Yarı karanlık bir koridorda bekliyoruz. Hocanın gelmesini ve bitmek bilmeyen o sıkıcı, iç karartıcı derse başlamayı bekliyoruz. Çok ilginciz aslında değil mi? Zaten beklerken sıkılıyoruz. Ancak daha da sıkılacağımızı bile bile hala bekliyoruz.
Kalabalığız biraz... Kızlar, oğlanlar... Sohbet ediyorlar. Uğultuları kulaklarımı dolduruyor... Aklım başka yerlerde aslında. Başka yerlerde, başkalarıyla birlikte. Ancak ne buradayım, ne de orada. Burada değilim; gözlerim gördüklerini algılamıyor, boşluğa bakıyorum ama duyuyorum. Uğultu kulaklarımda çağıldıyor. Orada da değilim; görüyorum ama sadece görebiliyorum. Seslerini duyamıyorum. Hissedemiyorum orayı, oradakileri... Asla varolmamış bir yer sanki. Ben aklımda var ediyorum bir şekilde. Sadece bir soğuk hissediyorum. Sırtımdan gelen bir soğuk! En son duvara yaslanmıştım, hatırlıyorum. Ondan olsa gerek diye düşünüyorum... Uğultu çekilmez bir hal alıyor. Gözlerimi kırpıştırıp, kıpırdanıyorum ve gerçekliğe dönüyorum. Etrafa bakıyorum hala kalabalık. Kendimi çok yalnız hissediyorum. Sadece ben olsam bu kadar yalnız hissetmem diye düşünüyorum. Çünkü sadece ben olurum. benim yalnızlığım olur. Hepsi beni yalnız bıraktığı için, her birinin yalnızlığı sızlıyor içimde. Tek olmayı diliyorum. Çünkü ne kadar kalabalık, o kadar yalnızlık... Ne kadar yalnızlık, o kadar acı...
Bir başıma olabilsem diyorum. Bir kapı sesi duyuyorum. Sınıf açılmış, ders başlıyor. Bir adım atıyorum içeri doğru. Sıkılacağımı biliyorum ancak bunu acı çekmeye yeğ tutuyorum.
- my sassy girl-
0 yorum:
Yorum Gönder