12. Gün: Niyetli olmadığım için ofisten arkadaşlarla öğle yemeğine gittim. Uzun ama uzun bir aradan sonra sohbet ederek yemek yemek çok hoştu gerçekten. İnsan bazen sürekli yaptığı şeylerin kıymetini ancak yapamadığında anlayabiliyor.
13. Gün: Hem Çınar'ın kontrolünü hem de benim sürekli ertelediğim Cildiye randevumu halledebildiğimiz mükemmel ötesi bir gün oldu. Gerçi şimdi de plastik cerrahiye gitmem gerekiyor. Allahım bana dirayet ver.
14. Gün: Kayınvalidemler memleketten İstanbul'da kalan eşyaları götürmek için geldiler. Her ne kadar sonunda ayrılık olan bir kavuşma olsa da oğlumun sevinci görülmeye değerdi. Bir de aile iftarı hazırladım ki sormayın, tam Ramazan ayına yakışır bir gün oldu; sevinciyle, coşkusuyla...
15. Gün: Genelde eşimle ben sahur yapmıyoruz. oniki bir arası birşeyler yiyip yatıyoruz, tekrar kalkmıyoruz. Ama evde misafir olduğu için yılın ilk sahurunu yaptık. :)
16. Gün: Çınar mahalledeki bütün ablaları ile beraber futbol (kendisi pitbol olarak telaffuz ediyor) antrenmanına gitti. Soranlara da "Ben Şinem'i pitbola götüğdüm." diyordu. Onun o eğlencesi, keyfi, geldiğinde sürekli sıkılmadan aynı şeyleri anlatması gerçekten beni de o kadar mutlu etti ki. Kendim gitsem öyle mutlu olmazdım heralde.
17. Gün: İftara kızlar gelecekti, İpek kızçem bizi son anda ekse de Ayşe kızçemle keyifli bir iftar yaptık. Gerçi iftarın keyfini en çok Çınar çıkardı ama neyse. :)
18. Gün: Ramazan dolayısıyla yemeğe gitmediğim için öğle arasını kitap okuyarak değerlendirdiğim bir gündü. Dışarısı, kasvetli ve yağmurluyken pencere kenarında oturup kitap okumanın keyfi başka hiç bir şeyde yok.
19. Gün: Sabah toplantım olmamasının verdiği güvenle kendime güzel bir sabah uykusu armağan edip bir sonraki otobüse bindim. :) Bizim otobüs seferlerinin arası yok 7:50'ye binersem ofise çok erken geliyorum ama trafikte kalmıyorum. 8:40'a binersem de ofise yarım saat geç kalıyorum. Arada geç kalmanın da bir keyfi yok değil tabi. (Bu ikisinin arasında başka otobüs seferi olmaması sadece bana garip gelmiyordur umarım.)
20. Gün: Uyandığımda güneşi görmek. :) Günlerdir kasvet kasvet üstüne, soğuk soğuk üstüneydi. Çamlıca eteklerinde oturunca da hava hiç yardımcı olmuyor tabi. Sabah gözümü bir açtım güneş parlıyor allahım nasıl bir mutluluktu anlatamam.
Eee nasıl gidiyor, küçük mutluluk durumları?
Sevgiler.