30 Haziran 2014

Soluğundan öptüm seni...

demiş Cemal Süreya.
Son 93 gün.
Mesafelere direnmeye devam...

Bu işler beni benden aldı...


İntihara meylediyorum.

Merak etmeyin giderken arkamda şöyle güzel bir görüntü bırakacağım...


Şaka bir yana ofiste gün içinde en çok söylediğimiz şey; intihar edeceğim.
Devamında, kendimi keseceğim, zehir getirin gibi farklı varyasyonları da var.
Fakat mesaj çok açık: Bu şirket bizi canımızdan bezdirdi.

İnanmakta başarmaktır aslında.

Biz bu pasta işine el attığımızda kimsenin bizim bir şey yapacağımıza inandığı yoktu.

İşte bir heves, bir heyecan, modaya uydular, tez canlılar, denemek istiyorlar
minvalinden envai çeşit düşünceyi akıllarından geçirdiklerini
adım gibi biliyorum.

En başında kimse bizi dikkate almadı.

Bizim de bir şey bildiğimiz yoktu aslında ama öğrendik.
Deneye yanıla, düşe kalka öğrendik.
Her 3 kekten 1'ni tuttururken başta şimdi yaptığımız her keki tutturuyoruz.

Lakin öyle kolay da olmadı.
Emek verdik, zamanımızı verdik, para koyduk ortaya ve inandık.
"Hımm aslında bunun burasını şöyle, orasını böyle yaparız." diye diye öğrendik.

Öğrendik ama müşteri bulmak da lazımdı.
Bazen kazıklanarak, bazen hiç kar etmeyerek, bazen hiç para almayarak
yaptık ama müşteriyi de bulduk.

Şimdi demem o ki; kimse bu işi yapabileceğimize inanmadığında biz inandık, yaptık.
Satmak için müşteri bulacağımızı düşünmedikleri zamanlarda, biz müşteriyi bulduk, satışı da yaptık.

Şimdilerde Çengelköy'de bir dükkana gözümü diktim.
İki sene sonra orası bizim yerimiz olacak diyorum.
Gülüyorlar.
Lakin ben can-ı gönülden inanıyorum.
İki sene sonra Çengelköy'de dolaşırken bir "Küçük Süprizler Dükkanı" göreceksiniz,
hazır olun.. :)

Ve
bence
inanmak başarmanın yarısı değildir sadece,
aslında bir yerde
inanmakta başarmaktır.

Hepinizi sevgiyle kucaklarım.
Applesodaa.

Hızlı pazartesi...


  • Haftanın istisnasız en sevmediğim günü olan pazartesiye nasıl başladık, ne ara saat dördü geçti ben anlamadım. Pazartesiler beni geriyor ve işler yetişecek mi endişelerim bu günde tavan yapıyor. Lakin bir toplantıdan diğerine koşarken, bir gün daha hiç bir şey anlamadan geçip gitti. Şimdi bakınca ne yaptım ben bugün diye, sadece koşuşturmalar görüyorum...
  • Ramazan ayının ilk gününde oruç tutmak öyle zor geldi ki açlıktan ve baş ağrısından en az on kez öldüğümü sandım. Rabbim kimseyi açlıkla sınamasın...
  • Pek sevgili patronuma bugün yine gelen gelene, millete saydıra saydıra dört köşe kıvama geldi. Bir gün bu kadının da normal bir davranış sergilediğini görebilecek miyim çok merak ediyorum.
  • Ramazan dolayısıyla sanırım iş aramalarım sekteye uğradı. Kimse dönüş yapmıyor. :( Ben bu gidişle iş değiştiremeyeceğim bir türlü... :( 
  • Canım kayın pederim cumartesi günü hastane ziyaretimizin arasında mağazalarda beğendiği ne varsa aldı bana. :) Allah'ım hepinize böyle eli açık kayın babalar nasip etsin kızlar. :)
  • Sevdiceğim de hayırlısıyla bir gelseydi. Artık hasretten eridim, kurudum. Kilo vere vere bir hal oldum... 
  • Hepinize bol sabırlar ve şimdiden hayırlı iftarlar diliyorum canlarım. Öperim gözlerinizden.
  • Sevgiler Applesodaa.
27 Haziran 2014

Cumalar Candır!!



      İlla bir şey olacaksak; iyi olalım...


 Her yeni sabahı içimde bir umutsuzlukla karşılamaktan yoruldum. Güzel günler olsun istiyorum...

  Yeni bir iş istiyorum. Gerçi şimdi isteklerimi saymaya başlarsak buradan Ağrı'ya yol olur. Ama iş, en önemlisi iş ve siz casperlar bana bir iş bile bulmadınız. Ben size güvenip de beklemedim Allah'tan tüm iş arama platformlarında öz geçmişim var. Bundan sonrası beklemek...

   İçimdeki bu kendinden sıkılmışlık hissiyle baş edemediğim bir noktada kendisini koyverdim gitti. Bu seferde etrafımdaki her şeyden sıkılmaya başladım.

   Alıp başımı bir yerlere gitmek istiyorum da başımı işten kaldıramıyorum, olur da kaldırırsam bu sefer de başka bir şeyler kesin çıkıyor. Evren bile alıp, başımı gitmemi istemiyor. Mutsuzluğumla mutlu oluyor adi evren...

   Dert bende, derman nerede hiç bilmiyorum?

   Bu gece sahura kalkacağız. Belki de tek iyi yanı budur, günün. 

   Hepinizi sevgiyle kucaklarım.

   Hayırlı cumalar.
26 Haziran 2014

İşe gelmek zorunda olduğum her sabah yataktan hiç çıkmamış olmayı dilediğim doğrudur.


Öyle böyle değil tüm varlığımla
katılıyorum.

Karşıya çifte çamlar var, sen yoksun...

Her ne kadar bir gün gecikmeli bir yazı olsa da,
kalbimizde yerin baki...

25 Haziran 2014

Son 98 gün!!! Sonunda iki haneli rakamlara da düştük çok şükür. :)

demiş Cahit Zarifoğlu.
Pek de güzel demiş.

Şıkır şıkır...

   Her ne kadar bugün kırmızı giyinmemiş olsam da giydiğim mavi bol paça pantolonun etkisiyle kendimi şıkır şıkır hissediyorum. :)
   Bu bol kıyafetlerle kendimi mutlu hissediyorum 
nedendir bilemedim de...
   Zira o etki de az kaldı söndü, sönecek çünkü Blair Cadısı iki günlük Ankara seyahatinden döndü. 
Şu anda hava limanından buraya doğru geliyor.
   Benim içimdeyse pılımı pırtımı toplayıp, koşarak uzaklaşma 
isteği baş göstermeye başladı. :(
   Çalışma hayatından beni soğuttularsa bu benim değil 
onların suçu utansınlar bence...
   İş görüşmesi yaptım ciğerparelerim, lakin pek de umutlu değilim olacak gibi durmuyor. Oysa ki firma 
Koşuyolu'ndaydı ve bende pek hoşlanmıştım yerinden. 
   İş görüşmesinden çıktıktan hemen sonra öyle böyle değil sıkışarak tuvalet ararkan Hababam Sınıfı Müzesi'nin orta yerine sadece ve sadece ben düşebilirdim zaten canlarım. :) 
Kısa havadislerimi sunar, gözlerinizden öperim canlarım.
Sevgiler, Applesodaa.
20 Haziran 2014

Ben özgürüm!!

Resim bana özgürlüğü çağrıştırıyor her baktığımda...
"Ne alaka?" diyebilirsiniz tabii ama işte algı meselesi, öyle algılamak istiyor beynim bunu.

Çirkef patronumla yaptığımız eğitim-sınav savaşını ben kazandım.
Bana izin vermediği halde başka birine izin verdi, sonrasında ben tek kelime etmesem de kendi rezilliğinin farkına vardı. Arada bir adalet de buralara uğruyor sanırım.

Bense kaliteli bir insan olarak ona dersini şöyle verdim.
Sınavım 14:00'te başlıyor öğlene kadar eğitime katılacağım dedim.
Aslında uzlaşma yolu ile herkes istediğini elde edebilecekken neden Saddamlık yapıyorlar anlamıyorum ki..

Neyse efendim, sizlere kucak dolusu sevgiler yollar, biraz çalışmaya giderim.

Vapurdaki cadı!!!

   Yaklaşık iki aydır her sabah Çengelköy'den Beşiktaş'a gelen vapura biniyoruz Yelit'le.
   Vapurda güzel havalarda dışarıda oturuyoruz, bazı günler cadı hanım da bizimle aynı yerde oturuyor. Birbiri ardına yaktığı sigaraları ile beni de Yeliti'i de canından bezdiriyor....
   Artık canımın burnumda olduğu bir sabah "Lütfen, burada sigara içmeyin." dedim. Kendisine daha önce de söylemiştim lakin "Burası sigara içilen alan rahatsız oluyorsanız başka yerde oturun." demişti. 
   Sinirim tepemde olduğundan o sabah kendisi ile tartıştık. Tartışmada kullandığı mahalle altı ağzını saymıyorum bile ama insanın insana biraz saygısı olmalı bence. 
   Hanımefendinin favori lafı da ben avukatım sizi dava ederim. Engel olan yok buyurun edebilirsiniz dedim. Nitekim şimdilerde başka yerde oturuyor ancak hala aynı derecede rahatsızlık verici...
   Görünce tüylerim diken diken oluyor. Ne yaşına, ne görüşüne, ne de bir bayan olmasına yakışmıyor tavırları. 
   Hem de sabahları sigara içmemek kimseyi öldürmez, hele hele bir sabah içmemek hiç öldürmez. En nihayetinde bağımlılıkların hepsi kötü ve de bu kadar çaresizce bağımlı olmak insanın kendisine olan saygısından dolayı kabul etmemesi gereken bir şey kanımca...
   Ancak cadının benimle aynı düşünmediği de bir gerçek. Gerçekten korkunç bir kız. Midemi bulandırıyor. Bende ona bu resmi armağan ediyorum.

Not: Tatlım benim klasmanımda değilsin... Ama seni denize atmayı çok istiyorum. Lütfen kışkırtma beni.
19 Haziran 2014

#şiirsokakta


Ayyh!

Hayat 
beni çok acımasız 
bir şekilde tam da
böyle ezerken,
ben işten çıkmak için
kalan dakikaları saymaktayım.

Bir türlü mutlu etmiyor beni 
bu akreple,
yelkovan.
Saat geçmiyor. :(

Şu anda öyle 
canımdan bezmiş 
bir haldeyim ki
anlatsam oturur benim yerime
siz ağlarsınız.

Ben mi?
Ben şimdilik ağlamıyorum ama hem gözlerim hem sözlerim dolu dolu inanır mısınız?

demiş Burak Aksak.


Bende severken abartıyorum.
Sevilince daha da çok abartıyorum.

Son 104 gün.
Her geçen günle birlikte daha da çok seviyorum...
18 Haziran 2014

Gidelim be buralardan.


  • Alıp başımızı da yanımıza sevgili Sıla'nın da dediği gibi "kafa nereye, biz oraya" gidelim. Gidelim de biraz kendimize gelelim. Ben sevdiğimin yanına gideyim, sizde sevdiklerinizin yanına gidin.
  • Bıktım usandım bu hayattan. Demiş miydim?
  • Pek sevgili adı batasıca, yerlere döşenilesice patronum olacak çingeneden bozma görgüsüz karı hafta sonu sınava girmem için bana izin vermedi. :( İsmek'in yaptığı usta öğreticilik sınavlarından birine girecektim. Lakin neymiş efendim o hafta sonu eğitim almamız için para ödüyormuş. Eğitim konusu da "Zaman Yönetimi" ne kadar önemli bir şey bu eğitim şimdi siz söyleyin bana...
  • Bir kez daha buradan sizlere de söylüyorum, iş arıyorum! Artık midem bulanmaya başladı buradan karşıma çıkan ilk işe evet deyip, basıp gideceğim. Allah alsın bunları da işlerini de. Zengin olmak, para sahibi veya iş sahibi olmak önemli değil, birazda insan olmak gerekiyor.
  • Böyle güzel bir günde, sabah kapının önüne kadar gelmişken, aslında gelmesem işe, gitsem buradan geri, eve dönsem, arayıp hastayım desem... Diye düşünmedim değil hani ve aslında o an o kadar cazip bir teklifti ki anlatamam size...
  • Zaman zaman herkesten ve her şeyden usanıyorum. Şu hayata da lanet edip kendimi bir yerlere kapatmak geliyor içimden... Böyle insanları gördükçe insanlığımdan, insan olmaktan da utanıyorum. Ve bu şirkette öğrendiğim şey ise yetki herkesi değiştiriyor. Adının önüne bir sıfat gelmeye görsün, kırk yıllık adını bırakıp da sıfatını bir kürk misali kuşanıyor insan... Sen beni yetki ile imtihan etme Allah'ım...
  • Gözlerinizden öper, güzel günler dilerim. Sevgiyle, sağlıcakla, mutlulukla kalın...
  • Bana iş bakmayı unutmayın.
  • Bu da yazının şarkısı olsun öyleyse. Applesodaa.
17 Haziran 2014

Tünaydın :)

   Canlarım size bir günaydın yazısı yazacaktım ama "şuna da bakayım, dur şuna da bakayım, hımm bu kimmiş" tarzı hayret nidalarımla yeni bloglar arasında kaybettim kendimi bir de baktım öğlen olmuş. :)

   Birazdan yemeğe çıkacağım. Yaz mevsimi geldiğinde içim hiç bir yemeği almıyor, midem altüst oluyor, istemsiz kilo vermelere başladım yeniden... Zorunlu diyet gibi oluyor her yaz benim için...

   Sonunda 11 ayın ve de gönlümüzün sultanı Ramazan da kapıya dayandı. :) Ramazan'ı hep çok sevmişimdir. Yaz dolayısıyla kaybettiğim kiloları da geri almaya niyetliyim şekerler. Yaz öncesi en büyük etkinliğimiz Gamze'nin doğum günü olacak sonra bayrama kadar iftar ziyafetlerini de unutmayayım. :)

   Gamze'nin doğum gününe bende gelirim diyorsan bir yorum yaz yeter. :)

   Hepinizi sevgiyle kucaklarım, güzel günleriniz olsun. :)

   Öğleden sonramı deli patronla fuar dosyalarını ayıklayarak geçireceğimden bana sabır dileyin...

   Not: İş başvuruları yaptım bir sürü ve iş arıyorum. Gel bizimle çalış demenize hiç bir şey engel olmasın lütfen. :)

   


13 Haziran 2014

iyi demiş...

Beni bir tek sen anlıyorsun canım Edip Cansever.
Bu gün öyle kaybolmuş, dağılmış hissediyorum ki...
Bazen insan hayatından bıkıyor ya işte tam o bazenlerdeyim.
Sevgiler.
10 Haziran 2014

Günaydın Türkiye :)


  • Resimdeki gibi bir gün istiyorum. Çok zaman oldu sevdiceğime sarılmayalı... Mesafelere direnişin 252. günündeyiz. Çoğu gitti, azı kaldı canlarım...
  • Kız kardeşimle internette çözdüğümüz "Hangi Yüzüklerin Efendisi Karakterisiniz?" testinde Sauron, "Hangi Kötü Karaktersiniz?" testinde Tony Montana, "Hayatınız Film Olsa Sizi Kim Oynar?" testinde de Beren Saat çıktım. Tüm kötülüklerin anasıyım yeminle. :) Hele "Hangi Game of Thrones Karakterisiniz?" testinde nasıl Hodor çıktığımı hiç sormayın. :) Ay utanıyorum...
  • Aslında o kadar da kötü değilim yani gerçekten değilim bakın ya... Tamam sinirlenince saç baş yolma, kavga gürültü çıkarma eğilimim olabilir. Hatta dilim de papuç kadar lafını geçtiğinde ben ilkokula gidiyordum ama benim içim temiz şekerim, ciddiyim. :)
  • Kız kardeşim işgüzarlıklarıyla bir dünya devidir. Dün de anne tarafından tüm kız kuzenleri vatsapta bir grupta toplamış. Gayet güzel ve eğlenceli oluyor lakin nerede çalıp, nerede susacağını bilmiyor bu konuşmanın bip sesi. :)
  • İş yerinde yine ve yeni bir sorunlu günle baş başayız. Artık rutinimiz bu oldu; maaşı iyi olmasa, benimde taksitlerim olmasa ve evlilik arifesinde olmasam kapıyı en okkalısından çarpıp "Çirkef karı al şirketini de başına çal!" derdim. Şu an tam da o noktadayım. Aslında biz her gün şirketçe o noktadayız ya neyse.
  • İnsanların neden kendilerini bir başkaları ile kıyaslayıp da mutsuzluğa davetiye çıkardığını anlayabilmiş değilim henüz... Ve lütfen, rica ediyorum, istirham ediyorum, Allah aşkına beni kendinle bir tutma ne olursun... Bu mesaj da yerine gider inşallah...
  • Dün kayınpederimin başına gelen bir olaydan da yola çıkarak; evlilik işlerinin ve iki aileyi bir araya getirmenin bazı durumlarda sağlam sinirlere sahip olmayı gerektirdiğini açık ve net söyleyebilirim. Allah sabır versin tüm evlilik arifesindekilere ve ailelerine..
  • İşte böyle bir güne zorlukla gözlerimi araladım. Sizin gününüz umarım benimkinden daha iyi başlamıştır. Gününüz aydınlık olsun canlarım. :)
Not: Bu da blogumun ilk gifli postudur. :)
9 Haziran 2014

“Ama ben bu kadar acıyı, sen de başkalarına benzeyesin diye çekmedim.”

demiş Cemil Meriç.

Bu sözü öncelikle kara kuzuma armağan eder,
gözlerinden öperim.

Son 114 gün.
Özlüyorum.
Hep özlüyorum.
6 Haziran 2014

#şiirsokakta


“Dünya, ölünün başucunda açık kalmış radyo.”

demiş Cahit Zarifoğlu.
Son 117 gün.
Bekliyorum.

Not: Resim Agnes Cecile ismiyle bilinen Silvia Pelissero'ya aittir.

Cumalar Candır!!!


  • DARALDIM!!!
  • Bu cuma için söylenebilecek tek iyi şey yarın işe gelmek zorunda olmayışım ki buna canı gönülden şükrediyorum sabahtan beri. Öyle nemrut bir gündü ki don lastiği gibi uzadı gitti de bir bitmedi. :(
  • Nalet bir patronla birebir yakından çalışmak zorundayım ki her günü hayatım için yeni bir sınav olarak görüyorum. Arayınca, niye aradınız? Aramayınca, beni bunu için neden aramadınız? Aradığımız halde unutunca, beni bunun için neden aramadınız? Ve benzerleri şeklinde başlayan ve farklı kombinasyonlarını da içine eklediğinizde, içinden çıkılmaz bir sonsuza ulaşan saçmalık derecesini de aşan sorularıyla beni canımdan bezdirdi. Sadece benimle sınırlı kalmadı tüm satış ekibini yerle yeksan etti. Allah ıslah etsin bu kadını diyorum ve sonraki maddeye geçiyorum.
  • Biraz huzura ihtiyacım var ama bulamıyorum bu mendebur kadın yüzünden, ay yine telefon çalıyor ne olur arayan o deli cadı olmasın diyecektim ki maalesef oymuş. Ne zaman bir isteğim gerçek oldu ki şimdi bu olsun değil mi?? Hayat yine bana bir tarafıyla gülüyor gibi bir his var içimde...
  • Bana bir iş bulsanıza ya ama lütfen ne olur bu sefer bir ciddiye alın beni... Lütfen...
  • Gözlerinizden öpüyor ve günün kazasız belasız sona ermesi için hatim indirmeye gidiyorum.
  • Bugün tam da bu resimdeki gibi hissediyorum. :( Hayat enerjimi sömürdü Blair Cadısı kılıklı ne olacak!!
  • Öperim.
  • Applesodaa.
5 Haziran 2014

Bilmezler nasıl aradık birbirimizi, bilmezler nasıl sevdik, iki yitik hasret, iki parça can.

demiş Ahmet Arif.
Son 118 gün.
Özledim.

Sıkıldım...


Bir günde 1440 dakika var.
Bunun 540 dakikasını iş yerinde geçiyorum.
Şu anda işten çıkmama 270 dakika var.
Böyle düşününce çok gibi gelmiyor
lakin
saat hesabına vurunca 4,5 saat demek.
:(
Evet, pek kendimde değilim sanırım...
Eve gidip, yatasım var.
Günü güzelleştirme çalışmalarına
burada
son vermiş bulunuyorum.

Sevgiler.
Applesodaa.

#şiirsokakta


Bugünü güzel bir gün yapalım. :)

   Beni bilenler bilir, hava kasvetli oldu mu aklım da başımda değildir. Bu kasvetli havalar içimi huzursuz ediyor.

   Yağmur yağdı diye hayatımda bir ilki gerçekleştirerek tam seviniyordum ki, su seviyesinin yükselmesi için yağmurun uzun süre ve hızlı değil de daha yavaş yağması gerektiğini öğrendim. Yani hala yağmurdan hoşlanmıyorum. 

   Günü güzelleştirmek adına sabah güzel bir kahvaltıyla çay içtim kesmedi. Ofistekilerle şakalaştık, güldük. Gene olmadı. Kurabiye yapamayacağım için şu anda, hazır yapılmışını yemeye karar verdim. :) Dans edemeyeceğim ofisin orta yerinde bu maddeyi geçelim lütfen. Bundan sonra küçük küçük düşüneceğim birazcık. Bir gökkuşağı çizemem içimden gelmiyor ama bir şeyleri tamamlama kısmını yapacağım sanıyorum.

   Akşama kara kuzumla Beşiktaş'ta biraz vakit öldürüp, içimizi rahatlatacağız. Havanın kasvetini içimden atamadım bari gezeyim olacak bizim durumumuz biraz. 

   Bu kadar saçmalamak yeter, neyse gidip biraz çalışayım bari canlarım. Öperim. Applesodaa.
3 Haziran 2014

"Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan. Benimle meydan oku her çaresizliğe. Benimle uyu, benimle uyan. Ben bir eylül, sen haziran."

demiş Ümit Yaşar Oğuzcan.
Bir haziran geçsin, bir de eylül sonrasında hiç ayrılmak yok sevdiğim.
Son 120 gün.

Search

About

Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.