayacağımız nesnenin temizliğini yapmamız gerekiyor. Tozdan kirden arındırılmış, tertemiz bir hale gelince boyayabiliriz.
Peki "Her şeyi boyayabilir miyiz?" derseniz, eee o da artık sizin gözü karalığınıza kalmış. Boyalı nesne kullanmanın da bazı riskleri var tabi. Sürekli kullanılan masa gibi nesnelerde işlemler doğru yapılmazsa boya atabilir. (Belli başlı noktalarda dökülme gibi.) Size açık bir şekilde şunu söylemek isterim ki bu konuda profesyonel olmadığımız için herşeyi doğru da yapsak boya atabilir. E bu hususta anlaştıysak başlayalım.
Bir çerçeve boyayacaksak zımpara yapmasak da olur. Gün içerisinde elden ele gezmediği için boya atması problemi yaşamaz. Ama masa gibi gün içerisinde sıklıkla kullanılacak nesnelere güzel de bir zımpara atmak gerekir ki boya tutunsun.
Ahşap ürünler için akrilik boya kullanılıyordu, ancak son yıllarda hibrit multi surface özellikli akrilik boyalar daha yaygın kullanılıyor.
#9 Boyuyorum abilerim ablalarım.
Şöyle "dur durduğun yerde rahatça" derler ya hani. Duramıyorum, duramadım. İlla ki birşey batıyor bana, hiçbirşey olmazsa bile rahat batıyor galiba. İşte öyle rahat duramadığım zamanlarda evde ne var ne yoksa boyadım gitti.
Bakalım neler yapmışım.
Öncelikle evdeki envai çeşit çerçevelerden başladım. Yaş almaktan mıdır, nedir bilemedim ama biraz daha sade, tekdüze şeyler görmek istedim artık. Ne akla hizmet gökkuşağı gibi almışım onları da bilemedim ama neyse.
#8 Kilitli Kapılar Açılsa
Selam millet,
Güzel, sıcak kahveli, bol aydınlıklı bir gün diliyorum herkese.
Evde kendime ofis yapıyorum, o nedenle biraz yoğunum.
Melike Şahin sever misiniz bilmem ama şu eklediğim şarkısını bir dinleyin diyorum.
Sevgiler.
#7 Kutla!
Bir kaç gündür gelememiştim ama oğlumun doğum günü, misafirler derken yoğun geçti. Sosyal yoğunluğun yanı sıra iş de hiç peşimi bırakmıyor diye bahsetmiştim.
İşin peşimi bırakmaması ile ilgili de bir gelişme oldu. Öyle birdenbire, durduk yerde terfi aldım. :)
Hak etmedim anlamında demiyorum. Allah sizi inandırsın akşamları çocuğu uyutup uyutup iş yetiştirmenin peşinde koştum.
Peki nasıl durduk yerde? İşte ne bileyim hiç anlamadım, sezmedim. Yoğunluktan böyle haberlerin peşinde koşamadım galiba. Sonra bir gün ekip liderim "Henüz söylemeye yetkin yok ama herşey çok güzel olacak." dedi.
Böyle gizemleri de hiç sevmem. Varsa bana bir süpriziniz direkt yapın efendim. Neden böyle merak içinde bırakırsınız ki insanı.
Zaten ben yoğunluktan çok da merak edemedim. Aynı akşam çalışırken bir yandan da Deniz'le (iş arkadaşım) online sohbet ediyorduk. Ona anlattım.
Kendisi iflah olmaz bir stalker olarak bu işin peşine düşmüş. Organizasyon şemalarından, şirketin kariyer sitesindeki profilime kadar karıştırmış ve terfi aldığımı belgelemiş. Sabaha güzel haberlere açtım gözümü.
Tabi kendi çevremde kimle paylaşsam "ooo zam da almışsındır sen şimdi" yorumları yapıldı. Yahu alırım almam sana nesi? Senin cebine girecek değil ya benim param!
Ben orada ne kadar çok çalışmışım da emeğim görülüp, karşılıksız bırakılmamış diye seviniyorum. İnsanlar da işte böyle...
Sonra düşündüm. Neden kimsenin mutluluğuna ortak olamıyoruz? Birisi güzel bir şey yaşayınca onunla neden kutlayamıyoruz? Sevinme hissinden önce kıskançlık hissi neden geliyor?
İşte baktım adabıyla sevincime ortak olacak kimse yok. Bende kalktım size geldim. Beraber kutlayalım istedim.
Sevgiler, Applesoda'dan.
Güzel bir gün dilerim.
Search
About
Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.
Copyright © 2008 dövüsürken hanımefendi degilim.... All Rights Reserved.
Design by Padd IT Solutions - Blogger Notes Template by Blogger Templates