Size bir şarkı bırakıp kaçıyorum.
"Bir gün olsun unutunca dışımda kalıyorsun
Oysa seni düşününce içime sığmıyorsun"
Şu dizeleri de sevgili bloguma armağan ettim.
Sağlıcakla.
Not: Şarkıyı biliyor muydunuz? Yoksa bilmiyor muydunuz? Meraktayım. :)
Herkes gibi olmak istemeyen. Herkesin gittiği yoldan gidemeyen. Yolda çöp görünce üzerine basma isteği hisseden. İyi müziklerin geçmişte kaldığını bugünlerde daha sık düşünen, çok yiyen, çok konuşan, az gezen, buhran hallerini buralarda yazdığı yazılarla geçiren etrafı çok kalabalık bir yalnızın uğrak yeri burası.
You can replace this text by going to "Layout" and then "Page Elements" section. Edit " About "
Size bir şarkı bırakıp kaçıyorum.
"Bir gün olsun unutunca dışımda kalıyorsun
Oysa seni düşününce içime sığmıyorsun"
Şu dizeleri de sevgili bloguma armağan ettim.
Sağlıcakla.
Not: Şarkıyı biliyor muydunuz? Yoksa bilmiyor muydunuz? Meraktayım. :)
Ne yapsam kabul ettiremedim, kucağıma gelmek istedi. Başını omzuma koydu ve evin içinde bebekken çok dinlediği için onu çabucak sakinleştiren "Selvi Boylu Al Yazmalım"ı söyleyerek dolandık bir müddet.
Şarkıyı ilk kez söylemeyi bitirdiğimde çoktan uykuya dalmıştı aslında ama ben biraz daha sarıp sarmalamak istedim. Bir kaç kez daha söylerek Çınar kucağımda ben pencerenin önünde öyle durduk.
Bazen bazı anlara nasıl baktığımız çok önemli diye düşünüyorum. Evet her zaman gecenin köründe kalktığımda böyle tahammülkar olamayabiliyorum.
Ama büyüdükçe bize duyduğu ihtiyaç öyle azalıyor ki... Eskiden her gece yaptığımız gezme rutinlerimiz artık arada bir sıklıklarına düştü.
Böyle olunca insan eskiden söylendiği durumun şimdi nasıl da "dur keyfini çıkartayım" anlarına dönüştüğünü algılayabiliyor.
Anda kalabilmek, anı yaşayabilmek, anın keyfini çıkarabilmek dileğiyle.
Öperim gözlerinizden...
Not: Resimdeki Çınar ve kankası Meryem (Çınar'ın deyimi ile Meryen).
Ayrılık, ah ayrılık...
Kendi memleketimde gurbetlik çeker oldum dostlar. Pandemi öncesi henüz doğurmamıştım ki çok sevdiğim arkadaşım Cansu dil okulu için İrlanda'ya gitmeye karar verdi.
Güle oynaya yolladık. Sekiz ay sonra kavuşacaktık neticede ama pandemi patlayınca kız orada mahsur kaldı. Oldu iki sene tabii ülke kolaylık sağladı bir şekilde kaldı orada şimdilik. Ama biz böyle uzun bir ayrılık için vedalaşmamıştık ki...
Hadi Cansu'nun yokluğu ile bir şekilde idare ediyordum ki, iş yerindeki en yakın arkadaşım Deniz'e Katar ofisi için transfer teklifi geldi. Deniz de uygun buldu kabul etti. Yıllardır şu şirketteyim. Lakin böyle jet hızı ile gerçekleşen transfer ilk kez gördüm. Bir ay içinde kızı Katar'a aldılar. Biz tabi home office bir yandan, Deniz'in halletmesi gereken yığınla evrak işleri bir yandan derken uygun vakit olmadığı için görüşemedik. Öyle bir sarılamadan, bir hoşçakal diyemeden... Bir sabah buradaydı, sonraki sabah yok...
Deniz'e alışamamıştım ki, bir sabah da Merve'nin İngiltere'ye aynı hafta gideceğinin haberi geldi. Merve benim fahri kızkardeşimdir. Aslında kızkardeşimin üniversiteden arkadaşı ancak yıllar içerisinde öyle içimize işledi ki, evimizin bir kızı o da bizim. Şansıma işte kız doktoraya kabul aldı alalı yurtdışından sinek bile girmesine izin vermeyen İngiltere'nin kapılarını açacağı tuttu. Mervem de bir hafta içinde kuş oldu gitti. Vedalaşmaları pek sevmediği için alel acele geldiğim şirket yemeğinden sonra kapıyı açtım, evime yığılmış olan kargo paketlerini verdim. Bir kucaklayamadan bile Merve gitti. Çocuğum Çınar da arkasından "Meyğve gitmeee." deyince Merve ağlaya ağlaya gitti.
Ama ben her gidenin arkasından bir parça daha eksildim. Eksilen yanlarıma yama bile yapamadım. Öyle sökük dökük, yarım yamalak kaldım. Durdum durdum ağladım. Ağladıkça da anladım.
Anladım ki benim doyasıya vedalaşmaya ihtiyacım var. Belki salya sümük, belki sımsıkı sarılmalı ama beni böyle vedalaşmalardan alıkoymayın. Eksik bırakmayın. Oturup ağlatmayın...
Off ne dolmuşum be.
Buraya kadar gelebildiyseniz vallahi tebrik ettim. Peki sizce vedalaşmalı mı yoksa çok da abartmamalı mı?
Not: Bu arada gidenlerin en çabuk geri gelecek olanının en iyi ihtimalle beş senesi var. Kimisi de temelli... Ah ciğerim... Bir de olurya Merve'nin kargolarının sizde ne işi var diye düşünen olursa bir hafta içinde gideceği belli olunca, bir sürü eksik gedik şey sipariş ettik. Gelenler Merve ile gider, gelmeyenleri ben iade ederim diye.
Fakat kitap iyi kitap şimdi orası kesin, ben bizzat okudum beğendim. Fiyatı da çok makul ben alırken şurada 5 liraydı.
Bu kitap satmadığından sanıyorum 5 liralık kitaplar kategorisine düştü. İşte bende bu kısma değinmek için bu kitabı seçtim.
Şahsen kendime verdiğim bilir kişi payesi ile gözüme çarpan kusurlar aşağıdaki gibidir.
Copyright © 2008 dövüsürken hanımefendi degilim.... All Rights Reserved.
Design by Padd IT Solutions - Blogger Notes Template by Blogger Templates