30- En son dinlediğin podcast nedir?
29- Hayattan en son neyi öğrendin?
28- Utanç verici bir anda arkadaşına nasıl yardım edersin?
Buna nasıl bir cevap vereyim bilemedim ki; yani ihtiyacı neyse onu çözecek şekilde yardımcı olmaya çalışırım. Ama genelde utanç verici anları yaşayan kişi arkadaşlarım değil de ben oluyorum. O yüzden asıl bana yardım lazım. :)
2023 Ağustos Ayı Okuma Raporu
27- Uyuyamadığın zaman ne düşünürsün?
26- Canın yansa bile doğruyu söylermisin?
Söylerim efendim neden söylemeyeyim ki, gelmişim kaç yaşıma yalan söyleyip de onu aklımda tutmaya mı uğraşayım. Söylerim gerekirse savunurum, gerekirse kavga ederim ama doğruyu söylerim. :)
24- Nelere şükrediyorsun?
23- Yarın kendini daha iyi hissetmek için bugün ne yapabilirsin?
22- Fobin var mı?
Çocukken gece rüyamda sürekli yılanlar görürdüm. Yılanlar beni kovalardı, yılanlar her yerde olurdu. Ödüm kopardı, kalbim ağzımda atarken uyanırdım birden...
Neyse ki büyüdüm de o rüyalardan kurtuldum. Ama yine de acısı gitti, anısı kaldı. Bugün bile televizyonda olsa bakamam...
İçim bir acayip oluyor a dostlar.
Not: Fotoğrafı restorasyon sonrası Yerebatan Sarnıcında çektim, Medusa Heykeli.
21- Şu an okuduğun kitaptan, dinlediğin şarkıdan, izlediğin filmden bir replik paylaşır mısın?
20- İyi ki itiraz ettim dediğin bir konu var mı?
19- Enerjinin sıfırlandığını anlarsan ne yaparsın?
İnanmazsınız ama "Kurşun döktürüyoruz..." diye bir grubumuz bile var. Henüz gidip de yerinde icra edemesek de bu kurşun dökünme olayını niyetimiz ciddi arkadaşlar.
Neyse maşallah diyelim, durduk yerde kimseyi nazar etmeyelim. :)
18- Söylemekten kaçındığın kelimeler var mı?
17- Komşular roman karekteridirler, var mı böyle bir komşun.?
16- Dostoyevski "Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!" der. Sizin alışamadığınız bir şey var mı?
15- Dünyanın en zor hissi nedir?
14- Hiç kimsenin duymadığı kitaplar arasında en sevdiğiniz hangisidir?
12- Karar verme sürecinde düşünceler mi? Sezgiler mi?
Sezgiler ve düşünceler...
Benim için doğru cevap ikisi de. Çünkü bazen düşününce çok mantıklı gelen, aklıma çok iyi yatan birşeyi içimde bir nokta asla kabullenmiyor.
Bazen de bir durum hakkında bir sezgim var mı diye düşünüyorum. Bakıyorum, yok hissetmemişim hiçbirşey...
Sadece o ya da bu diyememem de bu sebepten.
Bazen biri, bazen diğeri, bazen de hepsi...
İşimize geldiği gibi ya da içimizden geldiği gibi. :)
Yazarın Notu: Bu aralar ilginç şeyler oluyor ama her gün bir challenge yazısı girdiğimden ikinci bir yazı girmeye de elim gitmiyor. Siz yine de bekleyin; bir durum raporu, bir de okuma raporu her an okunacaklar listelerinize düşebilir...
11- Hayattaki en zor şey nedir?
Bu konuda kendimi çok net hissediyorum.
Blog yazılarına başlık bulmak.
Neyse ki bir challenge'a girdik de soruları başlık olarak kullanıyorum.
Hadi bu ay da yırttım. :)
10- Bloğunuzun başkaları tarafından okunduğunu bilmek size nasıl duygular yüklüyor?
9- Bize bir nasihat vermenizi istesek?
Benim arkadaşlarıma genelde ilk nasihatim benim dediğimi yapın, yaptığımı yapmayın olur. :)
Tam bu anda size başka şeyler de demek geldi içimden; nasihat olarak değil, kendi deneyimlerinden yola çıkarak bir kaç birşey söylemek istiyorum. Öncelikle yaşayın bu hayatı, dolu dolu, alabildiğine özgürce ve her bir an bir mucizeymiş gibi...
Hissedin. Mesela sabahları işe koştur koştur gitmek için evden çıktığınızda gökyüzüne bakar mısınız hiç? Bakmıyorsanız büyük kayıp, yarın sabah bir bakın. Küçük küçük anların kıymetini bilin.
Hata yapmaktan korkmayın, hata yapmak da insana mahsus. Yapmadan pişman olmayın, yapmamaktan pişman olun. Keşkelerin geri dönüşü olmaz fakat denersiniz ve olmazsa denedim dersiniz en azından bunu unutmayın.
Kim ne der diye düşünmeyin. Bir hayatınız var, bu fırsat size bir kez daha verilmeyecek. İnsanların ne dediğini umursamadan içinizden geldiği gibi yaşayamaya gayret edin.
İyilik iyiliği doğurur bunu unutmayın. Size yapılan kötülüklere bile iyiliğin ezici gücüyle karşılık verebilirsiniz.
En çok kendinizin kıymetini bilin. Kimsenin size değer vermesini beklemeyin, kendinize değer verin. Unutmayın, sizin kendinize vermediğiniz kıymeti kimse size vermez.
Duygularınızı yaşamaktan korkmayın. Gülerken de dolu dolu gülün, ağlarken de dolu dolu ağlayın. İçinize atmayın hiçbirşeyi, her söz yerinde güzeldir, gerekeni gereken yerde söyleyin.
Önce kendiniz, kendinizin farkına varın. İstediğiniz herşey olabilirsiniz, istediğiniz herşeyi yapabilirsiniz. İstemekten korkmayın, hedeflerinizin peşine düşmekten çekinmeyin.
Kötü gün dostlarını hayatınızdan uzak tutun. En tanımadığınız insan bile kötü gününüzde yanınızda olur. İyi gününüzde yanınızda olan, mutluluğunuzla mutlu olan, sevincinizle sevinen insanlarla donatın çevrenizi...
Sonra da yaşayın bu hayatı, her anının kıymetli olduğunu bilerek.
Sevgiyle.
8- Biri vardı değil mi "bu insan" olmanızı sağlayan kimdi o?
Bir sürü kazıklar yemiş, hatalar yapmış olabilirim. Bir sürü olmadık insan tanıyıp türlü türlü dalaverelerle göz göze, diz dize gelmiş de olabilirim.
Ama inanın onlar bu hikayede yan karakter bile değil. Çünkü yediğim her kazıktan ders almasını bilen bendim. Hatalarımı kabullenip önüme bakmaya devam eden de bendim. Her bir dalavereyi ve tuzağı bertaraf ettikten sonra aklıma mıh gibi kazıyan da bendim.
Ders almayadabilirdim, lakin aynı hataya iki kere düşecek minvalde bir yapıya sahip de değilim.
Yani efendime söyleyeyim -burada kırmızı mendiller eşliğinde halaya duruyoruz- "bendiiim ben, bendiiiiiiim ben"...
*Babamın biyolojik katkısı, anamın da doğum sancısı var ama gene de "bendim ben, bendiiiim ben"!!!
Ne kadar mütevazi bir insan olduğumu da gördünüz. :)
7- Çocukluğunuzdan hatırladığınız ilk şey nedir?
6- Şunu görmeden/yapmadan ölmek istemem, dediğiniz şey nedir?
***
Ay biz yazının orjinalini de merak eyledik derseniz de şöyle buyurun.
Sevgiyle.
Tarifli Not: Yorumlarda sorulmadan önce içeceğin tarifini de vermek isterim. Belki de yazıyı okumadan önce hazırlarsınız da şöyle ferah ferah içerken okursunuz.
Bir adet maden suyunun içine eser miktarda meyve suyu damlatıyoruz. Resimdeki içecekte hibisküs var. Ayrıca karadut, vişne, kara mürver de favorilerimdendir. Buz seven buz da koyabilir. Dekor olarak içine bazen çilek, bazen limon, bazen yaban mersini, varsa azıcık da nane tamamdır. Evde soğuk içeceklerle deneyiniz. :)
5- Hangi film? Niçin?
Büyüdüm, büyüdüümm koca kadın oldum...
Değiştim, evrildim, geliştim, boy verdim, dal verdim, çiçek açtım, yaprak döktüm. Ama bu soruya cevabım nedense hiç değişmedi.
Yıllar evvel izlediğim Remember The Titans'ı hiç bir film yerinden edemedi. Siyah-beyaz çatışmasını spor özelinde konu alarak işleyen bu filmdeki birleşme hissini hiç bir yerde bulamadım.
Ne zaman izlesem onlar "strong side, left side" diye bağırdıkça dünyayı yerinden şöyle bir oynatasım geliyor.
Bundan sonraki favorim Dead Poets Society olmakla beraber filminden - kitabına, kitabından - tiyatrosuna her versiyonuna vakıf olduğumu da yazmıştım.
Bunların ikisi gençlik sevdalarım olmakla beraber geçtiğimiz senelerde sadece isminden ötürü meraklı kedi misali başına oturup izlediğim "What Happened To Monday" i de öneririm. O da bir miktar geleceğimizi anlatıyor gibi, ama ilk ikisi kadar iyi değil. Sonra vay efendim, ben duymadım, aman okumadım demeyin.
Sağlıcakla, bir sonraki yazıda görüşürüz.
Çüs.
4- Koleksiyon yaptığınız bir şey var mı?
Demiştim ben size almak seviyorum diye.
Aha da ispatı.
Ne diyelim Allah ıslah etsin beni madem. :)
3- En beğendiğiniz mimari eser? Neden?
2- Doğa mı? Şehir mi? Neden?
1- Kurtulmak isteyip kurtulamadığın alışkanlığın var mı?
Niyet ettim Allah rızası için üzerimdeki ölü toprağını atıp, bir challenge bitirmeye amin. Gerçi geçen challenge etkinliğine katılan herkesi yorumlarda "Nolur bir daha yapalım, bende katılmak istiyorum." diye darlamadım desem yalan... :)
- Ayran gönlüm: Nerde bir hobi görsem oraya meyl ederim mesela. Bitirdiklerimin yanında bitirilmeyi bekleyen sürüsüne bereket proje cabası üzerine birde hiç başlamasam da senelerce beynimde gezdirdiklerim var...
- Almak sevdası: Beni gerçekten tanıyan herkes almayı sevdiğimi bilir. Misal vereyim defter, alır alır istiflerim fakat kullansam da bitmezler. Nerede gereksiz birşey var kesin almışımdır. Hatta bilmeden soran herkese de cevabım budur "almak seviyorum". Önce bu huyumu kabul ettim. Sonra kendime limitler koydum. Şimdilerde pek baş edilebilir bir noktaya getirsem de hala zorlandığım zamanlar oluyor.
- Şeker bağımlılığı: Ay vallahi bırakıyorum bu beyaz şekerli gıdaları tüketmeyi... Aylarca direnip %98 bitterli -hiç haz etmem- çikolatalardan birer lokmacıkla hayatımı geçiriyorum. Sonra bir gün hurma özü, dut kurulu bir tarif yapıyorum -tadı korkunçtu-.... İşte orda yıkılıyor inancım lanet gelsin böyle sağlıklı tatlıya deyip waffle söylüyorum. :) Neyse bugün gene yeniden bıraktım. Hadi bakalım.
- Yarım bırakamamak: Hiçbir kitabı yarım bırakmam, varsa bıraktığım da -iki tane var- aklımda benle her yere gelir ve uykumu bile dar ederler bana... Mesela o Veba Geceleri'ni kim önermişti, hayatım karardı resmen üç günde bir bölüme zor tahammül ediyorum ve bırakamıyorum da içim içimi yiyor.
- Asabiyet: Net asabi bir insanım. Hatta mazeretim var asabiyim şarkısı bana yazılmış bile olabilir. Tersim de feci pistir. Öyle karşımdaki kırılır falan diye de düşünmem, dan dan girerim konuya. Lakin herkese de hakkını veririm, haksız yere kimseye verip veriştirmem. :)
- Çok bilmek: Nerede insanlara bu görüntüyü sundum bilmem ama her konuya vakıfım sanılıyor çevremde... Misalen en son sim kartımı taktım ama telefon kartı görmüyor diye arandım. Kardeşim telefoncu muyum ben diye de çemkiremedim, sonuçta kayınbabamdı....
- İnat: Bir konuda inat edilecekse en çok ben ederim, hatta edilmeyecekse de ben ederim. Ben genel olarak inat ederim, yapım böyle inatçı bir insanım. :)
Search
About
Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.
Copyright © 2008 dövüsürken hanımefendi degilim.... All Rights Reserved.
Design by Padd IT Solutions - Blogger Notes Template by Blogger Templates