Eskiden kitaplarımı biriktirirdim. Kendi odamda bir kitaplığım yoktu ama
okunmuşlar ve okunacaklar olarak kuleler halinde dizmeye
bayılırdım.
Günlerden birinde, kitap kampanyası için bağış yapar mıyım diye sordular.
Yeni açılacak bir liseye kütüphane oluşturmaya
çalışıyorlardı.
Eve gelip düşündüm. Kitaplarımı öyle izlemeyi seviyorum.
Peki ikinci bir kez alıp elime okuyor muyum diye sordum kendime.
Bir kaç kitap haricinde cevap hayırdı.
Bir de "Aaa ben bunu alıyorum, bir okuyayım." diye alıp da geri getirmeyenler geldi
aklıma. Durdum bir an, dedim ki; "Ne yapıyorum ben?".
Okumak için alıp geri getirmeyene tamamım da bağışlamaya gelince öyle düşünüyorum.
Düşünecek hiç bir şey yoktu.
Kız kardeşimle beraber büyükçe bir koliye lise çağında okunabileceğini düşündüğümüz
tüm kitapları doldurduk ve gönderdik.
O günden beridir de nerede bir kitap bağış kampanyası olsa katılırım.
Kitaplığımda ya bağışlamaya içeriği uygun olmayan kitaplar vardır yada bağışladıktan
sonra aldığım kitaplar vardır.
Kitap okuma oranlarımız ülke olarak yerlerde, ama bir yerlerde okumak isteyip
de almaya gücü olmayan gençler varsa ve ben onlar için bir şey
yapabilmişsem benden mutlusu yok.
Sevgilerle, Applesodaa.
Günün notu: Öğretmenler günümüz kutlu olsun...
Yazının notu: Resimdeki benim kitaplığım. :)
Günün notu: Öğretmenler günümüz kutlu olsun...
Yazının notu: Resimdeki benim kitaplığım. :)
Bu fikri çok seviyorum.
YanıtlaSilAma kütüphanede anamdan babamdan kalma kiyapları görmeyi de seviyorum.
Sanki çok okuyormuş gibi tribe girmeyeyim ama kafalar karışık...
:)
Ay evet anlayabiliyorum. Hep bir ikilem. Annemin kitaplığı benimkinden ayrı çok şükür, ben çok düşünmüyorum o yüzden. :D
Silmerhaba size nasıl ulaşabilirim
YanıtlaSilhuriye.koc91@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Sil