"Dik yokuşların başında sert fırtınalara kafa tutacaktık ama sırtımız üşüdü."
2022'de üçüncü tur kitap alışverişleri.
Elimdeki kitapları okuyup bitirdim desem yalan... Ama yığından okunacaklar eksildikçe de yenilerini almak için acayip bir istek duyuyorum. Sanki evde bir yığın okunacak kitap olmazsa boşluğa düşecekmişim gibi... Bir de tabii artık herşeyin ekstra pahalı olması nedeniyle nerede bir indirim görsem hemen sipariş veriyorum. Malum bu fiyatlar bugün var, yarın yok.
Oblomov'u sevgili "Şule Uzundere"nin blogunda görüp not almıştım. Bir Elmanın İki Yarısı ve Aşık Erkekler Kitap Kulübü bookstagramlardan not aldığım kitaplardı. Tweet Savaşları sırf haftalarca çoksatanlarda kaldı diye merakımı celbetti. Sıradaki Muthiş Paulie Fink ve Çoğu Zaman Derbeder ise deli dehşet bir indirimdeydi.
Tam o sıralarda annem tutturdu Üsküdar'da Nevmekan'a gidelim orda çocuk oyun alanı var diye. Bayram sonrası Çınar'ın gönlü olsun diye gezmeye gittik. Nevmekan'ın karşı sokağında da eskiden sıkça gittiğim Kırkambar isimli sahaf var. Pandemi sahafları da vurmuş sanıyorum; genelde güncel kitaplardan çok fazla olur sahaflarda ama en güncel kitaplar iki üç sene önce çıkanlardı. Öyle çok çekici şeylere denk gelemesem de bu iki şiir kitabı ile eve döndüm.
Pek indirime girmeyen Bulurum Seni serisi Hepsiburada'da indirime girince Çınar'a kitap siparişi vermek için girmiştim ki birde ne göreyim. Hepsiburada'da benim param varmış; iade ettiğim birşeyin parasını Cüzdan uygulamasına yüklemişler bende hiç fark etmemişim. Çınar'a aldıklarımın yanına da yukarıdaki arkadaşlar eklendi. Tamamen o an indirimde olanlara göre seçtim.
Ev mi işi?
Siz kim oluyorsunuz da okuduğum kitapları yargılıyorsunuz?
Ben toplu taşıma araçlarında sıklıkla bu durumla karşılaşıyorum. Okuduğum kitabın ismine ve kapağına göre çeşitli tepkilerle karşı karşıya kalıyorum.
Yargılayıcı bakışlarını ok gibi insanlara yönelten sevimsiz varlıklar yüzünden kitap kılıfı kullanan tandıklarım var benim.
Oysa ki; kime ne? Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum benim ne okuduğumdan sana ne diye! Kaldı ki genelde bu yargılayıcı bakışların sahiplerinin ellerinde de bir kitap olmuyor, artık kitabı geçtim gazete bile olmuyor.
Bazen insanlardan çok bunalıyorum, yılgın hissediyorum. Bazense öyle öfkeli ve yorgun oluyorum ki bakışlarımla patlıyorum. Sözel olarak patlamama ise ramak kaldı demedi demeyin.
Gene bir sinir harbinde miyim neyim? Neyse kaçtım ben.
Adios...
Not: Bu resimdeki kitaplağın eve geldiğindeki ilk hali ne kadar da düzenli ve şirinmiş. Şimdiki halini görmeyin kitaptan yıkıldı yıkılacak.
"Hava ne kadar hiddetli olursa olsun, yağmur ne kadar şiddetli yağarsa yağsın, deyimin aksine gök asla delinmez."
Ofisten bildiriyorum.
2022 Nisan Ayı Okuma Raporu
Durum Raporu: Ay resmen ünlü oldum!
30 Mutlu Gün 30/21...30
Search
About
Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.
Copyright © 2008 dövüsürken hanımefendi degilim.... All Rights Reserved.
Design by Padd IT Solutions - Blogger Notes Template by Blogger Templates