28 Temmuz 2017

Cumalar candır, gerisi heyecan...

Upuzun bir aradan sonra yeniden "Cumalar Candır" yazısı yazıyorum, yani heyecanlıyım.
O zaman hadi başlayalım.

  • Haftanın ilk iki gününde kuzenimi evlendirmek sebebiyle Ordu'daydım. Düğün; düğün gibi değildi. Gelin; gelin gibi değildi. Damat; benim tanıdığım gibi değildi. Yıllardır tanıdığım adamı aslında hiç tanıyamamış olduğumu anladım geldim.
  • Hepi topu üç gündür çalışıyor olmama rağmen haftanın gidişatı don lastiği gibi uzadı gitti, bir kopmadı. Beş gün çalışacak olsam bu hafta cinnet geçirmem işten bile değilmiş.
  • İşe geldim geleli, İngilizce dokümanlarda boğuluyorum. Hayır benim İngilizce'm de iç güveysinden hallice... Doküman dediğim de adeta bir ansiklopedi 200 sayfa... Resmen çekilecek çilem var.
  • Evdeki sinek istilasına bir nokta koyduk sanıyorum. Ordu'dan döndüğümde pencere önlerinde olmak suretiyle toplu intihar ettiklerini gördüm. Allah taksiratlarını affetsin. Başka bir haşarat türü evi basmaz inşallah, amin.
  • Dün yağan yağmurda bir damla ıslanmadan eve varmayı başararak kendi kişisel tarihimde bir dönüm noktasına imza attım. Allah'ın sevgili kuluyum vesselam. :)
  • Hayatımın bir başka cephesinde yeniden bir misafir tarafından ekilme durumu yaşadım. Resmen misafirlerimin kafası güzel. Bizi niye çağırmıyorsunuz minvalinde triplerine "Ay canım buyurun cuma günü kalmaya gelin." dedim. Önce gelmeye, sonra gelmemeye karar verdiler. (Ya sabır Allah'ım.) Bende tavukları dolaba koydum, börek tepsinini kaptığım gibi ofise getirdim, afiyetle yedik. Bilmem sinirimi bu tavrımdan anlayabildiniz mi?
  • Taşınmak için ev arama çalışmalarına başladım, resmen şehir merkezine taşınacağız. (Oley! Yazar Tuzla'da oturduğunu bir daha belirtme ihtiyacı duydu.)
  • Tatil için konaklama parasının bir kısmını şimdiden kenara koyabildim. Tatil dileğime canı gönülden katılan tüm güzel insanlar, sizi kocaman kucaklıyorum.
  • Applesodaa cuma haberlerini sundu, saygılar.
13 Temmuz 2017

Bir tatil planı yaptım...

Öyle yaptım yani.

Ben planladım ama "Bakalım gidebilecek miyiz?" diye kafamda deli sorular fink atıyor.
Onlar fink  atmasa da iptal etmemiz için on yüz bin milyon farklı
neden ortaya çıkabilir. 
Eşimde bende bu konularda pek bir şanssızızdır üzerinize afiyet.

Şimdi planları ve hatta planda kalmasın sadece diye rezervasyonları bile yaptım.
O tarihe kadar elimize güzel bir para geçmesini diliyorum.

Yani böyle sürpriz bir şeyler olabilir.
Büyük büyük büyük halamızdan bilmediğimiz miraslar falan kalabilir mesela...

İhtimaller sonsuz.
Ben yürekten bu tatili diledim.
Öyle ki şu yaşamıma bir ara vermezsem otobüslerde milletin kol altını falan koklarken
tık diye gidebilirim.

Hatta benim bu bunalmış, şurama kadar geldi hallerim o kadar
kendini belli ediyor ki; araçla gideceğimiz ve yaklaşık iki bin km yol yapacağımız bir tatil 
planına sevdiceğim tek şoför olmasına rağmen itiraz bile etmedi.

Hem zaten boyumda kısa (1.55) şurama da çok çabuk geliyor yani...

Bir de olur da miras falan kalmazsa benim çok tutumlu olup para biriktirebilmem için de dua edin,
rica ediyorum.

Sizde benim için, benim kadar can-ı gönülden bu tatili dileyin olur mu?
Minnettar kalırım.

Kocaman kucaklıyorum.
Applesodaa.
7 Temmuz 2017

Şu başıma gelenler...



Evlilik denilen müessesesinin kendisi mi ilginç olaylar mıknatısı yoksa sorun bende mi bilemiyorum.
Buyurun analiz edelim. :)

Geçtiğimiz yıl evimi nereden geldiği ve de nereye gittiği belli olmayan karıncalar işgal ettiler. Sanırsınız benim ev onların göç yoluna kondurulmuş. Mutfaktan girip yatak odası istikametine doğru seyahat ediyorlar. Ne kadar istemesek de göremediğimiz anlar oluyor eziyoruz, veyahut açtığım her kapağın altından çıkıveriyorlar diye tırlatma noktasına gelmiştim ki 
kendileri ile yollarımız ayrıldı. 
Öylece ne olduğumu da anlayamadan bir karınca sürüsü geldi ve de geçti.

Bir gün kapıyı sabah kilitleyip çıktım. Akşam geldim eve giremiyorum.
Sanki başkasının anahtarıyla açmaya çalışıyormuşum gibi kapıda sarsılmaz bir duruş var ki
görmeyin. Kocam da hastanede nöbette olduğundan öylece bakakaldım kapıya.
Neyse ki internet var da en yakın çilingiri imdada çağırdım.
Babam yaşındaki çilingir bana "Kilidin dili düşmüş abla." diyerek açıklamayı yaptı ve de kapıyı açtı.
Dedim ki kapıya" Be hey insafsız, sabah bir şeyciğin yoktu da akşama ne oldu sana?"
Cevap vermeyerek sarsılmaz duruşunu korumaya devam etti.

Karıncalarla yaşadıklarımız da yetmemiş göreceğim varmış ki,
bu sene de sinek istilasına uğradık. Lakin öyle böyle değil her odada, her yerde, tavanlarda
benek benek duruyorlar küçük sinekçikler. Mide bulantısını falan da geçtim de nereden geliyor bu
mahlukların kaynağı diyerek ardiyesinden kilerine bütün evi taradım ve ne göreyim; banyodaki su giderini istila etmişler. (Oysa ki ben bir mercimek paketi falan sineklenmiştir diye kendimi avutuyordum.) Her yeri pir-ü pak temizlesem de evi sineklerle paylaşma olayımıza bir son veremedik. Yazıktır günahtır diye bir şişe fısfıs alıp üstlerine de sıkamadım.
Öyle geçinip gidiyoruz şimdilik.

Applesoda evden bildirdi.


4 Temmuz 2017

Hoş görmeyi unuttuk biz...

Gün geçtikçe kaybettiğimiz insanlığımızın bir parçasına daha veda ettiğimizi idrak ettim bugünlerde...

Yaklaşık bir yıl kadar evvel ani bir kararla saçlarımı turuncuya boyattım.
Benim tercihim, benim kararımdı. Saç benim, boya benimdi.
Velakin herkes üzerine laf söylemeyi haddi bildi.
Hepsine kulaklarımı tıkasam da kuzenimin eşi, eniştemin davranışı o günlerde beni üzmüştü.
Beni görünce "Bu ne saçmalık böyle." diye verdiği ilk tepkisini, gördüğü yerde
"cık cık" diye söylenmeler ve sırt çevirip giderek, konuşmamalar aldı.

Altı üstü saçımı boyattım ben yahu bu nasıl bir tavır dedimse de kime anlatıyorsun değil mi?
Böyle tepki veren bir insanın dediklerimi anlamasını beklemek mucizevi bir olay
olurdu.

Aylar sonra bir başka kuzenim (erkek) de evlenmeye karar verdi. Tebrik ettik, düğününe gittik. Velakin kuzenim bizi tebrik etmedi. El sıkışmadı, öyle bir ötelenerek geçtik önünden.
Sonradan öğrendik ki gelinimiz inancı gereği eşinin bayanlarla sarılması veyahut el sıkışmasına müsaade etmiyormuş.

Herkesin inancı kendine neticede ayıplayacak veya bir şey söyleyecek değildik.
Ancak bunu düğün günü elimiz kolumuz havada iken öğrenmesek önceden öğrensek iyiydi.
Velakin biz "neyse" deyip geçmişken, olayı büyütüp laf üstüne laf söyleyenler
had safhadaydı.

Bu bayramda ise bayramlaşma turları esnasında uzun zamandır görüşemediğimiz bir ablamla
denk geldik. Sarıldık kucaklaştık. Eşinin inancı gereği bayanlarla tokalaşmadığını
bildiğimden bir baş selamı ile "İyi bayramlar, enişte." dedim.
Lakin bendeniz açık bir hanımefendi olduğumdan bir baş selamını bile alamadım.

Herkesin inancı, inancını yaşayış biçimi kendisine.
Ancak bu bizlere ne başı açık olanlara ne de kapalı olanlara laf söyleme veyahut
kıracak bir davranışta bulunma hakkını vermiyor.

Hoşgörü diye bir erdem vardı, ülkemizi anlatırken eskiden sıkça sıfat olarak kullanılan, onu hatırlayalım. Hoş gördükçe, hoş görüldükçe mutluluğumuz katlanacak.

Hoş görülebilmek dileğiyle.
Applesodaa...


Search

About

Bendenizle ilgili bilgiler için "Kim Bu Kız" sayfasına gidiniz lütfen.