11 Eylül 2014

#şiirsokakta

Son 20 gün diren yüreğim.

Güzel bir gün :)


  • Güne sevdiceğimle konuşarak başladım. :) Güne tatlı bir ses eşliğinde başlayınca gün de güzel gidiyor. :)
  • Şu anda ofisten içeri vuran hafif güneş bile beni mutlu ediyor. Tabii akşam iş görüşmesine gidecek olmamın da bunda bir etkisi olabilir. :)
  • Aynı şirkete bu akşam 5. kez görüşmeye gideceğimi de unutmadan ekleyeyim. Hazirandan beri karşılıklı görüşmelerimiz devam etmekle beraber, kısmetse bu akşam nihayete erdireceğiz. Bana şans dileyin.
  • Geçen hafta sonu ilkokuldaki kızlarla buluştuk. Aslında "Amaan okul bitmiş ben onları görüp de ne yapacağım, zaten görüşmek isteseydim şimdiye görüşürdük." kafasında bir insan olsam da bu kızlar buluşmasını sevdim. :) Eee kızlar kaliteli olunca ortam da gayet nezih ve güzel oldu. Darısı bu buluşmanın ikincisine. :) Yine de hala bazı insanlar için yukarıdaki düşüncemi değiştirmiş değilim böyle biline.
  • Sevdiceğimle sözümüzün üstünden tam 1 yıl geçti. :) Birinci yıl kutlamaları bu sene mesafeler nedeniyle hasret içerisinde geçmiş olsa da direnişe devam ediyoruz.
  • Çayımı hafif hafif yudumlarken ben; selam eder, gözlerinizden öperim. 
  • Resimle birlikte sosyal mesajımı da vermiş bulunuyorum. :)
  • Sevgiler.
9 Eylül 2014

Edirne.

Askeriyeden çiçek var. :)

Diren yüreğim son 22 gün...
28 Ağustos 2014

#şiirsokakta

Böyle de güzel insanlar var hala. :)

İşin düşerse; gelme böyle!


Bana işi düşen şahsın gelişi 1 kilometreden belli oluyor.
İşi düşünce gelenlerden gerçekten bunaldım.
Gelmeyin bana, sadece işiniz düşünce gelecekseniz hiç gelmeyin.

Son günlerde dikkat ediyorum telefonum hiç çalmıyor.
Yani aslında normal bir günde halimi hatırımı sormak için arayan bir Allahın kulu yok.
Aman diyeyim bir işleri olmayagörsün... 

Bende aramıyorum sormuyorum. Umursamıyorum da.
Lakin bana bir işleri düşünce çalacakları hazır kapı da değilim ben, artık yoruluyorum.

Bunun yanında, ikiyüzlülerden de bıktım.
Arkamdan başka, yüzüme başka konuşunca ellerine ne geçiyor bilmiyorum ki??

Gereksiz kıskançlık yapanlardan da bıktım. Usandım.
Ben deli gibi çalışıyorum. Hem bütün gün işe gidiyorum.
Hem eve gelip evden çalışıyorum.
Daha iyi bir işim olsun diye de deli gibi iş görüşmeleri yapıyorum.
Benim sahip olduklarıma, siz sahip olamıyorsanız suçlusu sizsiniz.
Evde oturmakla hiç birşey kazanılmıyor.
Emek gerek, güç gerek, zaman vermek gerek, her şeyden önemlisi yürek gerek.
Ve kendiniz için nasıl en iyisini istiyorsanız başkaları için daha da iyisini istemeniz gerek.
Oturduğunuz yerden kıskanmakla ancak benim sinirimi, kendi psikolojinizi bozarsınız.

Velhasılı verip, veriştirdikten sonra diyeceğim şu ki: Benden uzak durun.
Sizin gibileri görmek istemiyorum, onu geçtim sesinizi duymaya bile tahammülüm yok.
Ve artık kapının önünde duran çöp tenekesi kadar bile umurumda değilsiniz.
Yaptığım hiçbirşeye nasıl da değmediğinizi zaman ayan beyan ortaya koyuyor.

Gölge etmeyin hayatıma, başka isteğim yok sizin gibilerden!


Hayat boyunca karşılaştığınız insanlar arasında sizi gerçekten umursayan, değer veren insanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

Seneler dahi geçse hayatınızın bir köşesinden gününüzü aydınlatır varlıkları.
Onların kıymetini bilin.

13 Ağustos 2014

Çok mu sıcak???

Şu sıcaklarda tek düşünebildiğim şey 
kendimi bir an önce eve atabilmek...

Geçen gece lavabo ihtiyacı nedeniyle kalktığımda
az kalsın babamın üzerine basıyordum.
Sıcak havalarda yatakta yatmak gibi bir huyu hiç 
olmadığından o gün de kendini yerlere atmıştı.

Birçok kimseye nazaran bizim evimiz oldukça serin.
Sabaha karşı üşümek dahi mümkün.
Lakin yine de insana bir fenalık basmıyor değil...

Allah hepimizin yardımcısı olsun diyor,
kendime dağ başında serin bir tatil diliyor
ve gözlerinizden öpüyorum.

Applesodaa
8 Ağustos 2014

Cumalar Candır!!


   Aslında ne yazsam bilemedim, cuma diye sevinemedim bile pek değerli patronumun dün akşam yurt dışından dönmesiyle birlikte bugünün kötü geçeceği belli idi. Gerçi henüz bir problem çıkmadı ama 18:30'dan önce umudumu kaybetmeyeyim.

   Dün akşam yağan yağmurda milyon dolarlık pembe sandaletlerim sel altında kaldı. (Kayın pederimin hediyesi onlar çok kıymetli. :) ) Bugünkü yağmurda öyle gösteriyor ki milyon dolarlık Toms'larım da yalan olacak. Not: Her ikisi de 50 TL'ye alındı. :) Benim gözümde 1 TL bile milyon dolara denk olabilir.

   DIY projelerini okudukça bende bir şeyler yapmak istiyorum. Ama sandalye faciasından sonra hep istekte kalıyorum, işi eyleme dökemiyorum. Neyse şimdilik başıma iş açmayayım şu ahşap boyalarım gelsin de sıfırdan imalat yapayım ben. Aslında düşündüm de sandalye işinden kalan boya ile komidinlerimi mi boyasam ne dersiniz??

   Annemler ben evlendikten sonra benim dolabımı atacakmış. Dolabımın beyaz ahşaptan olması ise bana bir ilham verdi ki sormayın. Şu boyalar gelsin de çok işim  var çoook... :)

   Bayram esnası gezmelerden, görmelerden sonra şimdi evin dışına adım bile atmak istemiyorum. Lakin arada bir sıkıntı basınca bana o sıkıntıyı ne yapayım işte onu bilemedim... :(

   Bu sıralar herkesten çok uzaklaştım. Aslında herkesten arada bir uzaklaşmak lazım imiş onu da anladım. Uzaktan bir durup, bir düşünüp de bakınca aslında karşındakinin değerini daha iyi ölçebiliyorsun. Zaten hak etmeyen insanlara gereğinden fazla değer vermek toplumsal sorunumuz olduğundan, arada bir kaçın kaçabiliyorsanız herkesten derim ben...

   Şimdi gideyim de şu siparişlerimin durumu neymiş bir bakayım. Gözlerinizden öperim. Tatlı haftasonları. :) 
7 Ağustos 2014

Samsun...

Mesafelere direnişin 310. gününde Samsun'dan sesleniyorum.
Gözüm gördüğünde değil görmediğinde de severim seni canımın içi..

Diren yüreğim son 55 gün!
6 Ağustos 2014

#şiirsokakta


Halbuki korkulacak hiç bir şey yoktu ortalıkta, her şey naylondandı o kadar.


 demiş Turgut Uyar.

Çok yorgunum, kendimden, herkesten...

   Üzerimde bir yorgunluk, bir ağırlık, bir isteksizlik var ki tarifi mümkün değil...

   Bayram öncesi yapmış olduğum 60 kişilik kurabiye siparişi beni canımdan bezdirdi. Türlü aksiliğin üst üste gelmesiyle tam bir faciaya dönüşen kurabiyeler sonunda teslim edildi lakin bende bittim.

   Bu nedenle bir süreliğine en azından evlenene kadar pasta, kurabiye işine ara vermiş durumdayım. Tabii ki Küboş'un nişan pastası hariç. :)

   Tüm hızıyla çeyiz alışverişleri devam ediyor. Bu ay kaşık, çatal, bıçak takımını aldım. Önümüzde çelik tencere ve bardak takımları vs. diye bir yol uzanıyor ki sormayın, gitsin.

   Bayramı oldukça yoğun geçiren bünyem sonraki günlerde kuzenim Tuğçe'nin gelmesine müteakip başlayan İstanbul gezmelerine dayanamadı ve errror verdi. Bünyem kendinden geçince sevdiğim bana ev hapsi verdi. :) "Bir insan neden bu kadar kendine eziyet eder." diye sordu bana. Bir bilseydim bende işte cevap verecektim...

   İş yerinde yine sıkıntı sıkıntı üstüne. Ödeye ödeye bitiremediğim borç borç üstüne. Araya araya bulamadığım işsizlik de üstüne...  Bir de unutmadan işi olunca gelen, sonrasında bir selam dahi vermeyen dost da dost üstüne... Bir dakika bayılıp geleceğim hemen...

   Vazgeçtim bayılmaktan. Bütün bu sıkıntılardan kurtulamayınca hepsini kucakladım, kapıya attım. Sonra oturdum internetin başına ahşap boyama için temel bir kaç malzemeyi aldım. Bu sıkıntıya el işi iyi gelir dedim. Oturduğum yerden şöyle bir kaç deneme yapacağım. Bu hobinin ömrü ne kadar olur bilemediğimden, aşırıya kaçmadan 36 TL'lik bir alışverişle arsız bünyeme dur dedim. Olur da verimli geçerse işin derinliklerine dalarım. :)

   Gözlerinizden öper, geçmiş bayramınızı kutlarım.
   Applesodaa.
23 Temmuz 2014

#şiiraşkta


Biraz eskiden... Biraz şimdiden.

Hep eski zamanların nasıl güzel olduğundan bahsedilir.
Anı yaşarken beğenmiyoruz, eskiden böyle miydi lafı hep dilimizin ucunda.

Misal: Bu sabah ben iskelede kahvaltı eden insanları görünce; "Ya eskiden insanlar Ramazan ayında oruç tutmasalar da ortalıkta yemek yemezlerdi. O eski saygı nerede şimdi?" diye düşündüm.

Oysa düşününce bundan bir beş sene sonra da şimdiyi arayacağız belki...
Sanırım bu eski özlemi hiç bitmeyecek.
İnsanın doğasından mıdır bilmem de hep kaybedileni arar, anar...
Düşünmeyiz ki bugün ne kazandım diye?

Her yeni gün ne kadar elimizdekilerden alıp götürse, bir eski zamanlar özlemi yaratsa da içimizde aynı zamanda bir şeyler de kazandırıyor. 

Bugün yeni biriyle tanışabiliriz, dünkünden daha iyi olabiliriz.
Yepyeni bir kapı açılabilir önümüzde...

Her yeni gün yepyeni bir umutsa, yeni bir başlangıçsa, öyleyse eskileri hasretle anarken bugünümüze de şükredelim.

Sevgilerle kucaklarım sizi.
Applesodaa.

Not: Resmi görünce aklıma geldi işte biraz çiziktireyim dedim. :)

Yanarım. :)

Ulan İstanbul'un son bölümünündeki 
"Yanarım" şarkısı
beni benden aldı canlarım. :)

Evde kızkardeşceğizimle çevirip, çevirip dinliyoruz.
Tabii size de dinletmeseydim olmazdı. :)

Şimdi bu şarkının cıvığını çıkarana kadar dinleme zamanıdır canlarım. :)

Selamlar.



20 Temmuz 2014

Ay, hayır.. :(

Pazartesilerden nefret ediyorum. :(
17 Temmuz 2014

Iğdır'da da severim...

Mesafelere direnişin 
289. gününde 
ilk günkünden de çok seviyorum...

Hep bir yoğunluk...

Sabahtan bir başlıyorum koşturmaya öğlen arasına kadar nefes bile almaya vakit yok.
Bizim ofiste işler hep böyle...
Aciliyet bitmez, yoğunluk bitmez.

Öğlene kadar bütün enerjimi tüketiyorum...
Ondan sonra da bende bir yavaşlık, bir yavaşlık..
Elimi şöyle yukarı kaldırmam beş dakika sürüyor.
Ama bu da benim suçum mu?

Bütün işleri sabaha koymasaydılar canım aaa....
Neyse canlarım sabah selamı vermek istemiştim ama öğlen oldu.
Öperim.
Applesodaa.
16 Temmuz 2014

Güzel günlerimiz olsun...


  • Dün gece sahura kalkamadım, ağzımın içinde nereden geldiğini bilmediğim bir yara var ve yapmam gereken milyonlarca iş beni beklerken içimdeki çalışma isteği yine alıp başını nereye gitti bilmiyorum...
  • Güzel günler istiyorum. Şöyle huzurlu, neşeli ve rahat, bolca çalışabileceğim günler...
  • Çalışma isteğim benden bağımsız hareket ettiğinden, inanın ki iş yapmak için kendimi zorlamam gerekiyor.
  • Neyse bu sıkıntılı konuyu geçelim de ne anlatacaktım... Hıh şey, çeyiz hazırlıkları tam gaz devam ediyor kızlar. Düğün tarihi de neredeyse belli oldu. Daha büyük hazırlıklara geçmediğim halde evliliğe kalkışmak bile çok meşakkatliymiş, ben bunu anladım. Yani demem o ki evlenmeden önce bir bilene danışınız..
  • Haftasonu yapmam gereken 60 tane kurabiye var ve ben bende değilim. Ayrıca cumartesi yatılı misafirim var, pazar günü de kuzenimin doğum günü sebebi nedeniyle iftara gideceğiz. Hayat çok zor...
  • Ajandamın yoğunluğunu görüyorsunuz ya ayrıca bu akşam iftara davetliyiz ve yarın akşam da kayınvalideme geçmem lazım.. Hmm benden bir kopya daha olsaydı hiç fena olmazdı...
  • Şu içimdeki isteksizliği Allah alsın diyerek, gideyim de kendimi biraz daha çalışmaya zorlayayım. Hepinizi öperim. Applesodaa.
15 Temmuz 2014

#şiiriçimizde


Karabük.

Resim diyor ki; "Günleri sayma, günleri sayılabilir yap.". 
Yani aslında çok emin değilim ama sanırım öyle diyor.
Mesafelere direnişin 287. günündeyiz.
Direniyoruz Karabük'le..
Aşkla, sevgiyle.
Kalan gün sayısı: 78.

Günaydın Türkiye :)


  • Bir haftadır buraları terk eylemiştim. Döndüm, dolaştım yine size geldim. :)
  • Bu bir haftada hasretten yandım, tutuştum. Sevdiğimin yanına gittim, geldim. 81'den aşağı düştük artık bende şehirleri saymaya başladım. Hareketli bir hafta oldu diyebiliriz.
  • Afyon'un kuru sıcağında sevdiğimle beraber yandık, kavrulduk. :) Tamı tamına 574 basamak çıktım, birde indim. Ey aşk sen nelere kadirsin. :) Afyon Kalesi'ne çıkmak basit iş değilken, inmek de kolay değil canlarım o kadar yüksekten inerken insanda hafiften hafiften bir baş dönmesi nüksediyor. Bastığın yere dikkat etmek zorundasın yani.
  • Gün sıcaktan yanarken, sevdiceğim bizi güzelce gezdirdi. Tabii sevdiğime giderim de eli boş mu giderim. Kova kova kek, poğaça, börek, sarma götürdüm kızlar. Sevdiğim bol bol yesin diye...
  • Kayınpederimle çok orjinal fotoğraflar çekindik. Gözlüklerimiz gözlerimizde turist edasıyla gezdik Afyon'u. :)
  • Şimdi yolculuğun mahmurluğu hala üzerimde, aklım Afyon'da, kalbim Afyon'da...
  • Son demleri bu ayrılığın da ama işte, yine de zor geliyor hala bana... Bazen kara kara düşünüyorum, bazen düşünmeden günün akışına bırakıyorum kendimi, bir bakıyorum ki günün sonu gelmiş. Hayırlısıyla bu zorunlu ayrılığında sonu gelse de içim de bir rahat etse artık...
  • Akşama İpek Böcüğü'm iftara geliyor. Ayşe eğer bu satırları okuyorsan ben çok uzakta değil, akşama evdeyim. İftara beklerim. :)
  • Hepinizi öperim. Applesodaa.
8 Temmuz 2014

Her yeni gün, yeni bir gündür.

Bu olağanüstü başlık için kendimi 
tebrik ederken ben, sizler affedin beni lütfen..
Kendimi şu anda çalışmaya ikna etmeye çalışıyorum.
Geçen haftanın her günü aşırı yoğun geçtiğinden midir,
yoksa oruç başıma başıma vuruyor iki gündür
ondan mıdır bilemedim ama çalışmak istemiyorum... :(
Boş boş oturmak, oturmak, oturmak istiyorum...
Bu yüzden şimdi kendimi ikna etmeme 
yardım etmelisiniz.

Her gün, yeni bir gündür.
Her gün yeniden, yeniden çalışmak lazım.
Haydi çalışalım. Belki gün güzel değil ama 
yine de bir şeyleri değiştirebiliriz bakarsınız...
Olasılıklar elimizde ne de olsa..

Sevgilerle çalışmayı hiç istemeyen Applesodaa.

4 Temmuz 2014

Cumalar Candır!!

Bu cuma açlığım başıma vurmuş durumda. :(

Eve gitmek dışında da başka bir şey düşünemiyorum. :(

Sevdiceğimin yanına gitme ihtimalim olabilir bu yakınlarda. :)

Şimdi kendimi iftar hayalleri ile baş başa bırakırken sizlere de hayırlı iftarlar diliyorum.

Sevgiler. Applesodaa.

89?

Zaman bazen kafasına göre, bazen ağır aksak, bazen kovalayan varmış gibi hızlı, bazen hiç geçmese de sonunda 89 güne de geldik. :)

Ayrılıklarına direnişimizin 276. günündeyiz Türk Silahlı Kuvvetleri...

En sonunda, en sonuna geldiğimizde bir kuş gibi hafifleyeceğimi bak tam şuramda hissediyorum.

Bitsin de bu iş büyük parti vereceğim. :)
Sevdiceğimin doğum günü parti bahanemdir.
Gelmek isteyeni beklerim.
2 Temmuz 2014

Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında öyle yoruldum ki, yoruldum dünyayı tanımaktan...

demiş İsmet Özel.
Direniyoruz ayrılıklara son 91 gün..

Dayan, rüsva etme beni...


Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...

...

Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun ?

Ahmed Arif

Not: Günlerdir şiirin "Dayan, rüsva etme beni" kısmı dilimde dolanıyorum. Burada da bulunsun istedim. :)
                 

Kırk yılda bir iki günlük huzur bulmuşsam...

Bu hafta başladığından beri 
zamanın nasıl geçip gittiğinin hesabını tutamadım.
Bir bakıyorum sabah uykudan ayılmadan işe 
başlamışım,sonra bir bakıyorum ki akşamüzeri olmuş. Zaman sanki bir su elimde avucumda tutamıyorum bu sıra...

Hasretle, sevdayla, özlemle,
her gün daha da büyüyen bir aşkla 
bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum.
Kısmetse kavuşacağımız gün gelsin diye dualar ediyorum.

Bir yandan da çeyiz hazırlıkları tüm  hızıyla devam ediyor. Akşam yatak örtüsü bakacağız kara kuzumla. Eve gidince de gözüme kestirdiğim sahan takımlarını alacağım kısmetse. :) Bana hediye almak isterseniz, listeyi hemen atarım canlarım. :)

Kötülerin kötüsü ise tabi ki benim Blair Cadısı patronum. Aman nazar değmesin de bugün de hiç sesi çıkmadı kendisinin. Lakin gün bitmedi henüz, başımıza halen gelecek birtakım şeyler olabilir.

Gün sonunda çok çalışmaktan üzerime çöken yorgunluğun bile tatlı bir hissi var. Hele ki günü bağırışsız çağırışsız tamamlamışsam. Huzurun nasıl bir güzellik olduğunu şu son iki günde tekrar anladım..

O huzuru bir tutabilsem onu da alıp kendimi bir odaya kilitlerim belki. Fakat kendisi bir kuş misali arada bir lütuf edince geliyor. 

Huzurlu günleriniz olsun.
Sevgiler, Applesodaa.


30 Haziran 2014

Soluğundan öptüm seni...

demiş Cemal Süreya.
Son 93 gün.
Mesafelere direnmeye devam...

Bu işler beni benden aldı...


İntihara meylediyorum.

Merak etmeyin giderken arkamda şöyle güzel bir görüntü bırakacağım...


Şaka bir yana ofiste gün içinde en çok söylediğimiz şey; intihar edeceğim.
Devamında, kendimi keseceğim, zehir getirin gibi farklı varyasyonları da var.
Fakat mesaj çok açık: Bu şirket bizi canımızdan bezdirdi.

İnanmakta başarmaktır aslında.

Biz bu pasta işine el attığımızda kimsenin bizim bir şey yapacağımıza inandığı yoktu.

İşte bir heves, bir heyecan, modaya uydular, tez canlılar, denemek istiyorlar
minvalinden envai çeşit düşünceyi akıllarından geçirdiklerini
adım gibi biliyorum.

En başında kimse bizi dikkate almadı.

Bizim de bir şey bildiğimiz yoktu aslında ama öğrendik.
Deneye yanıla, düşe kalka öğrendik.
Her 3 kekten 1'ni tuttururken başta şimdi yaptığımız her keki tutturuyoruz.

Lakin öyle kolay da olmadı.
Emek verdik, zamanımızı verdik, para koyduk ortaya ve inandık.
"Hımm aslında bunun burasını şöyle, orasını böyle yaparız." diye diye öğrendik.

Öğrendik ama müşteri bulmak da lazımdı.
Bazen kazıklanarak, bazen hiç kar etmeyerek, bazen hiç para almayarak
yaptık ama müşteriyi de bulduk.

Şimdi demem o ki; kimse bu işi yapabileceğimize inanmadığında biz inandık, yaptık.
Satmak için müşteri bulacağımızı düşünmedikleri zamanlarda, biz müşteriyi bulduk, satışı da yaptık.

Şimdilerde Çengelköy'de bir dükkana gözümü diktim.
İki sene sonra orası bizim yerimiz olacak diyorum.
Gülüyorlar.
Lakin ben can-ı gönülden inanıyorum.
İki sene sonra Çengelköy'de dolaşırken bir "Küçük Süprizler Dükkanı" göreceksiniz,
hazır olun.. :)

Ve
bence
inanmak başarmanın yarısı değildir sadece,
aslında bir yerde
inanmakta başarmaktır.

Hepinizi sevgiyle kucaklarım.
Applesodaa.

Hızlı pazartesi...


  • Haftanın istisnasız en sevmediğim günü olan pazartesiye nasıl başladık, ne ara saat dördü geçti ben anlamadım. Pazartesiler beni geriyor ve işler yetişecek mi endişelerim bu günde tavan yapıyor. Lakin bir toplantıdan diğerine koşarken, bir gün daha hiç bir şey anlamadan geçip gitti. Şimdi bakınca ne yaptım ben bugün diye, sadece koşuşturmalar görüyorum...
  • Ramazan ayının ilk gününde oruç tutmak öyle zor geldi ki açlıktan ve baş ağrısından en az on kez öldüğümü sandım. Rabbim kimseyi açlıkla sınamasın...
  • Pek sevgili patronuma bugün yine gelen gelene, millete saydıra saydıra dört köşe kıvama geldi. Bir gün bu kadının da normal bir davranış sergilediğini görebilecek miyim çok merak ediyorum.
  • Ramazan dolayısıyla sanırım iş aramalarım sekteye uğradı. Kimse dönüş yapmıyor. :( Ben bu gidişle iş değiştiremeyeceğim bir türlü... :( 
  • Canım kayın pederim cumartesi günü hastane ziyaretimizin arasında mağazalarda beğendiği ne varsa aldı bana. :) Allah'ım hepinize böyle eli açık kayın babalar nasip etsin kızlar. :)
  • Sevdiceğim de hayırlısıyla bir gelseydi. Artık hasretten eridim, kurudum. Kilo vere vere bir hal oldum... 
  • Hepinize bol sabırlar ve şimdiden hayırlı iftarlar diliyorum canlarım. Öperim gözlerinizden.
  • Sevgiler Applesodaa.
27 Haziran 2014

Cumalar Candır!!



      İlla bir şey olacaksak; iyi olalım...


 Her yeni sabahı içimde bir umutsuzlukla karşılamaktan yoruldum. Güzel günler olsun istiyorum...

  Yeni bir iş istiyorum. Gerçi şimdi isteklerimi saymaya başlarsak buradan Ağrı'ya yol olur. Ama iş, en önemlisi iş ve siz casperlar bana bir iş bile bulmadınız. Ben size güvenip de beklemedim Allah'tan tüm iş arama platformlarında öz geçmişim var. Bundan sonrası beklemek...

   İçimdeki bu kendinden sıkılmışlık hissiyle baş edemediğim bir noktada kendisini koyverdim gitti. Bu seferde etrafımdaki her şeyden sıkılmaya başladım.

   Alıp başımı bir yerlere gitmek istiyorum da başımı işten kaldıramıyorum, olur da kaldırırsam bu sefer de başka bir şeyler kesin çıkıyor. Evren bile alıp, başımı gitmemi istemiyor. Mutsuzluğumla mutlu oluyor adi evren...

   Dert bende, derman nerede hiç bilmiyorum?

   Bu gece sahura kalkacağız. Belki de tek iyi yanı budur, günün. 

   Hepinizi sevgiyle kucaklarım.

   Hayırlı cumalar.
26 Haziran 2014

İşe gelmek zorunda olduğum her sabah yataktan hiç çıkmamış olmayı dilediğim doğrudur.


Öyle böyle değil tüm varlığımla
katılıyorum.

Karşıya çifte çamlar var, sen yoksun...

Her ne kadar bir gün gecikmeli bir yazı olsa da,
kalbimizde yerin baki...

25 Haziran 2014

Son 98 gün!!! Sonunda iki haneli rakamlara da düştük çok şükür. :)

demiş Cahit Zarifoğlu.
Pek de güzel demiş.

Şıkır şıkır...

   Her ne kadar bugün kırmızı giyinmemiş olsam da giydiğim mavi bol paça pantolonun etkisiyle kendimi şıkır şıkır hissediyorum. :)
   Bu bol kıyafetlerle kendimi mutlu hissediyorum 
nedendir bilemedim de...
   Zira o etki de az kaldı söndü, sönecek çünkü Blair Cadısı iki günlük Ankara seyahatinden döndü. 
Şu anda hava limanından buraya doğru geliyor.
   Benim içimdeyse pılımı pırtımı toplayıp, koşarak uzaklaşma 
isteği baş göstermeye başladı. :(
   Çalışma hayatından beni soğuttularsa bu benim değil 
onların suçu utansınlar bence...
   İş görüşmesi yaptım ciğerparelerim, lakin pek de umutlu değilim olacak gibi durmuyor. Oysa ki firma 
Koşuyolu'ndaydı ve bende pek hoşlanmıştım yerinden. 
   İş görüşmesinden çıktıktan hemen sonra öyle böyle değil sıkışarak tuvalet ararkan Hababam Sınıfı Müzesi'nin orta yerine sadece ve sadece ben düşebilirdim zaten canlarım. :) 
Kısa havadislerimi sunar, gözlerinizden öperim canlarım.
Sevgiler, Applesodaa.
20 Haziran 2014

Ben özgürüm!!

Resim bana özgürlüğü çağrıştırıyor her baktığımda...
"Ne alaka?" diyebilirsiniz tabii ama işte algı meselesi, öyle algılamak istiyor beynim bunu.

Çirkef patronumla yaptığımız eğitim-sınav savaşını ben kazandım.
Bana izin vermediği halde başka birine izin verdi, sonrasında ben tek kelime etmesem de kendi rezilliğinin farkına vardı. Arada bir adalet de buralara uğruyor sanırım.

Bense kaliteli bir insan olarak ona dersini şöyle verdim.
Sınavım 14:00'te başlıyor öğlene kadar eğitime katılacağım dedim.
Aslında uzlaşma yolu ile herkes istediğini elde edebilecekken neden Saddamlık yapıyorlar anlamıyorum ki..

Neyse efendim, sizlere kucak dolusu sevgiler yollar, biraz çalışmaya giderim.

Vapurdaki cadı!!!

   Yaklaşık iki aydır her sabah Çengelköy'den Beşiktaş'a gelen vapura biniyoruz Yelit'le.
   Vapurda güzel havalarda dışarıda oturuyoruz, bazı günler cadı hanım da bizimle aynı yerde oturuyor. Birbiri ardına yaktığı sigaraları ile beni de Yeliti'i de canından bezdiriyor....
   Artık canımın burnumda olduğu bir sabah "Lütfen, burada sigara içmeyin." dedim. Kendisine daha önce de söylemiştim lakin "Burası sigara içilen alan rahatsız oluyorsanız başka yerde oturun." demişti. 
   Sinirim tepemde olduğundan o sabah kendisi ile tartıştık. Tartışmada kullandığı mahalle altı ağzını saymıyorum bile ama insanın insana biraz saygısı olmalı bence. 
   Hanımefendinin favori lafı da ben avukatım sizi dava ederim. Engel olan yok buyurun edebilirsiniz dedim. Nitekim şimdilerde başka yerde oturuyor ancak hala aynı derecede rahatsızlık verici...
   Görünce tüylerim diken diken oluyor. Ne yaşına, ne görüşüne, ne de bir bayan olmasına yakışmıyor tavırları. 
   Hem de sabahları sigara içmemek kimseyi öldürmez, hele hele bir sabah içmemek hiç öldürmez. En nihayetinde bağımlılıkların hepsi kötü ve de bu kadar çaresizce bağımlı olmak insanın kendisine olan saygısından dolayı kabul etmemesi gereken bir şey kanımca...
   Ancak cadının benimle aynı düşünmediği de bir gerçek. Gerçekten korkunç bir kız. Midemi bulandırıyor. Bende ona bu resmi armağan ediyorum.

Not: Tatlım benim klasmanımda değilsin... Ama seni denize atmayı çok istiyorum. Lütfen kışkırtma beni.
19 Haziran 2014

#şiirsokakta


Ayyh!

Hayat 
beni çok acımasız 
bir şekilde tam da
böyle ezerken,
ben işten çıkmak için
kalan dakikaları saymaktayım.

Bir türlü mutlu etmiyor beni 
bu akreple,
yelkovan.
Saat geçmiyor. :(

Şu anda öyle 
canımdan bezmiş 
bir haldeyim ki
anlatsam oturur benim yerime
siz ağlarsınız.

Ben mi?
Ben şimdilik ağlamıyorum ama hem gözlerim hem sözlerim dolu dolu inanır mısınız?

demiş Burak Aksak.


Bende severken abartıyorum.
Sevilince daha da çok abartıyorum.

Son 104 gün.
Her geçen günle birlikte daha da çok seviyorum...
18 Haziran 2014

Gidelim be buralardan.


  • Alıp başımızı da yanımıza sevgili Sıla'nın da dediği gibi "kafa nereye, biz oraya" gidelim. Gidelim de biraz kendimize gelelim. Ben sevdiğimin yanına gideyim, sizde sevdiklerinizin yanına gidin.
  • Bıktım usandım bu hayattan. Demiş miydim?
  • Pek sevgili adı batasıca, yerlere döşenilesice patronum olacak çingeneden bozma görgüsüz karı hafta sonu sınava girmem için bana izin vermedi. :( İsmek'in yaptığı usta öğreticilik sınavlarından birine girecektim. Lakin neymiş efendim o hafta sonu eğitim almamız için para ödüyormuş. Eğitim konusu da "Zaman Yönetimi" ne kadar önemli bir şey bu eğitim şimdi siz söyleyin bana...
  • Bir kez daha buradan sizlere de söylüyorum, iş arıyorum! Artık midem bulanmaya başladı buradan karşıma çıkan ilk işe evet deyip, basıp gideceğim. Allah alsın bunları da işlerini de. Zengin olmak, para sahibi veya iş sahibi olmak önemli değil, birazda insan olmak gerekiyor.
  • Böyle güzel bir günde, sabah kapının önüne kadar gelmişken, aslında gelmesem işe, gitsem buradan geri, eve dönsem, arayıp hastayım desem... Diye düşünmedim değil hani ve aslında o an o kadar cazip bir teklifti ki anlatamam size...
  • Zaman zaman herkesten ve her şeyden usanıyorum. Şu hayata da lanet edip kendimi bir yerlere kapatmak geliyor içimden... Böyle insanları gördükçe insanlığımdan, insan olmaktan da utanıyorum. Ve bu şirkette öğrendiğim şey ise yetki herkesi değiştiriyor. Adının önüne bir sıfat gelmeye görsün, kırk yıllık adını bırakıp da sıfatını bir kürk misali kuşanıyor insan... Sen beni yetki ile imtihan etme Allah'ım...
  • Gözlerinizden öper, güzel günler dilerim. Sevgiyle, sağlıcakla, mutlulukla kalın...
  • Bana iş bakmayı unutmayın.
  • Bu da yazının şarkısı olsun öyleyse. Applesodaa.
17 Haziran 2014

Tünaydın :)

   Canlarım size bir günaydın yazısı yazacaktım ama "şuna da bakayım, dur şuna da bakayım, hımm bu kimmiş" tarzı hayret nidalarımla yeni bloglar arasında kaybettim kendimi bir de baktım öğlen olmuş. :)

   Birazdan yemeğe çıkacağım. Yaz mevsimi geldiğinde içim hiç bir yemeği almıyor, midem altüst oluyor, istemsiz kilo vermelere başladım yeniden... Zorunlu diyet gibi oluyor her yaz benim için...

   Sonunda 11 ayın ve de gönlümüzün sultanı Ramazan da kapıya dayandı. :) Ramazan'ı hep çok sevmişimdir. Yaz dolayısıyla kaybettiğim kiloları da geri almaya niyetliyim şekerler. Yaz öncesi en büyük etkinliğimiz Gamze'nin doğum günü olacak sonra bayrama kadar iftar ziyafetlerini de unutmayayım. :)

   Gamze'nin doğum gününe bende gelirim diyorsan bir yorum yaz yeter. :)

   Hepinizi sevgiyle kucaklarım, güzel günleriniz olsun. :)

   Öğleden sonramı deli patronla fuar dosyalarını ayıklayarak geçireceğimden bana sabır dileyin...

   Not: İş başvuruları yaptım bir sürü ve iş arıyorum. Gel bizimle çalış demenize hiç bir şey engel olmasın lütfen. :)

   


13 Haziran 2014

iyi demiş...

Beni bir tek sen anlıyorsun canım Edip Cansever.
Bu gün öyle kaybolmuş, dağılmış hissediyorum ki...
Bazen insan hayatından bıkıyor ya işte tam o bazenlerdeyim.
Sevgiler.
10 Haziran 2014

Günaydın Türkiye :)


  • Resimdeki gibi bir gün istiyorum. Çok zaman oldu sevdiceğime sarılmayalı... Mesafelere direnişin 252. günündeyiz. Çoğu gitti, azı kaldı canlarım...
  • Kız kardeşimle internette çözdüğümüz "Hangi Yüzüklerin Efendisi Karakterisiniz?" testinde Sauron, "Hangi Kötü Karaktersiniz?" testinde Tony Montana, "Hayatınız Film Olsa Sizi Kim Oynar?" testinde de Beren Saat çıktım. Tüm kötülüklerin anasıyım yeminle. :) Hele "Hangi Game of Thrones Karakterisiniz?" testinde nasıl Hodor çıktığımı hiç sormayın. :) Ay utanıyorum...
  • Aslında o kadar da kötü değilim yani gerçekten değilim bakın ya... Tamam sinirlenince saç baş yolma, kavga gürültü çıkarma eğilimim olabilir. Hatta dilim de papuç kadar lafını geçtiğinde ben ilkokula gidiyordum ama benim içim temiz şekerim, ciddiyim. :)
  • Kız kardeşim işgüzarlıklarıyla bir dünya devidir. Dün de anne tarafından tüm kız kuzenleri vatsapta bir grupta toplamış. Gayet güzel ve eğlenceli oluyor lakin nerede çalıp, nerede susacağını bilmiyor bu konuşmanın bip sesi. :)
  • İş yerinde yine ve yeni bir sorunlu günle baş başayız. Artık rutinimiz bu oldu; maaşı iyi olmasa, benimde taksitlerim olmasa ve evlilik arifesinde olmasam kapıyı en okkalısından çarpıp "Çirkef karı al şirketini de başına çal!" derdim. Şu an tam da o noktadayım. Aslında biz her gün şirketçe o noktadayız ya neyse.
  • İnsanların neden kendilerini bir başkaları ile kıyaslayıp da mutsuzluğa davetiye çıkardığını anlayabilmiş değilim henüz... Ve lütfen, rica ediyorum, istirham ediyorum, Allah aşkına beni kendinle bir tutma ne olursun... Bu mesaj da yerine gider inşallah...
  • Dün kayınpederimin başına gelen bir olaydan da yola çıkarak; evlilik işlerinin ve iki aileyi bir araya getirmenin bazı durumlarda sağlam sinirlere sahip olmayı gerektirdiğini açık ve net söyleyebilirim. Allah sabır versin tüm evlilik arifesindekilere ve ailelerine..
  • İşte böyle bir güne zorlukla gözlerimi araladım. Sizin gününüz umarım benimkinden daha iyi başlamıştır. Gününüz aydınlık olsun canlarım. :)
Not: Bu da blogumun ilk gifli postudur. :)
9 Haziran 2014

“Ama ben bu kadar acıyı, sen de başkalarına benzeyesin diye çekmedim.”

demiş Cemil Meriç.

Bu sözü öncelikle kara kuzuma armağan eder,
gözlerinden öperim.

Son 114 gün.
Özlüyorum.
Hep özlüyorum.
6 Haziran 2014

#şiirsokakta


“Dünya, ölünün başucunda açık kalmış radyo.”

demiş Cahit Zarifoğlu.
Son 117 gün.
Bekliyorum.

Not: Resim Agnes Cecile ismiyle bilinen Silvia Pelissero'ya aittir.

Cumalar Candır!!!


  • DARALDIM!!!
  • Bu cuma için söylenebilecek tek iyi şey yarın işe gelmek zorunda olmayışım ki buna canı gönülden şükrediyorum sabahtan beri. Öyle nemrut bir gündü ki don lastiği gibi uzadı gitti de bir bitmedi. :(
  • Nalet bir patronla birebir yakından çalışmak zorundayım ki her günü hayatım için yeni bir sınav olarak görüyorum. Arayınca, niye aradınız? Aramayınca, beni bunu için neden aramadınız? Aradığımız halde unutunca, beni bunun için neden aramadınız? Ve benzerleri şeklinde başlayan ve farklı kombinasyonlarını da içine eklediğinizde, içinden çıkılmaz bir sonsuza ulaşan saçmalık derecesini de aşan sorularıyla beni canımdan bezdirdi. Sadece benimle sınırlı kalmadı tüm satış ekibini yerle yeksan etti. Allah ıslah etsin bu kadını diyorum ve sonraki maddeye geçiyorum.
  • Biraz huzura ihtiyacım var ama bulamıyorum bu mendebur kadın yüzünden, ay yine telefon çalıyor ne olur arayan o deli cadı olmasın diyecektim ki maalesef oymuş. Ne zaman bir isteğim gerçek oldu ki şimdi bu olsun değil mi?? Hayat yine bana bir tarafıyla gülüyor gibi bir his var içimde...
  • Bana bir iş bulsanıza ya ama lütfen ne olur bu sefer bir ciddiye alın beni... Lütfen...
  • Gözlerinizden öpüyor ve günün kazasız belasız sona ermesi için hatim indirmeye gidiyorum.
  • Bugün tam da bu resimdeki gibi hissediyorum. :( Hayat enerjimi sömürdü Blair Cadısı kılıklı ne olacak!!
  • Öperim.
  • Applesodaa.

Search

About

Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.